Page 314 - 6-8
P. 314

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Bekir  Beyzâde  Osmân  Bey’in  baş  a’yânlığında  ona  intisâb  eylediğinden  1136’da
               Abdullah Paşa müderrisi oldu. Ancak bir yıl kadar bu vazîfesinde kalıp 1137’de medreseden
               infisâl etdi.
                     1139’da baş a’yân Helvacı el-Hâc İsmâil Ağa’ya intisâb eylediğinden 1142’de Mehmed
               Paşa müderrisi olduysa da İmaret Arkası vak’asında zî-medhâl olduğu anlaşılmakla 1143’de
               Diyarbekir’e gönderildi. [161]
                     1145’de ma’fûven Amasya‘ya gelip 1148’de vefât etdi. Âlim, fakîh idi. Müftülüğe pek
               hâheş-ger olduğundan a’yân ile çok ihtilât ederek iki defa teftîşe uğradı. Natûk, mümtezic, vâiz
               idi. Evlâdına Kara İsmâiloğulları dendi.

                     İsmâil Ağa-Dayı el-Hâc
                     Amasya‘nın  civâr-ı  şimâlisinde  Zana  köyünden  ve  züamâdan  Mirza  Bey’in  oğludur.
               Zanalı  Mirza  Ali  Paşa’nın  dayısı  olduğundan  Dayı  demekle  meşhûr  oldu.  İstanbul’a  gidip
               Baltacı Mehmed Paşa dâiresine girdi.
                     Müşârün-ileyhin  ikinci  sadâretinde selâm  ağası  olup  hayli nüfûz ve teayyün kazandı.
               Ba’dehû Amasyalı el-Hâc Ahmed Paşa’nın kaptanlığında vekîl-i harcı olup nüfûzunu muhâfaza
               edebildi.
                     Hacı Ahmed Paşa’nın i’dâmından sonra Amasya‘ya gelip kendisinin yetişdirdiği Mirza
               Ali  Paşa’nın  kethüdâsı  oldu.  1143’de  Sultân  Mahmûd  Hân-ı  Evvelin  cülûsunda  kapıcılar
               kethüdâsı olan Amasyalı Osmân Paşa’nın sâye-i ikbâlinde [162] kapıcıbaşı ve 1145’de Amasya
               mübâyaacısı olup geldi.
                     Üç yıl kadar Amasya mübâyaacılığında kalıp hayli iştihâr etdi. 1148 senesi evâhirinde
               vefât edib Garibler Mezarlığında medfûn idi. 1282’de bu mezârlık yeri Garibler Mescidi’yle
               beraber bedestân oldukda mezâr taşı diğer mezârlığa nakledilmişdir. Mahdûmu el-Hâc Mirza
               Ağa ve birâderi İbrâhim Bey’dir. Bunlara ve evlâdına Mirzazâdeler dendi. Diğer mahdûmu
               Hattât Abdullah Efendi’dir.

                     İsmâil Efendi-Nâibzâde
                     Amasyalıdır. Kudâtdan Mehmed Efendi’nin mahdûmudur. Bade’t-tahsîl Amasya‘da bir
               müddet ders okutup ders-i âm oldu. Badehû kudât ve niyâbete sülûk ederek devr-i kasâbât ve
               bilâd edib 1137’de meclis-i a’yân a’zâsı görüldü.
                     Ba’dehû terakkî görüp livâlara kadı olup 1148’de tekâüd ederek 1150’de vefât etdiği,
               “Tekâüd Defteri”nde görüldü. Meşâhir-i kudâtdan âlim, kâmil bir zât idi. [163]

                     İsmâil Efendi-Müderris
                     Köprülüdür.  Mustafa  oğludur.  Amasya‘da kibâr-ı  ulemâdan  İnallı  el-Hâc  Mehmed
               Efendi’den  ikmâl-i  tahsîl-i  ulûm  edib  Köprü’ye  avdetle  ders-i  âm  oldu.  Vaaz  ve  tedrîs  ile
               fevkalâde iştihâr etdi.
                     1141’de  Bostancıbaşı  Köprülü  Süleyman  Ağa’nın  Köprü’de  Taceddîn  Paşa  Câmii
               harîminde binâ eylediği Medrese-i  Süleymaniye’nin  ilk müderrisi,  ba’dehû Köprü Müftüsü
               oldu. 1149’da Köprü fetvâsından ma’zûl olup 1151’de vefât etdi. Âlim, kâmil, Taceddîn Paşa
               Câmii vâizi idi.

                     İsmâil Ağa-Sakaoğlu
                     Amasyalıdır.  Amasya  serdârı  Sakaoğlu  İbrâhim  Ağa’nın  mahdûmudur.  On  sekizinci
               bölükde mukayyed yeniçeri olduğundan on sekiz demekle meşhûr olarak Purut muhârebesinde
               yararlık gösterdiğinden alemdâr oldu.
                     1127’de Mora harbine me’mûren gidip şecâati [164] sâyesinde kendisini tanıttı. Ba’dehû
               1134’de İran harbine gidip yararlıkları görüldüğünden avdetinde Amasya serdârı oldu. 1141’de
               serdâr olarak İran harbine tekrar gidip Yeniçeri ağası Şâhin Mehmed Paşa’ya kendisini sevdirdi.




                                                           313
   309   310   311   312   313   314   315   316   317   318   319