Page 330 - 6-8
P. 330
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
naklolunarak muktezâsını icrâya irâde-i aliyyeye taalluk eden Müzekkiretü’l-Evkâf nâm
risâlenin sûretidir ki aynıyla tahrîr olundu. Fî 8 Zilhicce, sene 1265. İsmâil”
“Müzekkiretü’l-Evkâf Risâlesi” şudur:
“Bismihî Sübhânehû ve Teâlâ, mütevekkilen aleyhi münîben ileyhi ve hüve hasbî ve
ni’me’l-vekîl.
Cenâb-ı cihân-âferîn, Hazret-i Rabbü’l-âlemîn, Hallâk-ı bilâ-muîn-i halîfe-i rûy-ı zemîn,
-cellet azametuhû ve natakat bi-hikmetihî kudretihî ve ani’d-denâisi tekaddeset zâtuhû ve
mine’n-nakâisi tenezzehe’t sıfâtuhû Rabbimiz Tealâ hazretleri mazhar-ı eltâf-ı [217] “Levlâke
levlâk lemâ halektü’l-eflâk”, el-mübeccel bi-tebcîli “Vemâ ersenelnâke”, el-müşerref bi-
şerâfeti “İnnâ erselnâke”, el-mübeşşer bi-beşâreti “İnnâ a’taynâke”, Seyyidü’l-kevneyn,
Resûlü’s-sakaleyn, ceddü’l-Hasaneyni’l-ahseneyn, hâiz-i şeref-i Kâbe kavseyn, aleyhi envâ’u
salavâti “Rabbü’l-maşrikayni ve’l-mağribeyn” Efendimiz Hazretleri hürmetine…
Kıt’a;
نانجلا تاضور لثم كبانج
ىناملأا تاياغ لاني كنم و
اهارذ ىف مراكملا نم تللح
131 ىناثملا عبسلاك تنا اهيفف
Müfâd-ı âlîsi cebhe-i behcet-âsârlarında nısf-ı nehârda âfitâb misâli lâmî’ ve mâsiye-i
mekârîm-i nisârlarında bedr-i tâb misâli sâtı’ olan Kutb-i dâire-i selâtîn-i zamân, bâis-i asâyiş-
i halâik-i cihân, hadimü’l-haremeyni’l-muhteremeyn, hâiz-i şerefü’l-emâneteyni’ş-şerîfeteyn,
melce-i enâm, muktedâ-yı hâs ve âm, es-Sultân ibnü’s-Sultân es-Sultân Abdülmecid Hân, dâme
mecdühü ilâ-inkırazi’d-deverân, kerâmetlü Pâdişâhımız velîyyü’n-nimetimiz Efendimiz
hazretlerinin ömr-i nâzenînlerin add ü şümârdan efzûn ve âmme-i hatâ ve hatardan masûn ve
livâ-i zafer-likâsın mansûr ve mülk-i meyâmin-silkin ma’mûr buyurup düşmanân-ı bedhâhânın
sefil-ser-nigün ve müdemmer ve makhûr eylesin, Âmîn! Sümme âmîn! Bi-hürmet-i Seyyidi’l-
Mürselin [218]
-Mukaddime-
Bu abd-i âciz-i garîbin “ ناك امثيح ليلذ بيرغلا ن إ” 132 mazmûnunca hisse-i garîbâneme envâ’-
ı mezellet ve esnâf-ı hevân ve hakâret isâbet etmiş ise de cenâb-ı Efendim kemâl-i lütuf ve
keremlerinden taksîrât-ı ahkarânemi afv buyurup bu kullarını tekdîr eylememeleri niyâz-ı
bendegânem idiği ve beyne’l-İslâm kâffe-i mecâlis ve mehâkimde icrâ olunan ahkâm-ı ilâhiyye
ve sünen-i Nebeviyye alâ sâhibîha efdâlü’t-tahıyyeye mutabıka olmalı ki kelâm-ı kibriyâdan
َ
mevaki-i selâsede sâbit olan, “ َ اللّ َلَزْنأ اَم ب ْمُكْحَي ْمَل ْنَم َ و” 133 şurûtunun cezâları sademâtından
ُ
emniyet-i kâmile husûlüyle kâffe-i hükkâm cây-ı necâtda karargîr olalar.
Makâsıd imdi evkâf-ı celîle taht-ı nezâret celîle-i evkâf-ı hümâyûn-ı mülûkânede dâhile
olup vâridât-ı hazîne-i celîle-i mâliyeden olmakla taht-ı nezâret-i celîle-i mâliyede dâhile değil
iken hazîne-i celîle-i mâliye me’mûrlarının mahsûlât-ı evkâfı ilzâma tasaddî eylemeleri ve
ilzâm-ı evkâfın terk ve affı niyâz ve istirhâm olundukda bi’l-ittifâki’l-îrâd adem-i müsâadeye
ictimâ’ eylemeleri usûlüne muhâlif ve ahkâm-ı ilâhiyyeden;
131 Ey Cenâb-ı Peygamber sen cennetlerdeki bahçeler gibisin.
Tüm dileklerimiz senin aracılığınla yerine gelir!
Güzelliklerin en üstünlerine sahipsin
Kur’ân-ı Kerîm’deki es-Seb’ul-mesânî (Fâtiha Sûresi) gibi. (Haz.)
132 Garîb nerede olursa olsun zelildir, zavallıdır! (Haz.)
133 Kim Allahın indirdiği ile hükmetmezse… (Mâide, 5/44, 45, 47) (Haz.)
329