Page 94 - 1-4_2
P. 94

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                      7-  "Kelkis  Kalesi":  Amasya'nın  cenûb  boğazında  vâki'  olup  iki  geçeli  olduğu
               harâbelerinden anlaşılır. "Kelkis" bahsinde zikr olunacakdır.

                             Envâ'-ı sanâyi' ile enzârda mümtâz
                             Ankâ gibi germiş kanadın etmede pervâz
                             Şâhîn gibi semt-i feleğe doğru ser-efrâz
                             Olmuş bu vakâr ile nigeh-dâr-ı Amasya

                      [61]  Amasya'nın  âsâr-ı  kadîmesinden  bir  numûne-i  muhteşem  olan  bu  kalenin
               harâbesini tedkîk eden enzâr-ı temâşâ-gerân, her tarafından bir mahâret, her köşesinden bir
               san'at, her taşının vaz'ında bir dikkat görmemek kâbil değildir.
                      Amasya'nın kısmen şimâl tarafını muhît ve kaleyi hâvî olan bu kayanın cebhesi düz
               olup  arkası  "Kırklar  Dağı"na  istinâd  etmişdir.  Temeli,  arzan  enli  olup  zirvesine  doğru
               daralmakdadır. Tûlu, Helkis Bahçesi’nin orta yerinden ibtidâ ederek "Kamereddîn Mahallesi"
               nihâyetine kadar takrîben iki buçuk kilometre imtidâd eder. İki tarafları da yükseldikçe daralır,
               mahrûtî bir şekil alır. Zirvesi düz olup şark tarafı engin, garb tarafı yüksekdir. Yan tarafları
               mahrûten açılmış kanad gibi kabarık, önü garba doğru mâ'ildir. Şu vaz'iyyeti, garba doğru
               havaya  uçan  şâhîne  benzer.  Bu  kale,  Amasya'yı  a'sâr-ı  kadîmeden  beri  ta'aarruz-ı  a'dâdan
               muhâfaza eden bir nigehbân olduğunu târîh-i umûmî söylemekdedir.


                             Derler ki bunu Harşenedir eyleyen inşâ
                             Etmiş ona kendi adını sonradan i'tâ
                             Yapmış burayı kendisine mesken-i zîbâ
                             Bu kal'a yüzünde görülür gâr-ı Amasya

                      El-yevm "Kal’a-yı Bâlâ" ve "Yukarı Kale" demekle meşhûr olan [62] bu kale tevârîh-i
               Arabiyye'de "Harşene" nâmıyla meşhûr olup, hâkim olduğu bilâda umûmen "Harşenûn" denir.
               Bu kale ibtidâ "Harşene" nâm zât tarafından binâ edilip bânîsi nâmıyla mezkûr olmuşdur.
                      "Mu'cemü'l-Buldân"da "Yâkût-ı Hamevî" diyor ki: "Harşene, evvelinin fethi ve sânînin
               sükûnı  ve  noktalı  şın  ve  nûn  ile  "Malatya"  kurbunda  bir  beldedir.  Oraya  "Seyfü'd-Devle-i
               Hamdânî" gazâ ve "Mütenebbî" şiirinde zikr ü senâ etmişdir." "Harşene bin Rûm ibni İlikan
               bin  Sâm  bin  Nûh"  (aleyhi's-selâm)  binâ  eylediğinden  bânîsi  ismiyle  mevsûm  olduğu
               menkûldür. Hakkında "Ebû Nüvâs"   133  şunu demişdir:


                                                         134  اريغم اهب تللح مكلف / اريسأ ةنشرخ ُترز نإ


                      "Harşenûn" bir kıt'anın ismidir ki "Harşene" bu kıt'anın merkezidir."
                      "Ensâbü's-Sem'ânî, Merâsıdu'l-Ittılâ', Lübbü'l-Lübâb" kitâblarında aynı harekât ile zabt
               edilen, "Harşene bilâd-ı Rûm'dan Malatya kurbunda bir beldedir. "Harşenûn" dahi bir kıt'anın
               ismidir  ki  "Harşene"  beldesi  bu  kıt'aya  hâkimdir.  Burada  gümüş  ma'deni  vardır."  diye
               mestûrdur.
                      "Bezm  ü  Rezm"de  Azîz  bin  Erdeşîr  el-Esterebâdî  diyor  ki:  [63]  "Amasya Kalesi,
               Harşene nâmıyla müsemmâ bir mevki'dir ki kubbe-i feleğe nâzır, gâyet  mürtefi'dir. İnmesi
               çıkmasından müşkil, çıkması da âdetâ mümteni'dir.

               133  Ebû Firâs (Ed.)
               134     Bugün Harşene’ye esir olarak gelmişsem
                           Daha önce buraya hücum ederek gelmiştim (Ed.)
                                                           81
                                                           93
   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99