Page 79 - 1-4_2
P. 79
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 1
"Charles Texier" dahi "Küçük Asya Âsâr-ı Kadîmesi Târîh ve Coğrafyası" nâm eserinde
"Amasya, nâm-ı kadîmi "Amâzîs"dir diyor." Mareşal "Moltke" de "Şark Hâtırâtı" nâm
kitâbında Amasya'yı "Amâzûs ve Amîzûs" olmak üzere kayd ediyor.
"Târîhu'l-Ümem ve'l-Mülûk"da "Muhammed Bin Ca'fer et-Taberî" ve
"Ikdü'l-Cümân"da "Bedreddîn Mahmûd el-Aynî", Anadolu'da fütûhât-ı İslâmiyyeyi beyân
ederken Amasya'yı "Amâse ve Amîse" nâmlarıyla kayd u zabt eyledikleri gibi "Ebû Nasr İbni
Mâkûla" dahi "Kitâbü'r-Rüvât"da "Mâse" nâmıyla zikr ediyor.
"Acâ'ibü'l-Mahlûkât"da "Zekeriyyâ bin Mahmûd el-Kazvînî", Amasya nehrini "Nehr-i
Amâs" ve "Künhü'l-Ahbâr"da "Âlî Çelebi" "Nehr-i Amîs" ve "Nehr-i İrîs" nâmlarıyla kayd
etmeleri, Amasya şehri kadîmen "Amâs", ba'dehû "Amîs" nâmlarıyla meşhûr olduğunu tashîh
eder.
"Mir'âtü'l-İber"de "Diyârbekirli Sa'îd Paşa" diyor ki, "Pont [16] kıt'ası ezmine-i
kadîmede "Tîbâr, Sâlîb, Müznîk" denilen Türk kabîleleriyle meskûn idi. Mu'ahharan Trabzon
ve Amîs (Amasya) şehirlerine Yunânîler hicret etdiler."
Şu ibâre Amîs nâm şehrin kadîmen ism-i meşhûru "Amasya" ve Türklerle meskûn ve
muhâceret-i Yunâniyyeden mukaddem mevcûd olduğunu göstermektedir. Türklerin Pont
kıt'asını istîlâ ve burada gâlibâne tavattun ve icrâ-yı hükûmet etmeleri hicret-i Nebeviyyeden
takrîben 2450 sene kadar mukaddemlerine tesâdüf eder. Yunânîlerin muhâcereti ise hicretden
1650 sene kadar evvellerine müsâdif olup Amasya Yunânîlerin muhâceretinden evvel binâ
edildiği anlaşılmaktadır.
Şu kuyûd-ı târîhiyyede mezkûr olan "Amâseâ" (آ هسامآ) ve "Amâzîs" ve "Amâzûs" ve
"Âmîzûs" ve "Amâse" ve "Amîse" kelimelerinin âhirlerinde bulunan "eâ" ve "îs" ve "ûs" ve "e"
edât-ı nisbetleri ref' olundukda "Amâs" ve "Amîs" nâmı kalır. Şu nisbet, Amasya şehrini binâ
eden "Amâs" nâm-ı diğer "Amîs" olduğunu isbât eder.
Amasya şehrinin târîh-i binâsına dâ'ir tevârîh-i umûmiyyede bir kayd-ı sarîh yok ise de
"kurûn-ı ûlâ"nın nısf-ı evvelinden i'tibâren Amasya şehri tevârîh-i umûmiyyede mazbût ve
ma'lûm olduğu muhakkakdır. Binâ'en-aleyh Amasya hicret-i Nebeviyyeden takrîben 2400 [17]
sene mukaddem "Amâs" tarafından binâ edildiği sâbit olur. Şu hâlde Amasya, dört bin sene
kadar kadîm bir şehr-i azîmdir.
Amasya şehrini binâ eden "Amâs" kimdir? Hangi kavme mensûbdur? su'âllerine cevâb
vermek müşkildir. Kurûn-ı ûlâ târîhi mazbût olmadığı cihetle bu su'âllerin cevâbında her ne
denirse zünûn-ı târîhiyyeden ma'dûd olacağı şübhesizdir. Ancak "Amâs" lafzından ve kurûn-ı
ûlâda Pont kıt'asında meskûn olan akvâmdan istidlâl olunduğuna göre Türk kavm-i azîmine
mensûb olduğu zann olunur.
Çünkü "Amâs" lafzı "ammak" 123 masdarından müştak bir isim olduğu, diğer müştakâtı
olan "amac" 124 ve "amarat" ve "amak" ve "aman" 125 ve "amud" 126 ve "amur" 127 [18] elfâzından
istidlâl olunur. Kurûn-ı ûlâda "Hitit-Hıtay" Türklerinin Pont kıt'asında meskûn oldukları ve
müddet-i medîde icrâ-yı hükûmet etdikleri mülâhaza olunursa "Amâs" nâm zâtın bu Türklerden
ve bunların hânlarından biri olduğu zannını takviye eder.
Şu zünûn-ı târîhiyye hakâyık-ı kat'iyyeden ma'dûd olmadığı gibi, ta'assub-ı millîden
neş'et eden evhâm ve efsâne kabîlinden de değildir. "Küçük Asya'da Mensî Bir Hükûmet" nâm
123 Bir nesneyi kemâl-i dikkatle görmek, gözlemek, korumak, ibrâz-ı hamiyyet etmek ma'nâsınadır.
124 Gözlemek için nişân konulan ve gözlenilen yere denir. Bu ma'nâda "amak" dahi kullanılır. "Kitâbü'l-İdrâk
Li-Lisâni'l-Etrâk"da (Amac: el-Garazu'l-Mütekârib) diye mezkûrdur.
125 Muhâfız ve hâmî ma'nâsınadır. Semerkand havâlîsinde Türklerin hâkânına mahsûs bir şehrin ismi olduğu ve
ta'rîb olunarak "Amân" nâmıyla meşhûr bulunduğu "Mürûcü'z-Zeheb"de mestûrdur.
126 Landon, talîka yaylı arabalarını çekmek içün atların boyunlarına geçirdikleri muhâfazalı halkadır ki "hamud"
dahi denir.
127 "Nihâyetü'l-Ereb"de mezkûr olduğu üzere Türklerin cedd-i a'lâsıdır. Ve mukdim, gayûr ma'nâsında "amarat"
ma'nâsına müsâvî olur. Ve Türkistân'da meşhûr bir ırmak ismidir.
66
78