Page 47 - 6-8
P. 47
Amasya Tarihi Cilt: 6
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
İbrâhim Efendi-Hızır Efendizâde el-Hâc
Amasyalıdır. Amasya müftüsü müfessir-i meşhûr el-Hâc Hızır Efendi’nin büyük
mahdûmudur. Pederinden ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm ve sonra Halfet Gâzi müderrisi oldu.
1070’de pederiyle beraber Magosa’ya i’zâm edilip avdetinde tedrîs-i ulûm ederek 1078’de
Yörgüç Paşa müderrisi oldu.
1084’de pederinin vefâtında ma’zûl ve ba’dehû mükerreren [119] Hızır Paşa müderrisi
ve Sultân Bâyezîd kürsü şeyhi olup 1105 senesi evâ’ilinde vefât etdi. Âlim, vâ’iz, müteşerri’
idi. Mahdûmu Mehmed Efendi’dir.
İbrâhim Efendi-Hacı Efendizâde
Amasyalıdır. Mevâlîden Ömer Efendi bin Mehmed Çelebi mahdûmudur. Amasya’da
tahsîl-i ulûm ederek ders-i âm ve 1058’de pederinin Erzurûm mollası olmasında yerine genç
iken Torumtay müderrisi oldu. Ba’dehû İstanbul müderrisliği ru’usunu alıp kazaya râzı olarak
devr-i bilâd etdi.
Bu esnâda Amasya, Sivas, Karahisâr-ı Şarkî kadısı olup 1106’da sahn pâyesiyle Fatıma
Hâtun müderrisi olmuşdu. 1108’de vefât etdi. Âlim, ta’lîk-nüvîs, mevâli-i devriyeden bir zât
idi. Bunun da mahdûmu Mehmed Efendi’dir. Bunlara “Kadızâdeler” de denirdi.
İbrâhim Paşa-Gümüşlüzâde Çelebi
Amasyalıdır. İstanbul’da Küçük Ayasofya civârında mukîm Amasya eşrâfından İsmâil
Ağa bin İbrâhim Çelebi bin Halîl Çelebi bin Mehmed Çelebi mahdûmudur. Sülâlesi Gümüşlü
[120] zâde Hazret-i Pîr İlyâs Halvetî’ye müntehîdir. Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa’ya 1069’da
Amasya’ya geldiği esnâda intisâb ederek ağaları silkine girdi.
1072’de müşârün-ileyhin sadâretinde kapıcıları kethüdâsı olarak ta’yîn edib 1078’de
Eğri beylerbeyi ve 1079 zilka’desinin yirmisinde Bursa Mutasarrıfı ve ba’dehû Komaniçe’nin
fethinde hizmet etdiğinden 1086’da vezâretle Komaniçe muhâfızı ve 1087 senesi muharreminin
altısında Tımışvâr muhâfızı oldu. (Zübdetü’l-Vâkı’ât)
1090 senesi cumâdelûlâsında Erzurum, 1092 cumâdelâhire gurresinde Bağdâd, 1095
senesi rebiülevvelinde Şâm vâlisi oldu. Rahtuvân Mehmed Ağa’yı Şâm mütesellimi yapdı.
Kethüdâsı Derviş Mehmed Ağa ile Bağdâd’dan Şâm’a gitdi.
1096 muharreminde Engürüs harbine me’mûren Rumeli’ye geçmek üzere Üsküdâr’a
hareket edib duhûlünde kethüdâsı tahsîl etdiği emvâli alıp firâr ve ihtifâ etmekle dûçâr-ı
müzayekâ oldu. Şâm’dan gelen şâkileri ref’edilerek ibkâ edilmiş [121] ise de mesârif-i seferiye
talep etdiğinden 1096 senesi cumâdelûlâsı yirmi sekizinde Şâm’dan azl ve Tekfûr Dağı’na
Edirne’den i’zâm edildi. (Silahdâr Târîhi)
1097 rebiülâhirinin yirmi altıncı günü ibkâ-yı vezâretle i’âde-i haysiyyet edib Mar’aş
Karsı sancağıyla Amasya sancağı “ber-vech-i arpalık” uhdesine tevcîh edilerek İstanköy
muhâfızı oldu. Kendisine Vezîr-i a’zâm Sarı Süleyman Paşa hazinesinden beş bin guruş harçlık
verip bir erkân-ı semmûr kürk ile beraber gönderdi. (Silahdâr Târîhi)
1099 saferinde Gürcü İbrâhim Paşa yerine sânîyen Tımışvar, 1100’de Sofya, 1101’de
Eğriboz muhâfızı olarak hayli müddet orada kaldı. 1102’de Mora ser-‘askeri, 1107’de Engirüs
serdârı ve Belgrad muhâfızı olup 1108 saferinin yirmi ikinci günü azledildi.
1108 rebiülevvelinin on sekizinde İstanbul kâ’im-makâmı ve 1109 rebiülevvelinin
üçüncü günü Belgrad’a celb ile yeniçeri ağası ve ramazânın on dokuzuncu günü Boğaz
muhâfızı olup İstanbul’a geldi. 1110 saferinin on yedinci [122] günü Konya ve şa’bânında
ikinci def’a Erzurum, 1112’de Van vâlisi olup 1113 senesi cumâdelûlâsında orada vefât etdi.
Şecî’, müdebbir, hâdim-i dîn ü devlet bir vezîr idi. Amasyalı Hocazâde Abdullatîf
Efendi’nin kerîmesini tezevvüc edib bundan tevellüd eden mahdûmları Abdullatîf, Abdurrahîm
Beylerdir. Amasya’da ceddi Pîr İlyâs Halvetî türbesine dersiyye vaz’ ve türbe harîminde bir
çeşme inşâ ve evkâfını tanzîm etdiği Cihât Defterlerinde mukayyeddir.
42
46