Page 12 - 6-8
P. 12

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                      Muharriri
                      İstanbul  Evkâf  Müdüriyetinde  Mebâni-i  Dîniyye  Mümeyyizi  Amasyalı  Abdîzâde
               Hüseyin Hüsâmeddîn [2]

                      Amasya Târîhi

                                                         İKİNCİ BÂB
                      Amasya  Târîhi’nin  ikinci  bâbı-Amasya  vilâyetinin  Türkler  eline  geçdiği  günden
               i’tibâren Amasya vilâyeti dâhilinde tevellüd, zuhûr, ikâmet ve birer sûretle iştihâr eden mülûk,
               ümerâ,  vüzerâ,  erkân,  sudûr,  ulemâ,  kudât,  hükkâm,  a’yân,  şu’arâ,  üdebâ,  lutefâ,  küttâb,
               hattâtân, erbâb-ı hayr u şer, ashab-ı sanâyi’ ve eser olan ricâl ve nisânın mümkün ve ma’lûm
               olabildiği kadar terâcim-i ahvâlini, siyer ü menâkıbını, sülâle ve ensâbını kayd ve tahrîr eder.
                      Lâkin  terâcim-i  ahvâli  yazılan  zevâtın  çokluğuna  binâen  aranılan  kimselerin
               tercemelerini kolayca bulabilmek için bunlar hurûf-ı hecâ üzerine tertîb ve terceme sahiplerinin
               ilk harfi ihtiyâr edildi. Bunun için ikinci bâb, hurûf-ı hecâ adedine müsâvî olarak yirmi sekiz
               fasıla ayrıldı. [3] Ba’zı erbâb-ı terâcimin yapdığı gibi terceme sahiplerinin âbâ ü ecdâdını hurûf-
               ı  hecâ  üzerine  tertibe  imkân  görülemediğinden  ma’lûm  olduğu  suretde  zaman-ı  vefâtları,
               olmadığı takdirde zaman-ı hayatları i’tibâriyle tertîb ve kayda mecburiyet hâsıl oldu. Lakâb ve
               künyelerle meşhûr olanlar da şöhretleriyle yazıldı.

                                                       BİRİNCİ FASIL
                      Amasya  Târîhi’nin  ikinci  bâbından  birinci  faslı,  adlarının  ilk  harfi  hemze  olanların
               terâcim-i ahvâlini târîhen mühîm olan cihetleriyle beraber mülahhasan kayd ve tahrîr eder. Bu
               fasla (Hemze Faslı) denir. Hemzeden sonra gelen hurûf-ı hecâ tertîbi üzere terâcim ü esâmi
               yazılır. “ve billâhi’l-‘avnü ve’t-tevfîk”

                       Âbâd Bey-Emîr Sârimeddîn
                      Amasya’nın üç saat  kadar kurb-ı  şimâlinde (Argoma-Suluova) nâhiyesinin merkez-i
               kadîmi olan Hakalalıdır. Türkmen beylerinden Sulî Beyin oğludur. Pederinin vefâtında aşîreti
               re’isi  olarak  Simre  hükümdarlığında  İkinci  Sultân  Mes’ûd  Selçukîye  intisâb  edib  Argoma
               nahiyesi emîri oldu. 710 sene-i hicrîyesinden sonra vefât etdi. Türkmen ümerâsından bir kimse
               idi. [4] Mahdûmu Emîr Mübârizeddîn Sevindik Bey,  hafîdi Tur Ali Bey, bunun oğulları el-Hâc
               Mehmed, Mahmûd Beyler pek ma’rûfdur. Evlâdına “Âbâdoğulları” dendi. Bunlardan Kâsım
               Bey Hakala’da medrese ve Ayşe Hâtun Câmii, Mehmed Beyzâde Mirza Bey mekteb ve Kuşcu
               köyünde  câmi’  yapmışlardır.  Hakala  köyünü  mükemmel  bir  kasaba  haline  koyan
               Âbâdoğullarıdır. Diğer mahdûmu Sulî Bey’dir.
                      Âbâd  öz  Türkçe  olup  ma’mûr,  şen,  vâfir  ma’nâsınadır.  Çünkü  abâd,  ta’biye  etmek
               esirgemek  ma’nâsına  abamak  fiilinden  bir  sîgâ-yı  müte’addiyedir.  Ta’biye  ve  muhafazayı
               tecâvüz eden nesne demektir ki ma’mûr ve mebzûl olur. Âmir ve mesrûr olur. Abatmak olur.

                       Âbak Bey-Emîr Bedreddîn
                      Amasya’nın  hâriç  mahallâtından  Kayabaşı  Mahallesi’nde  mukîm  ümerâdan
               Kayabeyzâde Bayat Bey’in oğludur. Amasya emîr-i kebîri el-Hâc Şâdgeldi Pâdişah bin el-Hâc
               Kutluşâh devrinde Geldiklân nahiyesi ve kazâsı beyi oldu. Emîr-i müşârün-ileyhin evâhir-i
               ahdinde vefât etdi. Hacı Şadgeldi Paşa’nın mu’temed ve sâdık beylerinden idi. Mahdûmları
               Ahmed, Süleyman [5] beyler ve Süleyman Beyzâde Dâvud Şah Bey Osmanlı ümerâsındandır.
               Âbâk-“tâbâk”  vezninde  olup  et-Tuhfetü’z-Zekiyye’de  mutlaka  şekil  ve  sûret,  şahsiyyet  ve
               sûret-i hasene ma’nâsınadır. Eski Türk adlarından olup pek çok beylerin adıdır.




                                                            7
                                                           11
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17