Page 367 - 6-8
P. 367

Amasya Tarihi Cilt: 7
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                        Bilâ-fâsıla yirmi iki yıl müftü olduğu halde 1324 senesi şevvâlinin yirmi dokuzuncu
                  cumartesi gecesi vefât etdi. Meşâhir-i ulemâdan, fakîh, beşûş, sâlih, halîm biraz da müdâhin,
                  kadir  nâ-şinâs  idi.  Oğulları  Ahmed  Nuri,  Abdullah,  Abdurrahman,  Mehmed  Kâmil
                  Efendilerdir. Usûl-i hadîsden “Ferâ’idü’l-Fevâ’id” adlı bir eseri ve şerhi ve ba’zı eş’ârı da
                  vardır.

                     Emîn Ali Mehmed Efendi-Erzurûmîzâde Hâfız
                     Amasyalıdır. Ferâiz’in üstâd-ı yegânesi şeyhü’l-ulemâ Erzurumî Ömer Efendi bin Emîn
               Ağa’nın mahdûmudur. Üçler Mahallesi’nde 1286’da doğdu. Sultân Bâyezîd Mektebi muallimi
               Kara Müezzin İbrâhim Efendi’den hızf-ı Kur’ân edib [337] 1298’de Rüşdiye Mektebi’ne girdi.
                     1302’de birincilikle mektebden şehâdetnâme alıp Köprülü Hacı Hâfız Mustafa Tevfik
               Efendi’nin  halka-i  tedrîsine  mülâzemet  etdiği  gibi  Mecdîzâde  Hâfız  Abdurrahman  Kâmil
               Efendi’nin dersine de muvâzabet ederek 1314’de her iki fâzıldan icâzetnâme aldı. Bu esnâda
               birâderi Mustafa Ziya Efendi’den hayli istifâde etdi.
                     1315’de  İstanbul’a  gidip  ba’zı  zevâtın  derslerine  devam  ederek  1319’da  mekteb-i
               nüvvâba  girdi.  1323  senesi  recebinde  râbia  sınıfından  şehâdetnâme  alıp  Bâlâ,  Gürün,  Çal,
               Merzifon kazâlarına sırasıyla kadı oldu.
                     1334’de sâlise sınıfına terfî’ edilip Sinop sancâğına kadı oldu. 1337’de kadı olduğu halde
               vefât etdi. Âlim, müdebbir, gâyet zekî, muktedir, usûl-âşinâ, şâir bir zât idi. Amasya‘da Arpacı
               esnâfından Gürcü Muharrem Ağa’nın kerîmesiyle teehhül etmişdi.

                     Emîn Mehmed Efendi-Zanalızâde es-Seyyid el-Hâc
                     Atabeg Gâzi Medresesi mutasarrıfı es-Seyyid Ahmed Efendi bin es-Seyyid Veliyüddîn
               [338]  Ağa’nın  mahdûmudur.  1262’de  doğdu.  Amasya‘nın  ulemâsından  tahsîl-i  ulûm  edib
               pederinin vefâtından mahlûl olan Atabeg Gâzi müderrisi oldu. Akrabâsından Bakırcızâde Hâfız
               es-Seyyid Nureddîn Mehmed Efendi Vidin nâibi oldukda Vidin mahkemesi kâtibi oldu.
                     Badehû İstanbul’a gelip 1295’de Amasya’da küşâd edilen ticaret mahkemesi reisi olarak
               avdet  etdi.  Sekiz  yıl  kadar  riyâsetde  bulunup  1303’de  ticâret  işleri  hukuk  mahkemesine
               verildikde adliye başkâtibi oldu. Yirmi iki yıl da bu vazîfesini hüsn-i ifâ iderek 1325’de tekâüde
               sevk edildi. On üç yıl da ilim ve ibâdet ve mutâla’ât ile iştigâl ederek 1338’de vefât etdi. Âlim,
               vakûr, kâmil, eşrâf-ı memleketten bir zât idi. Oğullarından Yüzbaşı es-Seyyid Mustafa Nazif
               Efendi Çanakkale harbinde mecrûhan 1334’de vefât etdi.

                     Emîn Mehmed Bey-Sermüezzin-i Harem-i Şerîf el-Hâc
                     Amasyalıdır.  Hacı  Ahmed  oğullarından  Berber  Hacı  Ahmed  Ağa’nın  mahdûmu  ve
               Sermüezzin-i  Harem-i  Şerîf  el-Hâc  Ahmed  Efendi’nin  hemşîre  [339]  zâdesidir.  Zaman-ı
               sabâvetinde dayısı Hacı Ahmed Efendi’nin yanına gidip Harem-i Şerîf-i Mekkî müezzinlerine
               iltihâk etdi. Tedrîcen Mekke-i Mükerreme’de terakkî ve tahsîl-i ulûm ederek Şerîf Avnü’r-
               Refik Paşa’ya kendisini sevdirdi.
                     Hacı Ahmed Efendi’nin dâmâdı ve 1300’de Sermüezzin-i Harem-i Şerîf olup 1303’de
               Amasya‘ya geldi. Badehû gidip Mekke-i Mükerreme eşrâfından olarak rütbe-i sâlise ile Hicâz
               vilâyeti meclis idâre a’zâsı oldu.
                     Muahharan  Şerîf  Anvü’r-Refik  Paşa  ile  araları  açıldığından  1318’de  İstanbul’a  gelip
               mütemâyiz rütbesiyle Nezâret-i Maârif’de Encümen-i teftîş ve muâyene a’zâsı oldu. 1326’da
               ilân-ı meşrûtiyyeti müteâkib ûlâ rütbesiyle Harem-i Şerîf-i Mekke müderrisi olarak Mekke-i
               Mükerreme’ye gitdi.
                     1334’de Mekke-i Mükerreme emîri olan Şerîf Hüseyin Paşa şerâfet-i nesebiyyesini şe’âir-
               i İslâmiyesini nâzar-ı i’tibâra almayarak Hilafet-i İslâmiye-i Osmâniyye aleyhine İngilizlerle
               beraber olup  ilân-ı  harb ve isyân etdiği  esnâda  bi’z-zarûre müdiriyyetten  çekildi.  [340]  Bu
               târihten sonra hayât-ı memâtı mâ’lûm olamadı. Gâyet terbiyeli, nâzik-tabiat, âlim, vakûr, lisân-




                                                           366
   362   363   364   365   366   367   368   369   370   371   372