Page 89 - 1-4_2
P. 89

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 1


                      Nakl ve te'yîdden ârî olan bu rivâyet, "El-Hamîs fî Ahvâli'n-Nefsi'n-Nefîs"de menkûl
               ve mezkûr ise de inde'l-muhaddisîn makbûl değildir. 131  Hazret-i Dıhye’nin Amasya'yı teşrîfi,
               Hazret-i "Suheyb-i  Rûmî"nin Çorum'da defni  gibi  garîb  ve gayr-i  mevsûkdur.  "El-İsâbe  fî
               Temyîzi's-Sahâbe"de mestûr olduğu üzere müşârün-ileyh "Dıhye-i Sahâbî" hazretleri, yedinci
               sene-i  hicriyye  evâ'ilinde  imparator  "Herakl"ın  nezdine  sefâretle  i'zâm  buyurulmuş  ve
               imparatora "Humus"da [46] mülâkî olarak ikmâl-i emr-i sefâretle avdet ve 43 hudûdunda dâr-ı
               na'îme rihlet etmişdir.

                             Maşrık tarafı bir cebel-i şâhık-ı mesmûr
                             Zencîrli Kaya nâmı ile âleme meşhûr
                             Zencîri onun on sene evvel idi manzûr
                             Hayretle bakardı ana ebsâr-ı Amasya

                      Amasya'nın  "Yukarı Pazar" kısmına nisbetle maşrık  tarafı "Zencîrli  Kaya"  demekle
               meşhûr gâyet büyük, ucu sivri bir kayadır. Bu kaya, Pont silsile-i cibâlinden ayrılmış olup
               cenûbdan  şimâle  ya'nî  Amasya'nın  içerisine  doğru  uzanmışdır.  Gümüşlüzâde  Mahallesi
               cenûbunda vâki' "Çukur Bahçe" mevki'ine kadar girmişdir. Garba nâzır olan cebhesi düz ve
               yalçın  olup,  takrîben  üç  yüz  metre  kadar  mürtefi'dir.  Yalçın  yerinde  "Meşkgâh"  hizâsında
               zemînden takrîben altmış metre yukarısında kayaya merbût bir arşın tûlunda, otuz santimetre
               kadar kutrunda bir zencîr olduğu münâsebetle "Zencîrli Kaya" denmişdir.
                      Bu  zencîrin  ne  zamândan  beri  orada  merbût  olarak  bulunduğu  ma'lûm  değildir.
               Hurâfât-ı kadîmeden olmak üzere Amasya'da deverân eden rivâyet-i acîbeden istidlâl edilmek
               mümkün olursa Amasya'da [47] icrâ-yı hükûmet eden "Pont" kralları zamânından kalma bir
               zencîr olduğu anlaşılır. 1311 târîhine kadar bu zencîr, mevcûd olduğu hâlde bir gece düşmüş
               ve "Temennâ Mahallesi"nde sâkin olan Ermenîler arasında gâ'ib olmuşdur.
                      Bu kayanın zirvesine karîb şimâl tarafında görülen aralığa "Gedikli Kaya" denir. Burası
               düz, çemenzâr-ı latîf olup eyyâm-ı bahârda şâyân-ı tenezzüh bir mesîredir. Yan tarafında su
               gözü, önünde latîf bahçeleri ve altında "Temennâ Mahallesi" vardır. Bu mahallenin üstünde
               bulunan düz yere "Meşkgâh" ve el-yevm kâf'ın hazfiyle tahfifen "Meşgâh" deniyor.
                      Bu mevki'de şeyhu'l-hattâtîn meşhûr "Hamdullâh Efendi", şâkirdâna ta'lîm-i hat, i'tâ-yı
               meşk etdiği münâsebetle "Meşkgâh" denmişdir. Bu mevki'in cenûbunda su gözesi olup, derin
               olduğu  cihetle  garbdan  şarka  iner  kuyu  şeklinde  yapılmış  ve  taş  merdiven  ile  inilmekde
               bulunmuşdur. Burayı 878 'de "Hızır Paşa"nın kethüdâsı "Hüsâmeddîn Ağa" binâ etmişdir.
                      "Gedikli Kaya"nın aşağı yerinde, şimâl-i şarkî tarafından "Çukur Bahçe"ye nâzır diğer
               bir kaya vardır ki üstü düz olduğu münâsebetle "Yassı Kaya" denir. Bu kayanın "Sığır Pazarı"na
               nâzır olan garb-ı şimâlî cebhesinde ezmine-i kadîmede türbe olmak üzere oyulmuş iki mağara
               vardır. Bu mağaralara âid tafsîlât-ı târîhiyye karîben zikr olunacakdır inşâallâh. [48]

                             Bâlus Kayası şarka uzanmış bu kayadan
                             Bulmuş eteği feyz ü şeref sun'-ı Hudâ'dan
                             Âlîdir onun menkabesi medh u senâdan
                             Zîrâ burada müstetir ebrâr-ı Amasya

                      Bu Zencîrli Kaya’nın arkasından şark tarafına doğru ve uzanıp giden kayaya "Bâlus
               Kayası"  denir.  Vech-i  tesmiyesi  ma'lûm  olamayan  şu  kaya,  "Lokmân  Dağı"na  iltisâk  ve
               buradan "Pont" silsile-i cibâline iltihâk ve Lokmân Dağı’nda olan nokta-i iltisâkı bir dere teşkîl
               eder.


               131  "Bedreddîn Mahmûd el-Aynî", Sahîh-i Buhârî Şerhi'nin birinci cildinde Hazret-i "Dıhye"nin sefâretine dâ'ir
               pek mevsûk îzâhât vermekdedir.
                                                           76
                                                           88
   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94