Page 48 - 1-4_2
P. 48

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                       Müellifin şahit olduğu yangınlardan biri H. 1331 (M.1912-1913) yangınıdır. Amasya
               âlimlerinden  biri  olan  Ahmed  Efendi  (Sofu)’nin  biyografisinde  bahsettiği  olayda  bir  gün

               kendisinin yanına gittiğini ve hal tercemesini sorduğunu belirtmiştir. Ardından olayı şu şekilde

               anlatmaktadır: “Derhal elimi tutdu ve buyurdu ki; “Sen ulemâ-yı ümmetin, a’yân-ı memleketin,
               vatanın  târîhini  yazıyorsun,  bundan  büyük  hayırlı  hizmet  olmaz.  Bâdi-i  mağfiretin olur

               inşâllah. Lâkin dikkat ki yazdıklarını yakmayasın, yangından sakın. Elinde yarısı bile kalsa
               yine  bir  menfa’atdir.  Diğer  yarısını  sonra  da  yazabilirsin.  Terceme-i  hâlini  yazacağın

               kimselerin uyûb u nevâkısını  yazmakta  pek ziyâde dikkat  et.  Ya müşâhade yahud ihbârât-ı
               sâdıka  ile  sâbit  olan  seyyi’âtı  ibret  için  yazmakta  bir  be’is  yoktur.  Bu  halde  sakın  garaz

               karıştırma. Hasenâtı istediğin kadar yazarsın. Mümkün olduğu kadar seyyi’âtdan taharrüz et,

               sonra o mağfûr olur, sen mu’azzeb olursun.”
                     Ahmet Efendi’nin sözlerini kaydeden müellif, İstanbul’da Molla Hüsrev Mahallesi’ndeki

               Acı  Çeşme  Sokağı’nda  oturduğu  hânenin  karşısından  çıkan  yangında  eşya  ve  kitaplarının
               yandığını ve eşinin kurtarabildiği eşya içinde yukarıda bahsedildiği gibi Amasya Tarihi’nin

               harfi  “şîn”e  kadar  olan  yarısının  da  bulunduğunu  ve    “şîn”  harfinden  sonrasının  tamamen
               yandığını belirtmiştir.
                                    76
                     Halkı etkileyen üzücü olaylar arasında kıtlık ve salgın hastalıklar bulunmaktadır. H. 685

               (M.1286-1287)’de  yaşanan  kıtlık  nedeniyle  kedi,  fare,  köpek  gibi  hayvanların  etleri  bile
                                                                                     77
               azalmış keçi, koyun ve öküz etleri gibi narha tâbi' olduğu aktarılmıştır.   H. 718  (M. 1318-
               1319) yılında  Amasya yönetimindeki İşboğa Noyin zamanında Târîh-i Aynî’de zikredildiği

               üzere  Anadolu  halkını  kıtlık  ve  fakirlik  perişan  etmiş;  ölmüş  insan,  hayvan,  köpek  etleri
               yenilmiş;  bunlar  dahi  pahalanmış  bu  nedenle  yokluk  içindeki  insanlar  evlâdını  satıp  para

               tedârik ederek bu etleri almaya mecbûr olmuştur. Bu yüzden hükûmet alışverişte hileye meydan
               vermemek için oğlana on dirhem, kıza sekiz dirhem fiyat belirlemiştir.
                                                                                   78
                     Eserde bu vahim hadiseler dışında güldüren anektodlar da anlatılmaktadır. Bunlardan biri
               yaşadığı dönemin Hoca Nasreddîn’i sayılan Şefîk Mehmed Efendi (Şeyh) biyografisinde şu

               şekilde geçmektedir:

                     “Sultan  Bâyezid  müezzinlerinden  ve  meşâhîr-i  sulehâdan  “Kara  Müezzin”  demekle

               meşhûr  Hâfız  İbrahim  Efendi  bir  gece  Sultân  Bâyezid  imâmı  Hâfız  Şerîf  Efendi’nin

               kahvehânesinde bir cemm-i gafîr içinde latîfeler söyleyerek halkı güldüren Şefik Efendi’nin


               76  Amasya Tarihi, c. 6, s. 767-769.
               77  Amasya Tarihi, c. 2, s. 422-423.
               78  Amasya Tarihi, c. 2, s. 474-475.
                                                           45

                                                           47
   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53