Page 17 - 6-8
P. 17

Amasya Tarihi Cilt: 6
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                      Arslan Bey-Kılıçarslanzâde
                      Amasyalıdır. Sivas Emîri iken 781’de Kadı Burhân elinde  maktûl olan Kılıçarslan-ı
               Selçukîzâde Mes’ûd Şah’ın mahdûmudur. Ceddînin katlinde pederi kaçıp Amasya emîr-i kebîri
               Hacı Şadgeldi Padişâha ilticâ etdi. Kutlu Beyzâde Süleyman Bey’e dâmâd oldu.
                      Aslan  Bey  Amasya’da  doğdu.  Çelebi  Sultân  Mehmed  Hân  zamanında  Gelkirâs
               nahiyesinde  ağır  za’âmetle  taltîf  edildi.  Bir  müddet  Amasya’da  oturdu.  846’da  Şehzâde
               Alâeddîn Bey vak’asında Amasya’dan kaldırıldı. Ba’dehû vefât etdi. Mahdûmları Süleyman,
               Abdullatîf Beylerdir. Süleyman Bey “Sülümân Bey” demekle meşhûr olup Sivas’da ve Latîfşâh
               da Tokat’da ikâme edildi. Bunların evlâdı vardır. Latîfşâh’ın sonradan Gümüşhâne taraflarına
               gönderildiği mervîdir.

                      Arslan Bey-Çerkes Bey
                      [18]  Amasyalı  Hacı  Beyzâde  Ahmed  Paşa’nın  kölesidir.  Efendisinin  himmeti  ile
               zu’amâdan oldu. Rumeli muhârebelerinde yararlıklar gösterip alaybeyi, sonra mîrlivâ olarak
               temâyüz etdi. 1009 senesinde Amasya’da evkâf-ı Sultâniyye tevliyetiyle mütekâ’id olmuşdu.
                      1011’de  Karayazıcı  eşkiyâsının  Amasya’ya  hücûmunda  yaralandı.  Devr-i  fetretde
               Amasya’da oturdu. 1017 senesinde yine mîrlivâlıkla kayırıldı. İran muhârebâtında vefât etdi.
               “Çerkes Bey” demekle meşhûr bir gâzi idi. Mahdûmları Ahmed, Mehmed, Mustafa Beylerden
               Mustafa Bey Amasya a’yânındandır. Bunun evlâdından el-Hâc İsmâil Ağa bin el-Hâc Ali Ağa
               da marûftur. Bunun mahdûmu el-Hâc Ali Ağa’nın ahfâdından Hâfız Hasan Efendi bin el-Hâc
               Mustafa Ağa bin el-Hâc Hasan Ağa 1261’de nüfus mukayyidi idi. Bunun evlâdından Mustafa
               Efendi  “Paşa”  demekle  meşhûr  olup  oğulları  Mehmed  Sûzî,  Abdullah, Hasan  Efendilerdir.
               Bunların hepsine “Çerkesoğulları” denirdi.

                      El-Hâc Arslan Ağa-Hazînedâr
                      Köprülüzâde  Fâzıl  Ahmed  Paşa’nın  defter-i  ihrâcâtında  mezkûr  olduğu  üzere
               Zeytunludur.  Abdullah  oğlu  olup  gençliğinde  [19]  Kadızâde  İbrâhim  Paşa’nın  dâ’iresinde
               tefeyyyüz  ederek  hazînedârı  oldu.  1074’de  efendisi  maktûl  oldukta  bütün  muhallefâtını
               hazîneye teslîm etmesinden dolayı Köprülüzâde Fâzıl Paşa’ya yaranıp ağalarından ve sonra
               hazînedârı oldu.
                      1087  senesi  şa’bânında  sadr-ı  müşârün-ileyhin  vefâtıyla  Hicâz’a  gidip  avdetinde
               Merzifonî Kara Mustafa Paşa’ya intisâb ederek kapıcıbaşı oldu. Devr-i hidemât ederek 1095
               muharreminde  Kara  İbrâhim  Paşa’nın  sadâretinde  tekâ’üde  sevk  edilip  sonra  vefât  etdi.
               Mahdûmu el-Hâc Ali Ağa’dır.

                      Arslan Bey-Seydîzâde
                      Köprülüdür. Taşânoğullarından Seydî Ahmed Beyzâde Ali Bey’in oğludur. Pederinin
               vefâtında “ber-vech-i ocaklık” Taşan dağı mâlikânesi uhdesine tevcîh edildi. 1128 sâlinden
               sonra  vefât  etdi.  Gâyet  zâbıt,  müdebbir,  zî-nüfûz  âdemdi.  Taşan  dağında  bir  tek  eşkiyâ
               sekdirmezdi.

                      Arslan Ali Baba-Çırçırlıoğlu
                      Amasyalıdır.  Yeniçerilerden  Çırçırlıoğlu  Mehmed  Ağa  bin  Ali  Ağa’nın  oğludur.
               Amasya’da bir müddet eş-Şeyh Hasan Sinânî [20] Efendi hizmetinde biraz ilm ve irfân edindi.
               Sonra Bektâşî erenlerinden Merzifon’da Pîrî Baba Tekkesi şeyhi Süleyman Baba’ya inâbet ve
               hizmet etdi. Bundan hilâfet alıp Amasya’ya geldikde 1230’da Gökmedrese civârında Çırçır
               mevkiinde  binâ  eylediği  Bektâşiye  tekkesi  şeyhi  oldu.  On  iki  yıldan  ziyâde  yeniçerilerin
               muktedâsı tanındığından Amasya’da çıkan Yeniçeri-Talebe vak’alarında dahl ü te’sîri olduğu
               söylenmekle beraber makâmını muhâfaza edebildi.




                                                           12
                                                           16
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22