Page 90 - 6-8
P. 90

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                      Diğer eş-Şeyh Ebûbekir Efendi bin Ali de İçerişehir’de enderûn câmii vâ’izi, Mahmûd
               Çelebi  zâviyesi  şeyhi  oldu.  1083  senesi  hudûdunda  seksen  yaşlarında  vefât  etdi.  Ulemâ-ı
               meşâyîhden, sâlih, halvetî-meşreb, va’zı müe’essir, natûk bir pîr-i muhteremdi.

                      Ebûbekir Efendi-es-Seyyid Yûsuf Çelebizâde
                      Lâdiklidir. Orada medfûn sâhibü’l-hâl Ahmed-i Kebîr er-Rifâ’î evlâd-ı kirâmından es-
               Seyyid Yûsuf Çelebizâde es-Seyyid Rüstem [265] Ağa’nın mahdûmu ve Çuhadâr şehriyârı es-
               Seyyid  Yusûf  Paşa’nın  birâderidir.  Amasya’da  tahsîl-i  ulûm  edib  1043’de  sadr-ı  Rumeli
               Amasyalı Hocazâde Abdullah Efendi’den mülâzım ve ba’dehû müderris oldu.
                      Bir müddet Lâdik kadısı, ba’dehû Amasya’ya gelip müderrislikle devr-i medâris ederek
               1070’te Kameriyye-i Tokat müderrisi ve buradan Tokat nâibi, 1079’da Çorum, 1082’de Çankırı
               kadısı, 1084’de Amasya’da Hüseyniyye müderrisliği ile mütekâ’id olduğu hâlde vefât etdi.
               Ulemâ-yı mevâliden, afîf bir zât-ı sütûde simât idi.

                      Ebûbekir Efendi-Merzifonî
                      Mehmed oğludur. Amasya’da Sultâniyye imâmı Fâzıl Hasan Efendi’den ikmâl-i tahsîl
               edib  Merzifon’da  ders-i  âm  ve  müderris  oldu.  Ba’dehû  Merzifon  müftüsü  ve  Sultâniyye
               müderrisi, buradan Samsun kadısı olup devr-i bilâd ederek 1086 hudûdunda vefât etdi. Meşâhîr-
               i kudâtdan idi.

                      Ebûbekir Bey-Pehluvânzâde
                      Amasya’nın  Kayabaşı  Mahallesi  eşrâfından  Pehluvânzâde  Za’îm  [266]  Ali  Bey bin
               Ahmed Bey’in oğlu ve Girid serdârı Ankebût Ahmed Paşa’nın ammizâdesi olup Yiğen Bey
               denirdi. Zü’emâdan olup Amasya Alaybeyi, ba’dehû Ankebut Ahmed Paşa’nın kethüdâsı ve
               Kandiyye fethinde yararlık göstermekle mîr-livâ oldu. 1088 hudûdunda vefât etdi.

                      Ebûbekir Efendi-Aynagöz
                      Amasyalıdır. Ahmed oğlu olup İstanbul’da ikmâl-i tahsîl ederek ders-i âm, 1053’de
               Kapudan-ı  Deryâ  Yûsuf  Paşa’ya  imâm  oldu.  1062’de  bi’l-imtihân  müderris  olup  medâris-i
               mu’tâdeyi devrederek 1085 senesi ramazânında Kudüs-i şerîf mollası ve 1086 gâyesinde ma’zûl
               ve  mütekâ’id  olduğu  hâlde  1091’de  vefât  etdi.  Fâzıl,  fakîh,  sâlih  bir  zât  idi.  Gözlük
               isti’mâlinden dolayı “Aynagöz”  demekle meşhûr olduğu Zeyl-i Şakâyık-ı Şeyhî’de yazılıdır.

                        Ebûbekir Ağa-Silahdâr
                      Amasyalıdır. Ali oğlu olup silahdârân zümresine iltihâk etdi. Mesleğinde terakkî ederek
               silahdâr [267] ocağı kethüdâsı oldu. Ancak muhârebelerden aldığı yaralardan dolayı za’fa dûçâr
               olduğundan 1089’da Hoca Sultân tevliyetiyle tekâ’üd edilip Amasya’ya gönderildi. 1093’de
               vefât etdi. Hoca Sultân tevliyeti de Veli Bey’e kaldı.

                      Ebûbekir Efendi-Hacı Müderris
                      Merzifonlu  Hacı  Hasan  Çelebi  mahdûmudur.  Merzifon’da  Sultâniyye-i  Merzifon
               müderrisi Recebzâde el-Hâc Mehmed ve Amasya’da Uzun Müderris demekle meşhûr el-Hâc
               Mehmed ve müfessir Hızır Efendi’lerden ikmâl-i tahsîl ederek avdetle Merzifon’da ders-i âm
               ve Eynel Bey Medresesi müderrisi olduğu hâlde tedrîs-i ulûma yıllarca muvâzebet ve 1094
               senesi evâ’ilinde dâr-ı bekâya rihlet etdi. Kibâr-ı ulemâdan fakîh, müteşerri’, vâ’iz bir zât idi.

                      Ebûbekir Paşa-Taşcızâde
                      Amasyalıdır.  Şeyh  Garîk  Mahallesi  eşrâfından  olup  1041’de  vefât  eden  Taşcızâde
               Mehmed Çelebi bin Ebûbekir Ağazâde el-Hâc Halîl Ağa’nın mahdûmudur. 1047’de sipâhî olup
               defterdâr Ebûbekir Paşa’nın ma’iyyetinde müstahdem olarak kendini sevdirdi; bu münâsebetle



                                                           85
                                                           89
   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94   95