Page 84 - 1-4_2
P. 84

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


               olduklarını  iddi'â  ederek  îfâ-yı  tevliyet  edenler,  rüsûm-ı  vakfiyeyi  cibâyet  etdikleri hâlde
               hayrâta bakmadıklarından erbâb-ı hayrın i'ânâtına muhtâc kalmışlardır.
                      "Çırçır Suyu",  Ferhâd Dağı  eteğinden nebe'ân ve Karakaya’ya  cereyân  eder. Bu da
               kadîmü'l-cereyân olup "Emîr Alâeddîn Alîşîr et-Türkmânî" tarafından 625 hudûdunda mecrâsı
               inşâ ve "Gökmedrese Mahallesi"yle civâr mahallâta icrâ edilmişdir. İbtidâlarında "Alişîr Suyu"
               dendiği  mazbût  ise  de  mu'ahharan  "Çırçır  Suyu"  denmesine  bâ'is  ne  olduğu  anlaşılamadı.
               "Çırçır" ta'bîri "Alişîr" ta'bîrinden galat olması ağleb-i ihtimâldir. Bu su, ta'm ve halâvetce
               Amasya  sularının  umûmuna  fâ'ik  add  olunmakdadır.  Çaya  gâyet  elverişli  olduğundan
               tiryâkîlerin çoğu bu suyu kullanır. Hayli zamândan beri mecrâsı tathîr edilmediği cihetle gâyet
               az akmakdadır.

                             Cennât-ı cihânın burası sanki ecelli
                             Şehzâdelere olmuş idi sayd mahalli
                             Enzâra olur Köşklü Kayadan bu da belli
                             Bir merkez-i sultân iken aktâr-ı Amasya

                      [31]Bu Karakaya letâfet-i manzara, kesret-i miyâh, safvet-i hevâ ile meşhûr bir mekân-ı
               âlî olduğundan cihet-i şarkiyyesi "Saltanat-ı Celîle-i Osmâniye Hânedânı"na mahsûs emlâk-i
               hümâyûn idâdına dâhil olmuş idi. Bu sebeble Osmanlı şehzâdegân-ı kirâmı Amasya'da ikâmet
               buyurdukları esnâda bu cihet-i şarkiyye şehzâdegâna "Saydgâh" olmuşdur. Ancak Karakaya
               cihetinde  a'yân  ve  ümerânın  emlâki  bulunduğuna  bakılırsa,  "Saydgâh"  olan  cihet  yalnız
               "Çakallar"  olduğu  anlaşılır.  "Çelebi  Sultân  Mehmed  Hân  Hazretleri",  Amasya'da  icrâ-yı
               hükûmet buyurduğu esnâda el-yevm "Köşk Kayası" demekle meşhûr olan "Köşklü Kaya"da
               yüce bir köşk inşâ etdirmiş ve şehzâde "Sultân Ahmed" devrinde bu "Köşklü Kaya Eğlenceleri"
               şu'arâ-yı  asrın  vird-i  zebânı,  bütün  avâmın  dâstânı  olduğu  pek  çok  muharrerât-ı  husûsiyye
               mütâla'asından  istintâc  edilmişdir.  Bu  köşkün  bakiyye-i  âsârı,  harâbe-i kadîmesi  el-yevm
               müşâhede  olunmakdadır.  "Şehzâde  Sultân  Mustafa"  devrinde  ma'mûriyyet-i  sâbıkasını
               muhâfaza eylediği hâlde müşârün-ileyhin vefât-ı nâgehânîsinde taksîmâta ma'rûz olarak ismi
               dahi tebeddül etmişdir.

                             En sonra Çakalzâdelere kısmet-i evfer
                             Oldu buradan hîn-i teferrukda müyesser
                             Şimdi orası bunların adı ile eşher
                             Etdi bunu tahkîk perestâr-ı Amasya

                      [32]  Bu  âlî  cebelin  cihet-i  şarkiyyesi  bi't-tevârüs  "Sultân  Süleyman  Hân-ı  Evvel"
               hazretleri'ne intikâl eyledikde şehzâde-i hümâyûnları "Sultân Mustafa" Amasya vâlîsi olarak
               gelmiş ve burada "Sayfiyye" inşâ etdirip ikâmet eylediği esnâda meşâhîr-i ulemâdan "Seyrek
               Muhyiddîn Efendi" ve ba'dehû Merzîfonî "Hayreddîn Hızır Efendi" ve ba'dehû meşhûr "Sürûrî
               Efendi", hizmet-i  ta'lîmde  ve  meşâhîr-i  üdebâdan  "Hamdî,  Zamânî,  Edâyî"  gibi  şu'arâ  ve
               "Rüstem  Beyzâde  Gonca  Keyvân"  ve  "Lala  Beyzâde  Benefşe  Ahmed"  ve  "Gâzi  Beyzâde
               Çiğdem  Ali"  Beyler  ile  "Çakalzâde  Gül  Sinan  Çelebi"  gibi  nevresîdegân-ı  nedimlik
               hizmetlerinde bulunmuşlar idi.
                      Bunlardan "Gonca, Çiğdem Beyler"e ve "Çakalzâde Lâle Ali Çelebi" ile "Gül Çelebi"ye
               ve  lalası  "Hamza  Bey"e  şehzâde-i  müşârün-ileyh  birer  kıt'a  bâğ  ihsân  ve  temlîk  etmişdir.
               El-yevm  "Hamza  Düzü"  denilen  yer  lala  "Hamza  Bey"e,  "Goncalık"  nâmıyla  ma'rûf  olan
               "Hamza Düzü"nün cihet-i şarkiyyesi "Gonca Bey"e isâbet etdiği anlaşılmakdadır. "Gül ve Lâle
               Çelebiler"in mevki'i, "Hamza Düzü"nün cihet-i garbiyye ve cenûbiyyesi olduğu zann olunur.
               Bu  zamânlarda  şehzâde-i  müşârün-ileyhe  intisâb  etmenin  yolu  benefşe,  gonca,  gül  ve  lâle
               redifli kasâ'id tanzîm ve takdîm olduğunu bilen şu'arâdan çokları bu yolda kasîdeler, gazeller

                                                           71
                                                           83
   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89