Page 88 - 1-4_2
P. 88
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
ictimâ' ve ayş u işret ederek avdet ederler iken çorağını "cevher" diye yüzlerine, alınlarına
sürerler.
Burası kadîmen Hristiyan kabristânı olduğu hâlde 1300 târîhlerine kadar Rûmlar'ın,
Ermenîler'in buraya ancak kabristânı ziyâret kasdıyla nâdiren gitdikleri görülmekde olup
metrûk, mu'attal bir hâlde harâb iken bu târîhden sonra ibtidâ Ermenîler'in, ba'dehû Rûmlar'ın
pazar günlerinde mahall-i ictimâ'ı olmuş ve bu târîhden sonra iki millet arasında ba'zı rivâyât-ı
acîbe zuhûr ederek buraya devâmları, hissiyât-ı dîniyyeden neş'et eylediğini anlatmak
istemişlerdir.
Rûmlar diyor ki: "Havâriyyûndan "Piyer" nâmıyla meşhûr olan "Batras" telâmizesinden
"Yovannis", Amasya sükkânını dîne da'vet etmek üzere me'mûren gelip orada oturmuş ve
Hristiyanlığın hak olduğuna delîl olmak üzere taşdan su akıtmış [43] olduğundan buralar
"Yovannis" nâmıyla meşhûr olduğu hâlde, mu'ahharan tahfîf olunarak "Veng" denmişdir."
Ermenîler diyor ki: "Havâriyyûndan "Ohannis", "Revân" dâhilinde "Açmıyazın"
şehrinde ikâmet ve Ermenîleri dîne da'vet edib hasbe'l-îcâb "Kayseriyye"ye azîmet ederken
Amasya'ya geldikde a'dânın ta'kîbinden kendini tahlîs için oraya gizlenmiş ve birkaç gün sonra
susamış ve arkasında dayandığı taşa emr ederek suları akıtmış olduğundan buralara "Ohannis"
nâmı verilmiş, sonradan tahfîf olunup "Veng" denmişdir."
Şu iki rivâyet tedkîk olunursa ikisi de bir menba'dan zuhûr eylediği anlaşılır. "Veng"
isminde ve tahfîfinde ittihâd ve menşe'-i aslîsinde ihtilâf edildiği görülür. Romalılar ve
Hristiyanlık târîhleri mütâla'a olunursa şu "Veng", gerek "Yovannis", gerek "Ohannis" ile lafz
ve ma'nâda bir münâsebeti olmadığı görülür. Roma imparatoru zâlim-i meşhûr "Neron"un
Roma'da neşr-i Îseviyyet eden "Batras" ile telâmizesini hicretden 562 sene mukaddem ya'nî
mîlâdın ikinci asrında katl ve Hristiyanları pek fenâ ta'zîb etdiği meşhûrdur.
Amasya'da Hristiyanlık, ancak mîlâdın dördüncü asrı evâ'ilinde zâhir olduğu ve
Ermenîler'in arasında Hristiyanlık, mîlâdın üçüncü asrında zuhûr etdiği ve hicretden 300 sene
evveline [44] kadar Hristiyanların Roma devleti ricâlinden görmedikleri azâb ve şiddet
kalmadığı mülâhaza olunursa, mîlâdın birinci ve ikinci asrında "Yovannis ve Ohannis" nâm
râhiblerin Amasya'da neşr-i dîn ve ihtifâ etmesine vehim denir.
Torumtay Câmii ve Türbesi ve Halifet Gâzi Medresesi ve Türbesi taşlarının ba'zıları
üzerinde mahkûk olarak görülen ibârât-ı Rûmiyye'den anlaşıldığına göre "Veng" tesmiye
edilen mevki'in şark tarafında kadîmen bir kilise ve patrikhâne olduğu, mevki'inde görülen
harâbeler isbât etmekdedir. Feth-i celîl-i İslâmdan sonra harâb olup, enkâzından medrese ve
câmi-i şerîf ve türbe binâ edilmişdir.
"Târîh-i Âl-i Dânişmend"de mezkûr olduğu üzere 467 târîhine kadar Amasya patriki
olan "Kâyrılus" esnâ-yı muhâsarada vefât ettiğinden "Vengliyus" Amasya patriği olup, "Melik
Ahmed Dânişmend Gâzi" fâtihâne Amasya'ya girdikde patrîk-i mûmâ-ileyh "Vengliyus" nâ'il-i
müsâ'ade olarak mezkûr kilise ve patrikhânede müddet-i medîde ikâmet etmişdir.
622'de Amasya kâdı'l-kudâtı olan "Takiyyeddîn Osmân bin Alî" imzâsıyla musaddak
olan "Halifet Gâzi Vakfiyesi"nde ve ba'zı hudûdnâmede oralara "Vengiyüs" nâmı verildiği
görülmekdedir. Şu vesâ'ik-i atîkaya nazaran patrîk-i mûmâ-ileyh "Vengliyus"un orada bir
müddet ikâmeti bâ'is-i tesmiye olup, ibtidâ lâm'ı hazf olunarak [45] "Vengiyus", ba'dehû "yus"
lafzı da terk olunarak "Veng" denmiş olduğu pek sarîhdir.
"Mustafa Vâzıh Efendi", târîhinde diyor ki: "Veng'de cesîm bir kilise var idi. Rûmiyye-i
suğrâ (Amasya)'da bu kilise umûm Anadolu kiliselerinin merci'i idi. Amasya patrîki "Dağatur"
bu kilisede ikâmet eylediği esnâda sefîr-i Nebevî "Dıhye bin Halîfetü's-Sahâbî" (radiyallâhu
anh) hazretleri, mektûb-ı âlî-i Risâlet-penâhî'yi Rûm imparatoru "Herakl"e teslîm eyledikde,
mazmûn-ı şerîfini tahkîk için bu "Dağatur"a irsâl ve sahâbî-i müşârün-ileyh Amasya'ya gelip
teblîğ-i keyfiyyet eyledikde "Dağatur" Rûmları bu kilisede cem' ve kırâ'at ve kendisi tasdîk ve
şehâdet etmekle, Rûmlar üzerine hücûm ve "Dağatur"u şehîd etmişdir."
75
87