Page 81 - 1-4_2
P. 81

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 1


                      Amasya, kütüb-i  tevârîh ve  sâ'ir vesâ'ik-i  şer'iyye  ve  icâzât-ı  ilmiyye  ve  sûfiyyede
               "Medînetü'l-Hükemâ, Bağdâdu'r-Rûm, Rûmiyye-i Suğrâ, Ermeniyye-i Kübrâ, Hısnu'l-Mir'ât,
               Kubbetü'l-Ulemâ, Türbetü'l-Evliyâ, Dârü'n-Nasr, Dârü'l-İzz, Dârü'l-Fütûh ve Kasru's-Selâtîn"
               gibi evsâf-ı mümtâze ile tavsîf ve tesmiye edildiği kemâl-i iştihârına delâlet eder.
                      "Medînetü'l-Hükemâ", erbâb-ı akl ve hikmet şehri demekdir. Buradan kurûn-ı ûlâda
               coğrafya gibi mühim bir fennin muhteri'-i meşhûru "Strabon" ve ba'dehû "Koman Hânedânı"
               gibi bir imparator sülâlesi  zuhûr eylediği  münâsebetle tesmiye edilmişdir. "Tarîku'r-Reşâd,
               Lübâbü'l-İnsân, Evzahü'l-Mesâlik ve Takvîmü'l-Buldân" nâm eserlerde bu sıfatla mezkûrdur.
                      "Bağdâdu'r-Rûm", bilâd-ı Rûm'un ya'nî Anadolu bilâdının Bağdâd'ı demekdir. Buna üç
               vechile münâsebeti vardır: 1- Hıtta-i Irâkiyye'de "Bağdâd", merkez-i ulemâ-yı İslâm olduğu
               gibi Anadolu  kıt'asında  "Amasya"  dahi  merkez-i  ulemâ-yı  benâm  olmuşdur.  2-  Irâk'da
               "Bağdâd" Dicle nehrinin iki sâhili üzerinde binâ edilmiş olduğu [22] gibi Anadolu'da Amasya
               dahi Yeşilırmak’ın iki sâhili üzerinde inşâ edilmişdir. 3- "Bağdâd" şehri merkez-i celîl-i hilâfet
               olduğu gibi Amasya şehri dahi o zamân merkez-i âlî-i hükûmet olmuşdur. "Bezm ü Rezm" ve
               "Acâ'ibü'l-Makdûr" nâm eserlerde bu sıfatla mezkûrdur.
                      "Rûmiyye-i  Suğrâ",  "Küçük  Roma"  demekdir.  Avrupa'da  Roma  şehri  Hristiyanlık
               âleminde hükûmet ve Îseviyyet merkezi olduğu gibi Anadolu'da "Amasya", "Pont ve Kapad ve
               Kaya"  kıt'alarından  müteşekkil  bir  eyâlet  ve  mesîhiyyet  merkezi  olmuşdur.  "el-Hamîs,
               Câmiu'd-Düvel, Behcetü't-Tevârîh" kitâblarında böyle mezkûrdur.
                      "Ermeniyye-i Kübrâ", Büyük Armanyak şehri demekdir. Kurûn-ı ûlâda Pont hükûmeti
               merkezi Amasya idi. Romalılar "Kapad ve Kaya ve Pont" kıt'alarını istîlâ etdikleri zamân bu
               iki dâ'ireyi birleşdirip bir eyâlet i'tibâr ve Amasya'yı merkez-i eyâlet ittihâz etdiklerinden bu
               eyâlete umûmen "Armanyak" nâmını vermişler idi. Devr-i İslâmda feth olunduğu zamân, bu
               eyâlet  ismi  Amasya'ya  nisbetle  kesb-i  iştihâr  etmiş  ve  bu  cihetle  "Ermeniyye-i Kübrâ"
               denmişdir. Bâlâda mezkûr olan eserlerde bu sıfatla da mezkûrdur.
                      "Hısnü'l-Mir'ât", "Âyîne kal’asi, Âyîneli Hisâr" demekdir. Bu sıfat, Amasya Kalesine
               alem  olduğu  hâlde  tevsi‘aten  "Amasya"  nâmı  olmak  üzere  isti'mâl  edilmişdir.  Amasya'nın
               şimâlinde kâ'in kal’a-i bâlâ bedeninde düz ve yalçın mağaralar, bu tesmiyeye bâ'is olduğu [23]
               zann olunur. Bu mağaralardan birine el-yevm "Âyîneli Mağara" denmesi, bu zannı takviye
               eder. "Heşt-Behişt" ve "el-Kâmil" nâm târîhlerde böyle mezkûrdur.
                      "Kubbetü'l-Ulemâ",  ulemânın  merkezi  ve  "Türbetü'l-Evliyâ",  evliyânın  mecma'  ve
               medfeni demekdir. Amasya, pekçok fuhûl-i ulemâya makar ve kibâr-ı evliyânın füyûzâtına
               mazhar olduğu bu vasıflarla tavsîf olunmasını intâc etmişdir. İcâzât-i ilmiyye ve sûfiyyede bu
               evsâf ile muharrerdir.
                      "Dâru'n-Nasr", nusret ve zaferin hânesi, merkezi demekdir. Bu nasr ve zafer, ordû-yı
               İslâmın en büyük kumandânı, sâlârı olan selâtîn-i izâmın himmet ve şecâ'atleriyle hâsıl olduğu
               münâsebetle,  selâtîn-i  İslâmın  merkez-i  saltanatlarına  "Dâru'n-Nasr"  denir.  Amasya,  Âl-i
               Selçûk, Âl-i Osmân selâtîn-i izâmından "Sultân Mes'ûd-ı Evvel" ve "Sultân Mehmed Hân-ı
               Evvel" hazerâtının merkez-i saltanatları olduğu zamânlarda vesâ'ik-i şer'iyye ve dîvâniyyede
               bu sıfatla mezkûr olmuşdur.
                      "Dârü'l-İzz",  izzet  ve  sa'âdetin  hânesi,  merkezi  demekdir.  Bu  unvân,  şehzâdegân-ı
               kirâmın  merkez-i  emâretleri  olan  bilâda  ıtlâk  olunur.  Amasya,  Âl-i  Selçûk,  Âl-i Osmân
               şehzâdegân-ı  kirâmından  pek  çok  zevâtın  makarr-ı  ikâmeti,  merkez-i  emâreti  olduğu
               münâsebetle tavsîf edilmişdir. [24]
                      "Dârü'l-Fütûh", fütûhâtın masdarı, yâhud mazharı demekdir. Amasya emâreti, saltanat-ı
               celîle-i Osmâniye'nin şarkî Anadolu'da fütûhât-ı azîmesine bâ'is, yâhud ulemâ ve meşâyih-i
               kirâmın  ilm  ve  amelde  fütûhât  ve  füyûzât-ı  İlâhiyyeye  mazhariyetlerine  bâdî  olduğu
               münâsebetle bu unvâna kesb-i istihkâk etmişdir.
                      "Kasru's-Selâtîn", pâdişâhların köşkü, makarrı demekdir. Amasya, 467 târîhinden 980
               târîhlerine kadar beş yüz seneyi mütecâviz bir müddet zarfında selâtîn-i Selçûkiye ve havâkîn-i

                                                           68
                                                           80
   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86