Page 86 - 1-4_2
P. 86
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya müverrihi "Kara Müftüzâde Mustafa Vâzıh Efendi", târîhinde bu "Ferhâd
Kayası" mes'elesini tedkîk ve hall etdiği esnâda "El-cevâb: Şîrîn'e âşık olan Ferhâd delmişdir."
diye iftâ ediyor ise de gâlibâ şu ictihâdında hatâ ediyor. Çünkü: Bu "Ferhâd Arası"nda vâki'
"oyuk", her iki tarafdan ta'kîb ve tedkîk olunursa, Amasya'ya takrîben on beş kilometre kadar
bu'd mesâfede cihet-i cenûbiyyede bulunan "Şâhîn Kayası" önünden ibtidâ ve bir metre kadar
arzında ve iki metre kadar umkunda olduğu hâlde "Ferhâd Arası"ndan, "Memi Dede" önünden
mürûr ederek "Gökmedrese, Şâmîce, Receb, Çeribaşı, Acem Ali, Uzun Mustafa, Gümüşlüzâde,
Mehmed Paşa, Sevâdiye" Mahalleleri"ni dolaşıp "Bâyezîd Mahallesi"nde vâki' "Kibrithâne"nin
cenûbunda bir kaya üzerinde dört metre kadar kutrunda murabba' bir şekilde oyulmuş olan
deliğe müntehî bir su yolu olduğu anlaşılır.
Bu su yolu, vaktiyle gâyet muntazam, kârgîr olarak yapılmış olup, mecmû'-ı tûlü şu
hesâb üzerine on sekiz kilometre kadar imtidâd eder. Bu su yolu, "Şâhîn Kayası" eteklerinde
vâki' derelerin sularını cem' ederek Amasya şehrine yüzlerce seneler akdığı, su yollarının içinde
müşâhede edilen on santimetre kadar kalın söngütlerden, kuru yosunlardan istidlâl
olunmakdadır.
Bu su yolları, "Şâhîn Kayası" önünden şehre kadar bir siyâk [37] üzere yapılmış olup,
şehre girdikçe cesâmet peydâ etdiği anlaşılıyor. Meselâ, "Şamlıca Mahallesi"ne tesâdüf eden
kısmı cesîm olduğu gibi, "Mehmed Paşa Mahallesi"ne tesâdüf eden kısmında suların hâlâ
mevcûd ve cârî bulunduğu, bahâr günlerinde tezâyüd ve eyyâm-ı hârrede tenâkus etdiği
müşâhede olunur. Suların cereyânıyla beraber tezâyüd ve tenâkusu ve şehre girerken yolların
harâb ve kuru olması tedkîk olunursa şehre girdikden sonra bu su yollarına diğer menâbi'den
su karışdığı sâbit olur.
Şimdi, şu kadar âsâr-ı azîmenin ne kadar masrafla, kaç senede vücûda geleceği
te'emmül olunursa bir Ferhâd'ın tek başına otuz dokuz günde değil otuz dokuz senede bile
yapamayacağında şübhe edilemez. Üç saatlik bir bu'd üzerinde yapılan cesîm su yollarına sarf
edilen kireç bile otuz dokuz günde yakılamaz. Hele dört beş yerde tünel şeklinde oyulmak
şartıyla kayalarda icrâ edilen ameliyyât-ı cesîmeyi bir adama nisbet etmek kadar safvet-i derûn
olamaz. Her hâlde bu cesîm su yollarını yapdıranların pek büyük iktidâr-ı mülkî ve mâlîye
mâlik olduğu, olması lâzım geldiği şübhesiz görülmektedir.
"Kâmûsü'l-A'lâm"da Amasya'da icrâ-yı hükûmet eden "Pont" hükümdârlarından
"Mihridad"ın "Zile"de yapdırdığı beyân olunan mecârî-i azîme, mebânî-i cesîme ile Amasya'da
gerek kalede, [38] gerek şehrin derûn ve bîrûnunda görülen bu gibi âsâr-ı kadîme mukâyese
olunursa bu su yollarını yapdıran dahi hükümdâr-ı mûmâ-ileyh "Mihridad" yâhud eslâfı olduğu
tahmîn olunabilir. Amasya'yı ziyâret eden Alman, Fransız, İngiliz seyyâhları şu âsâr-ı kadîmeyi
tedkîk ederek "Pont" hükümdârlarına nisbet etmekdedirler.
Bâlâda nakl edilen masalın ihdâsına bâ'is olan sebebin birincisi bu kayanın "Ferhâd
Kayası" ve dağın da "Ferhâd Dağı" isimleriyle meşhûr olmasıdır. "Ferhâd-Şîrîn" masalı zâten
hayâlî bir romandır. Bu romanın mevzû'u olan "Kisrâ-Şîrîn" mu'âşakası tahrîf edilerek
"Ferhâd-Şîrîn" denilmişdir. "Nizâmî-i Gencevî" tarafından "Kisrâ-Şîrîn" mu'âşakasını
musavvir olarak tanzîm edilen eser-i edebî, gâyet meşhûr ve makbûldür. "Kisrâ", Îrân şâhı
"Husrev-i Pervîz" olup, "Şîrîn" de Bizans imparatoru "Moris"in kızı "Marya"dır. Bunların
sûretleri Îrân'da "Kûh-ı Bîsütûn"da mahkûkdur.
"Ahbârü'l-İbâd ve Tarîku'r-Reşâd" kitâblarında muharrer olan ibâre-i Arabiyye'nin
tercümesi şudur: "Bîsütûn Dağı", Irâk-ı Acem'de Gîlân bilâdında meşhûrdur. O dağın tepesine
kadar çıkmak mümteni'dir. Bir yüzü yukarıdan aşağıya kadar düzdür. Arkasında bir mağara
içinde su gözü ve üzerinde "Kisrâ ve Şîrîn" sûretleri vardır." [39]
"Bîsütûn" ta'bîri, "Pontus" ta'bîrinden galat-ı muharref olması ve Amasya "Pontus"
silsile-i cibâlinin eteğinde bulunması gibi mülâhazât, şu rivâyet-i acîbeyi tevlîd etse gerek. Bu
rivâyetin sıhhati farz edilse bile bu su yollarını ma'hûd Ferhâd’ın yapması târîhen pek uzak,
pek vâhîdir. Çünkü "Kisrâ-Şîrîn" kıssası hicret-i Nebeviyyeden otuz sene mukaddem olduğu
73
85