Page 75 - 1-4_2
P. 75
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 1
[3] Bismillâhirrahmânirrahîm
El-hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidi'l-mürselîn
Muhammedi'n-nebiyyi'l-emîn ve alâ âlihî ve ashâbihi'l-müttakîn ve etbâ'ihi'l-mücâhidîn
ilâ yevmi'd-dîn
Nev'-i beşerin ahbârını tasvîr, efkârını tenvîr, âsârını takdîr eden "ilm-i târîh"dir. Eşkâl-i
muhtelifede hudûs ve tekerrür eden vekâyi'-i târîhiyye tedkîk olunursa dünyâ içün bir kıdem,
zamân için bir bekâ tasavvur olunamaz.
Şu'ûn-ı âlemden her biri hudûs ve zevâl i'tibâriyle birer timsâl-i ibretdir ki hudûsunda
bir hikmet, zevâlinde bin nasîhat mündemicdir. Hikmet-i hudûsunda kudret-i İlâhiyyenin
bekâsı, nekbet-i zevâlinde mâ-sivânın fenâsı sâbit olur. O bir hikmetdir ki insâna basîreti celb
eder. Bu bir nasîhatdır ki her mütefekkiri diyânete cezb eder.
İşte "ilm-i târîh" bu hikem-i hâdisâtı kâfil, bu nesâyih-i şu'ûnu şâmildir. Her kavmin
dünyâda esbâb-ı kemâlini, avârız-ı izmihlâlini tasvîr eden "ilm-i târîh"dir. Bir kavmin sa'âdet-i
hâlini ikdâr, [4] azamet-i istikbâlini ihzâr eden esbâb-ı mühimmenin biri de târîhini hakkıyla
bilmekdir. Kâ'inâtda cereyân eden tebeddülâta, her kavm için ârız olan tahavvülâta atf-ı nazar-ı
ibret etmeyen bir millet, hayât-ı siyâsiyyesini muhâfazada te'mîn-i istikbâl edemez. Tedrîcen
sademât-ı mühlike-i zevâle ma'rûz olur.
Şu esbâb-ı mühimmeye binâ'en eslâf-ı kirâm, ilm-i târîhe fevkalâde ihtimâm ederek pek
çok âsâr-ı muhallede te'lîf, umûmî ve husûsî kütüb-i nâdire tasnîf etmişlerdir. Buhârâ, Bağdâd,
Hicâz, Haleb, Semerkand, Kudüs, Merv, Mısır, Yemen gibi bilâd-ı meşhûrenin ahvâl-i
husûsiyyesine dâ'ir te'lîfine himmet edilen "Kütüb-i Tevârîh" fevkalâde kıymetdârdır.
Bunların her biri âid olduğu beldeden zuhûr eden e'imme-i ulemâyı, meşâyih-ı fukahâyı,
kibâr-ı ümerâyı, a'yân-ı rü'esâyı, erbâb-ı sınâ'âtı; ensâb ve fürû'uyla, terâcim-i ahvâliyle
mükemmelen zabt ve tafsîl ve ol beldeye âid olan şu'ûnât-ı hâdiseyi, vukû'ât-ı câriyeyi
alâ-vechi's-sıhha kayd ve tatvîl ederek şâyân-ı ibret olan cihâtı enzâr-ı kâ'inâta arz etmekdedir.
Meselâ, "Ebû Bekir el-Hatîb el-Bağdâdî"nin "Târîh-i Bağdâd"ı ve "Lisâneddîn el-Hatîb
et-Telmesânî"nin "El-İhâta"sı şu ifâdât-ı âcizânemin birer şâhid-i zî-hayâtıdır. Şu iki Hatîb'in
himem-i meşkûresi, bu iki belde-i mu'azzamayı dolayısıyla âlem-i İslâmı [5] ihyâ edecek
hidemât-ı ilmiyyedendir. Kemâl-i ihtimâm ile te'lîf edilen şu iki eser-i kıymetdârın nazîri,
ma'a't-te'essüf henüz bizde mevcûd değildir.
İstanbul, Bursa, Edirne bir derece istisnâ edilirse bilâd-ı meşhûre-i Osmâniye'den
hiçbirinin mükemmel, husûsî bir târîhi yokdur. Bunlarda yalnız ulemâ, meşâyih, şu'arâ bir
derece zabt edildiği hâlde kılâ'-ı cesîme, bilâd-ı meşhûre feth eden vüzerâ, ümerâ gibi
bahâdırân-ı İslâmın mükemmel terâcim-i ahvâline, ensâb ve fürû'una, himem ve hıdemâtına
dâ'ir bir şey yokdur. Bir aşîretden cihângîrâne bir devlet çıkaran bir millet-i mu'azzama için şu
gaflete ne kadar te'essüf edilse azdır.
Ez-cümle Amasya, sahâ'if-i tevârîhde mukayyed olan şöhreti, hâdisât ve ricâlinin
kesreti i'tibâriyle bilâd-ı meşhûre-i Osmâniye'den ma'dûd olduğu hâlde târîhine dâ'ir şimdiye
kadar her ciheti câmi bir eser-i nâfi' görülemedi.
Şu azîz vatana nâçîzâne bir hizmet, târîh-i İslâmın Amasya'ya ta'alluk eden nikât-ı
mechûlesini keşf ve tahkîke gayret etmek üzere "Amasya Sancağı"nın vukû'âtına dâ'ir o
menba'dan zuhûr, yâhud bu sancakda tavattun eden ricâl ve ulemâyı, a'yân ve şu'arâyı, meşâyih
ve a'lâmı, meşâhîr-i benâmı, ashâb-ı hayrâtı, erbâb-ı sınâ'âtı mümkin mertebede ensâb ve
fürû'uyla beraber ilâve ederek bir eser tahrîrini tasmîm eyledim. [6]
Şu eseri cem' ve telfîk için mukaddimenin nihâyetinde tafsîl edildiği üzere yirmi beş
sene İstanbul, Amasya, Bursa, Hicâz, Sûriye ve sâ'ir bilâd ve kasabât-ı Osmâniye'de vâki'
kütübhânelere, bunlarda mevcûd olan kütüb-i tevârîhe, münşe'ât ve mecâmi'-i eslâfa,
mehâkim-i şer'iyye sicillâtına mürâca'at ve şâyân-ı istifâde olan kuyûd-ı kadîme, evrâk-ı
62
74