Page 199 - 6-8
P. 199

Amasya Tarihi Cilt: 6
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               kayın-birâderi Mirza Ali Paşa’nın kethüdâsı ve mutasarrıf olduğu sancakların mütesellimi oldu.
               Sonra diğer kayınbirâderi es-Seyyid Ahmed Paşa’nın devr-i ikbâlinde hazinedârı ve sadâretinde
               kapıcıbaşı oldu.
                     Ancak sadr-ı müşârün-ileyhin azline bâ’is olan irtikâbât buna nisbet edildiğinden 1155
               senesi saferinde es-Seyyid el-Hâc Ahmed Paşa’nın azlinde menkûb olup 1160’da vefât etdi.
               Üsküdar’da  Karaca  Ahmed  Sultân  mezârlığında  medfûndur.  Mahdûmları;  el-Hâc  Mehmed,
               Mustafa Ağalardır.

                     Ahmed Bey-Yörgüç Paşazâde es-Seyyid el-Hâc
                     Amasya eşrâfından Yörgüç Paşa vakfı mütevellîsi el-Hâc Ömer [636] Bey bin Mustafa
               Bey  bin  Ali  Bey’in  mahdûmudur.  Pederi  Hacı  Ömer  Bey’in  1141’de  vefâtı  üzerine
               ammizâdeleri el-Hâc Mustafa Bey bin Osmân Bey bin ve Mehmed Bey bin Mehmed Beylerle
               müştereken ceddi Yörgüç Paşa ve Mustafa Bey vakıflarına mütevellî oldu. Ba’dehû hâciyân ve
               a’yân meclislerine azâ ve bir defa da Hacıbaşı olup 1162 sâlinden sonra vefât etdi. Mahdûmu
               es-Seyyid el-Hâc Ömer Bey de meşâhîr-i a’yândan olup hânedân idi.

                     Ahmed Efendi-Müderris el-Hâc
                     Amasya  fuzalâsından  Çorumlu  Hâfız  es-Seyyid  el-Hâc  Mehmed  Efendi’den  ve  Kürd
               Hâfız el-Hâc Ali Efendi gibi ulemâdan ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm ve 1151’de Zanalızâde es-
               Seyyid  el-Hâc  Ahmed  Paşa  tarafından  müceddeden  imâr  edilen  Dâru’l-Hadîs-i  Osmân
               Çelebi’ye ilk müderris oldu.
                     Buranın tedrîsine mevkûf olan Engün mezra’ası mutasarrıfı olup Bâyezîd Câmii şerîfinde
               tedrîs-i  ulûm  ederek  1163  senesi  cumâdelâhiresinin  yirmi  sekizinde  vefât  etdi.  Meşâhîr-i
               ulemâdan idi. [637]

                     Ahmed Efendi-Mübârek Hâfız
                     Amasyalıdır. Hıfz-ı Kur’ân etdikten sonra biraz tahsîl-i ilm ü irfân edib Çilehâne şeyhi
               es-Seyyid eş-Şeyh İbrâhim Efendi’ye hizmet ve sohbet-i şerîfesinde tasfiyye-i derûn ederek
               1140’da Ya’kûb Paşa Câmii kayyumu oldu. 1163 senesi recebinin yirmi dokuzunda vefât etdi.
               Meşâhîr-i sulehâdan müttakî, mübârek nefes, sâhib-i ilm ü ma’rifet, nîk-siret bir zât idi.

                     Ahmed Ağa-Sarı Beyzâde
                     Amasyalıdır. Mısır tüccârından ve Amasya a’yânından olup 1146’da vefât eden el-Hâc
               Hasan Efendi bin Abdullah Ağa bin Mehmed Bey bin Sarı Ali Bey’in mahdûmudur. Küçük
               yaşında enderûn sarayına girip hüsn-i terbiye gördü.
                     Tedrîcen tefeyyüz ederek 1141’de kapıgılâmı, 1151’de bâbü’s-saâde ağası, nâmı diğerle
               kapıağası oldu. On üç yıl mevki’ini hüsn-i muhafaza ederek 1164 senesi rebîülevvelinde vefât
               etdi. Müdebbir, müstakîm idi. Atik Ali Paşa Câmii haziresinde medfûndur. [638]
                     Diğer Amasya a’yânından Tûredîzâde el-Hâc Ahmed Ağa bin el-Hâc Hüseyin Ağa’nın
               oğludur. Ba’zı vüzerâya hizmet ederek ta’ayyün etdi. Hacıbâşı ve meclis-i a’yân azâsı olup
               1165 sâlinden sonra vefât etdi.

                     Ahmed Paşa-Hubyarlı es-Seyyid el-Hâc
                     Amasyalıdır.  Amasya’nın şarkı şimâlisinde kâin, Zana, Zânâ karyesi eşrâfından Kara
                                 78
               Ca’feroğlu  Ca’fer  Ağa  bin  Veli  Ağa  bin  Ca’fer  Ağa’nın  mahdûmu  ve  Mirza  Ali  Paşa  ile
               Zülfikar Ağa’nın liebin birâderidir.
                     Ceddi Ahıska Ağası olup giderken Erzurum’a vusûlünde 1093’de vefât eden Amasyalı

               78  Müstakîmzâde Süleyman Sa’adeddin Efendinin “Tuhfetü’l-Hattâtîn”de yazdığı gibi Antalyalı ve Osmânzâde
                 Tâ’ib Ahmed Efendinin  “Hadîkatü’l-vüzerâ”da beyân ettigi gibi Foçalı değildir. Müşârün ileyhin Antalyalı
                 yahud Foçalı olması bir zan ve tahminden ibarettir.

                                                           194
                                                           198
   194   195   196   197   198   199   200   201   202   203   204