Page 319 - 6-8
P. 319

Amasya Tarihi Cilt: 7
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Orada ta’lîm ve terbiye görüp tefeyyüz ederek Haseki oldu. Hayli müddet Hasekilikle
               devr-i  hidemât  edib  Bostancıbaşı  Gümüşlü  el-Hâc  Mehmed  Ağa’nın  1187’de  azli  üzerine
               ma’zûlen Hicâz’a gidip avdetde vatanına geldi.
                     Şeyhler köyünde güzel bir câmi-i şerîf yaptırıp 1195’de evkâfını tanzîm ederek 1197
               senesi evâilinde vefât etdi. Câmii bahçesinde medfûndur. Kerîm, hânedân, fukarâ-perver bir
               sâhib-i hayır idi.

                     İsmâil Hâtif Efendi-Kara Müftü el-Hâc
                     Çorumludur. Dâmâdoğlu Mustafa Efendi bin Ahmed’in mahdûmudur. Amasya‘ya gelip
               Iydîzâde el-Hâc Mustafa Âkif Efendi’den ikmâl-i tahsîl ederek mücâz oldu. Esnâ-yı tahsîlinde
               Hâce  Laz  İbrâhim,  Çorumlu  Müftü  es-Seyyid  el-Hâc  Ali,  şeyhü’l-imâre Müftüzâde el-Hâc
               Mehmed Efendilerden de istifâdeler etdi.
                     Ders-i âm-ı meşhûr olup Şâh Bula Hâtun Vakfının mütevellîsi Hâfız  [178] es-Seyyid
               Mehmed  Ağa’nın  kerîmesini  tezevvûc  etdi.  1163’de  Sungurlu  el-Hâc  Mehmed  Ağa’nın
               Amasya‘da  binâ  etdiği  Sungurlu  Medresesine  ilk  müderris  olup  fezâil-i  ilmiyesiyle  iştihâr
               etdiğinden 1184 senesi saferinin on dördünde Amasya Müftüsü oldu.
                     1186 senesi zilhiccesinde azledilip 1189 senesi muharreminin onbeşinde sâniyen Amasya
               Müftüsü oldu. İki yıl makâmını muhâfaza edib 1191 senesi muharreminin evâhirinde azledildi.
               1198 senesi muharreminde sâlisen Amasya Müftüsü olduğu halde şa’bânının on beşinci gecesi
               dâr-ı bekâya irtihâl etdi.
                     Fâzıl, usûl-ı fıkıh ve kelâmda mâhir, gâyet fakîh, kâmil, edebiyât ve muhâzarâta vâkıf,
               şâir,  vecîh  bir  zât  idi.  Eş’ârı  ve  emsile-i  Fârisiyyesi  vardı.  Mahdûmları  Mehmed,  Mes’ûd,
               Süleyman,  es-Seyyid  Ahmed,  es-Seyyid  Mustafa  Vâzıh  Efendilerdir.  Bunlara  Kara
               Müftüzâdeler dendi.
                     Kayın  pederi  Hâfız  es-Seyyid  Mehmed  Ağa  1192’de  bilâ-veled-i  [179]  zükûr vefât
               eylediğinden kerîmesinden mütevellîd mahdûmu es-Seyyid Ahmed Efendi Şâh Bula Vakfına
               mütevellî  oldu.  1212’de  es-Seyyid  Ahmed  Efendi  de  vefât  edib  diğer  mahdûmu  es-Seyyid
               Mustafa Vâzıh Efendi mütevellî oldu. 1237’de Vâzıh Efendi’nin kasr-ı yed ile büyük mahdûmu
               es-Seyyid  Abdurrahman  Efendi  ve  1247’de  bunun  da  vefâtıyla  küçük  mahdûmu  es-Seyyid
               Nimetullah Efendi mütevellî oldu.

                     İsmâil Ağa-Hacı Kadirzâde es-Seyyid el-Hâc
                     Amasya  a’yânından  Hâfız  el-Hâc  Mehmed  Ağa  bin  el-Hâc  Mustafa  Ağa  bin  el-Hâc
               Abdülkâdir  Ağa’nın  oğludur.  Ammizâdesi  olup  kethüdâ-yı  rikâb-ı  hümâyun  olan  el-Hâc
               Hüseyin Ağa’nın dâiresinde tefeyyüz ederek dergâh-âlî gönüllüsü oldu.
                     Hacı Hüseyin Ağa’nın 1188’de irtihâli üzerine Amasya‘ya avdet etdi. Caniklizâdelerin
               şiddetini görüp Hicâz’a gitdi. Ba’dehû hacıyân ve a’yân meclislerine a’zâ ve hacıbaşı olup 1200
               hudûdunda vefât etdi. Meşâhir-i a’yândan idi. Oğulları es-Seyyid Ali, Ahmed Ağalardır.

                     İsmâil Efendi-Kâtibzâde el-Hâc
                     Amasya mahkemesi kâtibi olup 1156’da vefât eden Gümüşlü [180] Mehmed Efendi bin
               İbrâhim’in  mahdûmu  ve  esbak  Amasya  Müftüsü  Kayyımzâde  el-Hâc  İsmâil  Efendi’nin
               kerîmezâdesidir. İstanbul’da Amasyalı demekle meşhûrdur. Amasya’da Iydîzâde el-Hâc Âkif
               Mustafa, Taşâbâdî el-Hâc Ahmed Efendilerden mukaddemât-ı ulûmu görüp İstanbul’a gitdi.
                     Orada allame Yûsufzâde Abdullah Hilmi, Büyük Hâfız Mehmed Efendilerden ve Şam’da
               eş-Şeyh Mehmed bin Hasan el-Hânefî ve Mekke-i Mükerreme’de eş-Şeyh Ömer bin Ahmed
               el-Basrî’den ulûm-ı Arabiyye ve akliyye, usûl-i hadîs ve tefsîr ahzederek İstanbul’a avdetle
               ders-i âm ve 1164 rebiülevvelinde bi’l-imtihân müderris-i benâm oldu.







                                                           318
   314   315   316   317   318   319   320   321   322   323   324