Page 91 - 1-4_2
P. 91

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 1


               Abdurrahman  Çelebi"  ve  diğer  "Gümüşlüzâde  Hayreddîn  Hızır  el-Halvetî" kaddesallâhu
               esrârehüm hazerâtı "Mahmûd Çelebi Türbesi" civârında diğer bir türbeye defn edilmiş ve bu
               sûretle "Gümüşlüzâde Bahçesi" tedrîcen kabristân olmuşdur.
                      Lâkin şark tarafı olan mevki'-i âlî, "Hânedân-ı Âl-i Osmân" için Amasya'da sarây-ı âlî
               olmak üzere üç yüz elli sene kadar kalmış ve "Sultân Murâd Hân-ı Sânî" ile "Sultân Selîm
               Hân-ı Evvel" hazerâtı gibi iki pâdişâh-ı âlîşânın mevlid-i sa'âdetleri olmuşdur. "Çelebi Sultân
               Mehmed Hân" hazretleri burada on altı sene ve "Sultân Murâd Hân-ı Sânî" hazretleri yirmi
               sene ve "Sultân Bâyezîd Hân-ı Sânî" yirmi altı sene ikâmet buyurmuşlardır. Ba'dehû "Şehzâde
               Sultân Ahmed" ve "Alâeddîn" ve diğer "Şehzâde Sultân Ahmed" ve "Mustafa" ve "Bâyezîd"
               Çelebiler de burada icrâ-yı emâret etmişlerdir.
                      Bu sarây-ı âlî, harâbe-i kadîmesine nazaran vaktiyle büyük bir haremsarâyı, selâmlığı,
               kapı  önünde  ağalara  mahsûs  üç  [52]  dâ'ire-i  cesîmeyi,  iki  hamâmı,  iki  matbahı,  cesîm  iki
               bahçeyi ve ortalarında mermerden masnû' birer havuzu ve garb-ı cenûbî tarafında diğer bir kasrı
               müştemil ve kâffe-i müştemilâtını muhît olmak üzere cesîm, kârgîr duvâr ile muhât olduğu
               anlaşılmaktadır.
                      1147 târîhine kadar bu sarây-ı âlî, mükerreren zelzele gibi hâdisât-ı kevniyyeye ma'rûz
               olarak mükerreren ta'mîr edilmiş olduğu hâlde bu târîhde vâki' olan zelzeleden musâb olmuş
               ve Îrân muhârebâtı tevâlî etdiği münâsebetle ta'mîr edilememiş olduğundan bir daha harâb
               olarak kalmışdır. 1241 zelzelesinde tamâmen münhedim olup, arsa-i hâliye şekline girmiş ve
               pek çok kıymetdâr taşlar yer altında kalmışdır.
                      1300 târîhinden i'tibâren etrâfdan tecâvüzâta ma'rûz olduğu görülmekle 1311 harîkında
               Amasya "Mekteb-i  İ'dâdîsi"  de  muhterik  olduğundan  bir  mekân-ı  münâsib  taharrî  edildiği
               esnâda İstanbulî Ârif Beyzâde "Mahmûd Kemâl Beyefendi" Amasya mutasarrıfı olarak gelmiş
               ve müşârün-ileyhin tensîbi üzerine bu sarây-ı âlî bahçesinin semt-i garbîsine "Mekteb-i Âlî-i
               İ'dâdî"  inşâ  ve  enzâr-ı  umûmiye  bu  sarâyın  yerini  olsun  hüsn-i muhâfaza  etmeye  celb
               edilmişdir.
                      Ermenîler'in ihtilâl-i hürriyet-perverâneleri, ihtilâcât-ı milliye şeklinde [53] cilve-nümâ
               olduğuna binâ'en "Amasya Sancağı" alay merkezi ittihâz ve bir tabur nizâmiye askeri ikâme
               edildiğinden  1316'da  eski  sarâyın  orta  yerinde  muhteşem  bir  kışla  binâsını  elzem  gören
               mutasarrıf-ı müşârün-ileyh ve redîf zâbitânı kemâl-i gayretle inşâ ve 1318'de ikmâl etmişlerdir.
                      Zâbitân-ı  mûmâ-ileyhim  taraflarından  sarf  edilen  mesâ'î-i  meşkûre  sâyesinde  eski
               hamâm ve matbah tecdîd ve bahçesi i'mâr edilmiş ve bir "Ta'lîm Meydânı" tesviye olunarak
               civârında  bulunan  "Mekteb-i  İ'dâdî"  ile  bu  kışla,  Amasya'da  efkâr-ı  cedîde-i  Osmâniye'nin
               tenvîrine pek büyük himmet etmiş ve bu sûretle tecâvüzât-ı nâ-revânın önü alınabilmişdir.

                              Yanında Soğuk Çeşme ki bir bâğ-ı İrem'dir
                              Hoş manzaradır lutf-ı hevâ dâfi'-i gamdır
                              Tesnîm gibi âbı dahi bir fazl-ı ni'amdır
                              Vermiş buraya behceti dâdâr-ı Amasya

                      Bu sarâyın cenûb-ı şarkîsinde kâ'in derenin iki tarafında bulunan bâğlara, bahçelere ve
               o dereye  "Soğuk  Pınar"  denir.  Bu  dereden  cârî  olan  suya  dahi  "Soğuk  Pınar  Suyu"
               denmekdedir. Bu derenin yukarısı pek latîf orman olup [54] fındık ağaçları ve sâ'ir eşcâr-ı
               müsmire mebzûlen bulunur. Ortasından cereyân eden su, gâyet gür ve soğuk olup derenin iki
               tarafında mevcûd olan değirmenleri idâre ve bâğları iskâ ederek altında bulunan mahallâtı ihyâ
               etmekdedir,
                      Bu  Soğuk  Pınar  Suyu,  Lokmân  Dağı’nda  hekîm-i  mûmâ-ileyhin  mezârı  civârından
               nebe'ân ederek bu latîf dereye cereyân eder. "Gümüşlüzâde Tâceddîn Mahmûd Çelebi" kendi
               mahallesinde binâ eylediği müte'addid çeşmelere bu sudan isâle ve îsâr etmişdir. Dâdâr-ı hakîkî
               olan  Cenâb-ı  Hakk'ın  şu  dereye  ihsân  buyurduğu  letâfeti,  bu  su  fevkalâde  tezyîd  ederek

                                                           78
                                                           90
   86   87   88   89   90   91   92   93   94   95   96