Page 324 - 6-8
P. 324

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               [194] Bunun da vefâtında hemşehrîlerinden Çelebi Mustafa Paşa’ya intisâb edib sadâretinde
               mühürdârı olarak kesb-i ma’rifet etdi. Ba’dehû kapıcıbaşı olarak efendisiyle devr-i bilâd edib
               Üsküdar’da ikâmet etdiği esnâda 1238 senesi recebinin ikinci günü vefât eyledi. Üsküdar’da
               medfûndur.

                     İsmâil Efendi-Müfessir el-Hâc
                     Merzifonludur.  Mehmed  Efendi’nin  mahdûmu  olup  müfessir-i  meşhûr  Abdü’n-nebî
               Nâbî,  Abdullah  Vecîh  Efendilerden  ikmâl-i  tahsîl  edib  ders-i  âm  oldu.  Dârü’s-selâm
               Mahallesi’nde ikâmet ve Sultân Bâyezîd Câmiinde tedrîs-i ulûma muvâzabet etdi.
                     1204’de  Kâşifiyye  müderrisi  olarak  ba’de’l-icâze  Çeribaşı  Câmii  şerîfinde  “Tefsîr-i
               Beyzâvî” tedrîsine mübâşeret edib yıllarca okuttu. 1224’de medreseden haksız yere azledildiyse
               de 1225’de sâniyen müderris olup 1229’da yine ref’ edildi.
                     Bu  gibi  tebeddülâta  bakmayıp  “Beyzâvî”  tedrîsine  devam  etdi.  [195]  Ancak  1232’de
               cereyân  eden  Yeniçeri-Talebe  vak’asına  karışdığı  söylenmekle  1233’de  Mustafa  Vâzıh
               Efendiyle beraber Limni’ye gönderildi. 1234 senesi evâilinde avdet etdi.
                     Yine  dersine  devam  ederek  hüsn-i  beyânı  sâyesinde  talebesi  ve  cemâat-ı  müstemiası
               çoğaldığından Sultân Bâyezîd Câmiinde “Tefsîr-i Beyzâvî” tedrîsine devam edib 1237 senesi
               recebinde hatme ve icâzete muvaffak olarak be-nâm oldu.
                     Hayfâ  ki,  1239’da  cereyân  eden  ikinci  Yeniçeri-Talebe  vak’asına  yine  karışdığı
               anlaşılmakla birçok rüfekâsıyla beraber Sivas’a kaldırıldı. Üç mâh sonra avdet edib 1240 senesi
               muharreminde üçüncü Yeniçeri-Talebe vak’asında şehîden vefât etdi.
                     Âlim,  fâzıl,  ulûm-ı  şer’iyyede  mütebahhir,  fakîh,  müfessir,  muhaddis,  hüsn-i  beyâna
               muvaffak,  gâyet  müteşerrî,  mutasallib,  hadîdü’l-mizâc  bir  zât  idi.  Hânesi  garbında  vâki’
               mezâristânın köşesinde medfûndur. Mahdûmu Sâdullah Efendi ulemâdan ve bunun mahdûmu
               Abdülhalîm Ağa [196] mazınneden bir meczûb-ı nakş olup 1325 senesi zilka’desinin yirmi
               dördüncü Pazarertesi günü dâr-ı kudse irtihâl etdi.

                     İsmâil Ağa-Kurşunluoğlu
                     Amasyalıdır. Receb Mahallesi a’yânından ve esbak Amasya kethüdâyeri iken 1099’da
               vefât eden Kurşunlu Ali Ağa ahfâdından Amasya serdârı el-Hâc Ali Ağa bin Haseki Mehmed
               Ağa bin İsmâil Ağa bin Kurşunlu Ali Ağa’nın oğludur. Altıncı demekle meşhûr idi.
                     Pederinin hayâtında yeniçeri olup Rus muhârebelerinde ibrâz-ı liyâkatla 1218’de Amasya
               serdârı,  1224’de  serdengeçtiler  ağası  olarak  Rus  harbine  gitdi.  Yine  ibrâz-ı  şecâat  ederek
               Turnacıbaşılık rütbesiyle taltîf edildi.
                     1227’de Amasyalı Hacı Bakî oğlu Halil Hamîd Ağa’nın Yeniçeri Ağalığında İstanbul’da
               ağa  kapısına  yerleşip  kesb-i  kıdem  ederek  kethüdâyeri,  1236’da  Zağarcıbaşı,  1237  senesi
               cumâdelûlâsı selhinde kul kethüdâsı ve şevvâlinin yedisinde yeniçeri ağası oldu. [197]
                     Üç aydan ziyâdece ağalık edib 1238 senesi muharreminin yirmi üçüncü günü azledildi.
               Kadıköyü’nde  sahîlhânesinde  mukîm  olup  1241  senesi  şevvâlinde  Bâb-ı  Âlî’den  kendisine
               Seraskerlik arz olunmuşdu.
                     Sultân  Mahmûd-ı  sânî  bu  arzı  kabûl  etmediğinden  başka  Yeniçeri  Ocağının  ilgâsı
               akîbinde Kütahya’ya nefyedilip orada 1242 senesi rebiülâhirinde i’dâm edildi. Pek cesûr, zâbit,
               muktedîr bir zât idi. İktidârı Sultân Mahmûd’u ürküttü.
                     Mahdûmlarından Ali  Ağa Ocak ağalarından olup pederinin  nefyi esnâsında maktûlen
               vefât etdi. Diğer oğlu Mahmûd Ağa Üsküdar’da bir müddet ihtifâ ederek sonra gece  kaçıp
               Amasya‘ya can atdı. Afv-ı umûmîde meydana çıktı. Bunun oğlu Ali Ağa’dır. Bunun oğlu İsmâil
               Ağa İstanbul’da yakın vakitlere kadar ber-hayât idi.









                                                           323
   319   320   321   322   323   324   325   326   327   328   329