Page 57 - 1-4_2
P. 57
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
bağlı olan yerlerin tarihi hakkında bilgi vermektedir. Bu eserin İstanbul’da Ayasofya ve
Yerebatan Kütüphanelerinde bulunduğunu ifade etmiştir.
2- Münşe’ât: Çelebi Sultân Mehmed Hân’ın Amasya yönetiminde bulunduğu esnada
diğer devlet görevlilerine gönderdiği mektup ve resmi yazılar ile Amasya emirleri tarafından
bazı emirlere yazılmış özel mektuplardan oluşup Arapça ve Farsça yazılmıştır. Müellif o
dönemde Veliyyeddîn Efendi ve Es’ad Efendi Kütüphaneleri’nde bulunan münşe’ât arasından
bu evrakları tespit etmiştir.
3- Diğer Münşe’ât: Amasyalı Münîrî Çelebi tarafından yazılmış bir eser olup H. 886-
917 tarihine kadar Amasya vâlîsi Şehzâde Sultân Ahmed tarafından pederi Sultân II. Bâyezîd
ve diğer emirlere yazılmış ma’rûzât ve özel mektuplardan oluşmaktadır. Müellif, yine
Veliyyeddîn Efendi Kütüphânesi’ndeki münşe’ât arasından eseri bulup kaynaklarına dahil
etmiştir.
4- Tezkire-i Abdî: Meşhûr Abdullâh Paşa müderrisi Amasyalı Abdî Efendi tarafından
tertîb edilmiş bir edebî eser olup H.1000-1081 tarihine kadar Amasya'da yetişmiş önemli
şairlerin biyografilerini içermektedir. Aynı zamanda eserde Amasya’da meydana gelen zelzele
gibi iştilmemiş, duyulmamış olaylar dahi kaydedilmişdir. Müellif o dönemde bu eseri eksik bir
sûretde Amasya’da bulmuştur.
5- Tezkire-i Sâdât: Abdî Efendi’nin oğlu es-Seyyid eş-Şeyh Ali Efendi Amasya nakîbü'l-
90
eşrâf kâ’im-makâmı iken H.1110 tarihinde mükemmel bir hat ile yazdığı Defter-i Sâdât-ı
Amasya olup Nakîbü’l-eşrâf Amasyalı Hocazâde es-Seyyid Osmân Efendi tarafından
doğruluğu tasdik edilmiştir. Ne yazık ki müellif bu eserin ancak on sayfasına ulaşabilmiştir,
yine de bu eserden de istifade ettiğini ifade etmiştir.
6- Defter-i Vukû'ât: Kâ’im-makâm Şeyh Alizâde es-Seyyid Ahmed Rüşdî Efendi
tarafından düzenlenmiş olup H. 1121-1153 tarihine kadar Amasya’da meydana gelen zelzele
ve afetlerin yanısıra bazı vefat eden kişilerin kaydedildiği bir eserdir. Bu eserin de ortalarından
on varakası eksik olarak bulunmuştur.
90 Nakîbü'l-eşraflar, seyyidlerin ve şeriflerin özlük hakları ile ilgilenirlerdi. Nakîbü'l-eşrafların görevlerinden biri
de sahte seyyidliğin (müteseyyidlik) önüne geçmek ve seyyidliği sabit olanlara "Siyadet Hücceti" vermektir.
Siyadet hücceti seyyidliği sabit olana verilirken, bununla ilgili olan siyadet (seyyidlik) kaydı da, hücceti veren
nakîbü'l-eşrâfın tuttuğu "Sâdât Defteri"ne yapılırdı. Ayrıntılı bilgi için bkz. Murat Sarıcık, Osmanlı
İmparatorluğu’nda Nakîbü'l-eşraflık Müessesesi, Ankara 2003, TTK Yayınları.
54
56