Page 325 - 6-8
P. 325

Amasya Tarihi Cilt: 7
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                     İsmâil Efendi-Fazlızâde es-Seyyid el-Hâc
                     Amasya  Mahkemesi  başkâtibi  es-Seyyid  Feyzullah  Efendi  bin  el-Hâc  İsmâil  [198]
               Efendi’nin mahdûmudur. Ulemâdan bir müddet okudu. Tahsîl-i ilim ve ma’rifet edib iltizâm
               işleriyle iştigâl etdi. Bir müddet de mahkeme başkâtibi olup Meclis-i a’yân a’zâlığında bulundu.
                     Fakat Yeniçeri vak’alarında tarafdârlığı görüldüğünden azledilip 1243’de meclis a’zâsı
               olduğu halde 1244 senesi evâilinde vefât etdi. Kâtib, sâhib-i nüfûz ve servet bir kimse idi.

                     İsmâil Efendi-Rahtuvânzâde
                     Köprülüdür. Sertüfengi-i şehriyârî Köprülü el-Hâc Hâfız Hasan Ağa bin İsmâil Ağa’nın
               mahdûmudur. İstanbul’da tahsîl-i ulûm ederek ders-i âm ve 1231’de bi’l-imtihân müderris oldu.
               Sâniye-i Süleymaniye müderrisi olduğu halde 1248’de vefât etdi. Kibâr-ı müderrisînden âlim,
               kâmil idi. Üsküdar’da medfûndur.

                     İsmâil Efendi-Kürelizâde
                     Köprülüdür. Oranın ulemâsından Küreli el-Hâc Mehmed Efendi’nin mahdûmudur. Bir
               müddet  ilim  ve  ma’rifet  tahsîl  edib  nâhiyeler  niyâbetinde  kesb-i  servet  ederek  [199]  a’yân
               sırasına girdi. İbtidâ Hacı Paşazâdelerle sonra Danacıoğullarıyla nüfûz yarışlarında bulunarak
               Köprü a’yânlığını elde edib 1151 senesi hilâlinde vefât etdi. Müdebbir, zî-nüfûz, hânedan idi.
               Oğlu a’yândan el-Hâc Mehmed Efendi’dir.

                     İsmâil Efendi-Mirzâ Şeyhzâde eş-Şeyh
                     Amasya‘nın  Şamlılar  Mahallesi’nde  Mirzâ  Tekkesi  şeyhi  el-Hâc  Mustafa  Efendi  bin
               Mirza Yûsuf el-Buhârî mahdûmudur. Ulemâdan ulûm-i Arabiyye ve şer’iyyeyi ve pederinden
               maârif-i sûfiyyeyi ahz edib pederinin irtihâlinde mezkûr tekke şeyhi oldu.
                     Otuz yıldan ziyâde âyin-i tarîkatı icrâ ve merâsim-i ibâdeti ifâ ederek 1253 hudûdunda
               vefât etdi. Sâlih, âbid, bir şeyh-i âlim idi. Kibâr-ı meşâyihden addolunurdu. Mahdûmu Turâbî
               Mustafa Efendi de meşâyihdendir.

                     İsmâil Hakkı Ağa-Geygellioğlu el-Hâc
                     Amasya‘nın Temennâ Mahallesi eşrâfından Hüsâmeddîn Temennâyî vakfı mütevellîsi
               [200]  Hacı  Hasan  Ağa’nın  mahdûmudur.  Pederinin  1231’de  vefâtı  üzerine  Hüsâmeddîn
               Temennâyî vakfına mütevellî, ba’dehû amcası Hakkı İsmâil Paşa’nın Sivas vâliliğinde Amasya
               a’yânı, ba’dehû Amasya mütesellimi oldu.
                     Ba’dehû ba’zı hidemât-ı mîriyyede istihdâm edilerek dergâh-ı âlî kapıcıbaşılarından olup
               1255’de  vefât  etdi.  Mahdûmu  Mehmed  Saîd  Efendi’dir.  Bunun  kerîmesini  Saçlı  el-Hâc
               Mahmûd  Efendi  birâderzâdesi  Osmân  Efendi  tezevvüc  edib  hafîdi  Mîrlivâ  Hakkı  İsmâil
               Paşa’dır.

                     İsmâil Efendi-Müftizâde el-Hâc
                     Niksarlıdır.  Oranın  müftüsü  el-Hâc  Ali  Efendi  bin  Ahmed  Efendi’nin  mahdûmudur.
               Pederi küçük yaşında vefât eylediğinden amcasıyla Amasya‘ya gelip fâzıl-ı meşhûr Şeyhzâde
               es-Seyyid el-Hâc Abdullah Vecîh Efendi’nin halka-i tedrîsinde ikmâl-i tahsîl etdi.
                     Ders-i âm olduğu esnâda üstâz-ı müşârün-ileyhin dâmâdı ve irtihâlinde inhilâl eden Ayas
               Ağa Medresesi müderrisi olarak fevkalâde iştihâr etdi. Üstâdının [201] mevki-i müstesnâsını
               tutdu. Akrân ve emsâlinin inkırâzıyla riyâset-i ulemâyı fazl ve irfânıyla ihrâz etdi.
                     Birkaç defa Amasya müftülüğüne nasbı mukarrer olduğu halde her defasında vâki’ olan
               teklifi  reddedip  tedrîs  ve  ifâdeden  fâriğ  olmadı.  Gümüşlüzâde  câmi-i  şerîfinde  “Beyzâvî
               Tefsîri”ni tedrîs ederek 1257 senesi cumâdelâhiresinde dâr-ı naîme irtihâl etdi. Gâyet fâzıl,





                                                           324
   320   321   322   323   324   325   326   327   328   329   330