Page 687 - 1-4_2
P. 687
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 4
Amasya sancağını kendisinin bir mâlikânesi sayardı. Bunun kendi rakîbi ve düşmanı
olan Çapanzâde Süleymân Bey'e verilmesini çekemedi. Hele Hasan Bey'in Amasya'dan kuvvet-
i cebriyye ile çıkarılması pek gücüne gitdi.
Tayyâr Paşa'nın nüzûl emîni olan Mühürdârzâde Mustafâ Necîb Efendi Târihçesi'nde
diyor ki: "Tayyâr Mahmûd Paşa, Bafra'dan bu husûsu Üçüncü Sultân Selîm'e arz ederek
mâlikânesi olan Amasya sancağının kendi uhdesinde ibkâsını niyâz etdi. Halbuki Amasya
Beyhân Sultân'ın mâlikânesiydi.
Sultân Selîm, Tayyâr Paşa'yı tesliye ve teskîn etmek için iltifâtı hâvî bir fermân ile ikinci
mîrâhuru Şîrînzâde Es’ad Medhî Bey'i Bafra'ya gönderdi. Kendisine lâzım gelen nasîhatları
verdi. Bu yıl Amasya sancağı mâdem ki Süleymân Bey'e verilmişdir, gelecek yıl da yine
kendisine verileceğini ve Süleymân Bey'e dokunmamasını bildirdi.
Tayyâr Paşa bu kadar va'd ve iltifât-ı [194] pâdişâhîye karşı sükûnet ve itâ'at göstereceği
yerde niyâzının redd edilmesine pek ziyâde kızdı, âdetâ onuruna dokundu. Bîçâre Es'ad Bey'i
habs ederek hazırladığı askerinin başına geçdi.
Bafra'dan hareket edip Köprü'ye ve buradan Havza'ya gelip Mikdâd Paşazâde Hasan
Bey'in kumandasındaki kuvvetle birleşdi. Kavak a'yânı Deli Hacı Alî Ağa ile Köprü a'yânı Hacı
Paşazâde Mehmed Emîn Bey'in kuvvetleri de kendisine iltihâk etdi.
Millîzâde Hacı Süleymân Bey, Amasya'yı tesellüm etdikden sonra me'mûrîn ve
a'yândan kimseye dokunmadı. Yalnız sâdâtın şikâyetleri üzerine safer ibtidâsında Hacı Alî
Efendi'nin yerine Vâsî Çelebizâde Hacı Muhyiddîn Ağa nakîb kâ'im-makâmı oldu.
Safer evâhirinde Tayyâr Mahmûd Paşa, büyük kuvvetiyle Havza'dan Amasya üzerine
yürüdü. Hâlbuki Çapanzâde Süleymân Bey kuvvet ve nüfûz i'tibârıyla Tayyâr Paşa'dan aşağı
değildi, bununla berâber devlete sâdık, mutî‘, teceddüd-perverdi. Amasya mütesellimi
Süleymân Bey, Tayyâr Paşa ve Hasan Bey'in hareket ve niyyetlerini Çapanzâde Süleymân
Bey'e Mecidözü mâlikânesi mutasarrıfı Avkatlızâde Süleymân Bey'e arz ve istimdâd etmeğe
[195] mecbûr olmuş, Tayyâr Paşa hücûm ederse avdet etmesine dâ'ir emri almışdı.
Tayyâr Paşa, ma'iyyetiyle berâber sür'atle gelip Amasya'yı basdı. Hacı Süleymân Bey'le
biraz müsâdemeden sonra rebî'ulevvelin birinci günü cebren Amasya'ya girdi. Bütün sancağı
zabt ve istîlâ ve Hasan Bey'i yine mütesellim nasb ederek Amasya târîhinin dördüncü devresine
hitâm verdi. 726
Amasya vilâyeti, dördüncü târîhî devrinde 727 eski şerefini büyük bir varlık içinde
yaşatıyordu. İctimâ'î, ilmî, sınâ'î, iktisâdî hayâtları üçüncü devrenin aynı idi. Eski şerefinden
nesne kaybetmedi.
Bu devrenin ricâli, ya'nî askerî ve mülkî erleri, hâssaten fâzıl âlimleri, kâmil şeyhleri,
[196] kalem ve halk şâ'irleri, iyi hattâtları, san'atkârları üçüncü devreye fâ'ik sayılacak dereceyi
buldu. Erleri arasında ufak tefek hayât mücâdelesi, benlik gürültüleri oldu.
Ancak millî birliği bozan, devlet düzenini kıran, isyân ve şekâvet yoluna girmiş
adamları, vatan ve millet duygularından mahrûm olan Canikli Oğulları gibi derebeyileri yokdu.
Amasya erlerinin bütün kaygıları, Türk varlığını birlik içinde yüksek yaşatmakdı.
Dördüncü Cildin Sonu.
726 Hasan Bey'in Amasya'dan hurûcu ve sonra gelip Amasya'yı zabt ve i'dâmı vak'alarına şâhid olan iki zâta
yetişebildim. Biri 1308 'de Efte köyünde yüz on iki yaşında vefât eden Molla Alî Ağa'dır. Diğeri Amasya'da 1311
'de yüz on beş yaşında vefât eden ulemâdan Çarşambalı Hacı Abdulkâdir Efendi'dir. Bunlardan aldığım ve mahzen-
i evrâkda gördüğüm defterlerden ve Amasya meşîhat sicillâtından topladığım ma'lûmâtı sırasıyla telhîs ederek
yazdım.
727 Bu kısmın başında "üçüncü" denmesi mürettib sehvidir.
668
686