Page 92 - 1-4_2
P. 92
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
manzara-i tabî'iyyesine hüsn ü revnak vermiş ve havasının gâyet sağlam olması merâtib-i âliye
erbâbını kendine celb etmişdir.
Bir kal'a-i müstahkemedir semt-i şimâli
Âsâr-ı girân-mâye-i eslâf ile mâlî
Şimdi ise ümrân u sükûndan içi hâlî
Gûyâ siper-i dâfi'-i peygâr-ı Amasya
Amasya'nın şimâl tarafları yüksek kayalar ile muhât olup bu kayalardan tâm
Amasya'nın ortasına nâzır olan bir kayanın üstünde gâyet müstahkem ve sa'bü'l-mürûr bir kale
mevcûd olup âsâr-ı kadîmesi [55] muhayyir-i ukûl olarak meşhûddur. Kurûn-ı sâlifede pek çok
akvâm-ı muhtelife ve hükümdârânın mahall-i sükûn ve tahassünü olduğu münâsebetle her
birinden pek çok âsâr-ı kadîme-i kıymetdâr kalmışdır.
Amasya'nın etrâf-ı muhtelifesinde isimleri mazbût ve âsâr-ı kadîmesi meşhûr olduğu
üzere yedi kale olduğu istidlâl olunur. Bunlar da hurûf-ı hecâ tertîbi üzere "Arguma, Enderûn,
Bâlus, Harşene, Zemendû, Fon, Kelkis" kaleleridir. Bunlardan mâ-adâ kale harâbesi olduğu
zann edilen ba'zı âsâr-ı kadîmeye tesâdüf olunmakda ise de bunları isimleriyle beraber îzâh
edecek bir kayd bulunamamışdır.
1- "Arguma Kalesi": Suluova'ya nâzır olan şimâl boğazının müntehâsına karîb bir
mevki'inde boğazın iki tarafında karşılıklı olarak binâ edilmiş olduğu harâbe-i hafîfesinden
anlaşılmakda olup, gerek boğaz ve kale gerek önünde bulunan cesîm ova "Arguma" nâmıyla
meşhûr ve kuyûd-ı atîkada muharrerdir.
Fakat bu ismin sûreti "Arguma, Argumas, Argunama, Argunamas" gibi eşkâl-i
muhtelifede mukayyed olduğuna bakılırsa "Argun Amas" şeklinden muhaffef olduğu zâhir
olur. Şu tahfîf-i zâhirî, bu kalenin "Argun Amas" tarafından binâ edildiğini ihtâr ve eski
Türkler'in âsâr-ı kadîmesinden olduğunu iş'âr etmekdedir. [56]
2- "Enderûn Kalesi" nâmıyla mukayyed olan "İç Kale", muharrerât-ı atîkada "Bâtın
Amasya" nâmıyla da mestûrdur. Bu kale Amasya muhîtinin içinde olup şarkan "Helkis
Mahallesi" ve garben "Sâbıkeddîn Mahallesi" ve cenûben "Yeşilırmak" ve şimâlen "Harşene
Kalesi" ile mahdûd ve tûlu bin iki yüz metre kadar mümtedd olup "Aşağı Kale" dahi denir.
Dört kapısı, iki burcu olup garb tarafı gâyet metîndir.
Irmak sâhilinde bir sûr-ı azîm temeli müşâhede olunup bu sûrun irtifâ'ı "Mağdinus
Kapısı" sûruyla mukâyese olunduğu sûretde ırmağın yatağından i'tibâren on iki metre kadar
olduğu anlaşılır. Zelâzil-i mütevâliye te'sîrâtıyla bu sûr-ı azîm harâb olduğundan tesviye
olunmuşdur.
Kapıların biri "Helkis" tarafında, diğeri "Alçak Köprü" önünde olup, ikisi de bî-lüzûm
olduğundan hedm edilmişdir. "Alçak Köprü" önündeki kapıya "Sarây Kapısı" denip 1281'de
Amasya mutasarrıfı "Ziyâ Paşa" tarafından hedm edildiği ve oldukça mükemmel, siyâh
mermerden masnû', tâkı pek zarîf olduğu beyân edilmekdedir.
"Mağdinus Kapısı" Sultân Bâyezîd Câmi-i Şerîfi önünde olup ufak olduğundan mürûr
u ubûru teshîl için 1326 senelerinde tevsî' edilmişdir. Muharrerât-ı atîkada "Mağdenüs, [57]
Mağdinus, Ma'denuvâz" gibi eşkâl-i muhtelifede mestûr olup el-yevm "Mâdenüs"
denmekdedir. Bu kapıya "Mâdenüs Kapısı" dendiği gibi önündeki köprüye dahi "Mâdenüs
Köprüsü" denir.
"Meydân Kapısı", garb tarafında meydâna giden yol üzerinde "Sâbıkeddîn Mahallesi"
önünde vâki'dir. Bu kapı ve üstü ve bütün muhîti gâyet sağlam olup hedmi, binâsından
müşekkel bir hâlde metîn olduğundan daha pek çok seneler hâdisât-ı kevniyyeye mukâvemet
edebilmesi me'mûldür.
Bu "İç Kale"nin arkasında kâ'in mağaraların hizâsında bir sarây-ı kadîm harâbesi
görülmekde olup elsine-i âmmede "Kızlar Sarâyı" denmekdedir. Bu sarâyın harâbesinden
79
91