Page 537 - 6-8
P. 537

Amasya Tarihi Cilt: 8
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                                   Neş’e-i ûlâyı asla bulmadım hâlis ayâr
                                   Neş’e-i uhrâyı bey’-i nakd-i mağşûs itmedim

                                   Hiss-i hayvânîyi buldum bir kalender iştihâ
                                   Sabra habs itdim gezer ber-hâne berdûş itmedim

                                   Kılmadım deryûze-i mîr ü vezîr ü padişâh
                                   Hırka-i haysiyyeti bir bâba mefrûş itmedim

                                   Enderûn-ı sîneyi rüşdümle tevşîh eyledim
                                   Sadrımı tıflâne zibâyişle menkûş itmedim

                                   Tac ü destârın gurûrundan tehâşî’ eyledim
                                   Nûr-ı irfân üstüne tercîh-i serpûş itmedim!

                                   Çok şey öğrendim unutdum nakş-ı hâtır nâmına
                                   Bir tesellî kaldı kim hakk-ı ferâmûş itmedim!

                                   Yetmiş üç yıldır geçirdim nîg u bed çok rûzgâr
                                   Ben tebahhur eyledim Cûdî fakat cûş itmedim”

                     Muhterem-i fâzıl, Cûdî Efendi’ye karşı bu hakk-şinâsâne sitâyişleriyle kendi kemâlini
               gösterdi. Cûdî Efendi kendisinin [197] yetiştirdiği Selânik erenlerinden ve binlerce şâkirdân-ı
               irfânından cenâze alâyı beklerken hazret-i Kemâl ile iki oğlundan ve yirmiyi geçmeyen avâm
               ve ameleden başka cenâzesinde kimseyi göremedim.
                     Cûdî Bey, 1301’de Selânik’te te’ehhül edib üç erkek evlâdı dünyâya geldi. Birinci oğlu
               Mehmed Nûru’l-hudâ Bey kendisinden evvel vefât etdi. Diğer oğulları Ahmed Azmî, Hüseyin
               Sâfî Beylerin her biri ricâldendir. Fâzıl-ı müşârün-ileyhin eş’ârı bir kaç dîvân teşkîl edecek
               kadar çoktur. “Son Asrın Türk Şâ’irleri” adlı Hazret-i Kemâl Bey Efendi’nin eser-i matbû’unda
               ba’zı gazel ve eş’ârı yazılıdır.
                     Merhûmun  kendisinden  taleb  ü  ricâ  etdiğim  eş’ârından  olmak  üzere  “harb-i  umûmî”
               hakkında kendi kalemiyle yazılan şunu lutf etdi:
                     “Amasya Müverrihi muhterem hem-şehrim Asrî mahlas Hüseyin Hüsâmeddîn Efendi’ye
               hediyye-i kalemiyye-i Cûdî”
                     Harb-i Umûmî [198]
                                   Vaktâki ufuklar güneşe cilveler itdi
                                   Her çehreyi bir renk ile ağlargüler itdi

                                   Yüz virdi nebâtâta seher güller açıldı
                                   İmdi kanını akşama pejmürde ter itdi

                                   Bir lutf ile ağûşa alub okşadı öpdü
                                   Nevzâdını ağzında erir bir şeker itdi

                                   Bir lahza göz açdırdı mevâlîd-i hayâta
                                   Söndürdü ebed hasret-i nûr-ı nazar itdi

                                   Bî-tâb düşen dîdelere hâb-ı siyâhı
                                   A’yâna sevâd-ı şebi kuhlü’l-basar itdi

                                   Ferdâdaki bin fitne temâşâsına ya’nî


                                                           531
                                                           536
   532   533   534   535   536   537   538   539   540   541   542