Page 542 - 6-8
P. 542

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                                   Bin fitneye mâl itdiğin ol mevki-i mağrûr
                                   Zilletle sukût eylediğinden haber itdi

                                   Mısrın koçanı kaldı harîsin boğazında
                                   Hindin kara sevdâsı ta’âmın büber itdi

                     [206]

                                   Yâ Râbb ne tenezzül-! o gurûr u azametle
                                   Kâtiller ile şirkete tenzîl-i ser itdi

                                   Yelkenleri indirdi suya, düşdü telâşa
                                   Balkanlara dek sayha-i eyne’l-meferr itdi

                                   İmdâd diye her kapınun çâkini çaldı
                                   Allâh onu sâ’il gibi bir der-beder itdi

                                   Hakk bâtıla çaldı galebe! Hazret-i Allâh
                                   Her yerde birin mazhar-ı feyz-i zafer itdi!

                                   Ey sarsar-ı pür-gayz-ı ta’assub ne esersin
                                   Envârına karşı seni Hakk bî-eser itdi

                                   Bir püfle sönen İngiliz ikbâli mi İslâm?
                                   İslâmı Hüdâ haşre kadar şûle-ver itdi.
                     Fî 23 Şubat sene 1330 Ayastefanos Mu’allim Cûdî

                     Cû’î Mehmed Çelebi-eş-Şeyh Cemâleddîn Mevlevî
                     Amasyalıdır. Kibâr-ı fuzalâdan Mevlânâ Fahreddîn Osmân bin Abdullah et-Türkmânî
               mahdûmudur. Fuzalâdan Hüsâmeddîn Hasan Hoyî, Mevlevî-hâne şeyhi Celâleddîn Mehmed,
               diğer Mevlevî şeyhi Zileli Nusretzâde Cemâleddîn Habîb Çelebilerden [207] tahsîl-i ulûm ve
               iktisâb-ı fezâ’il etdi.
                     Amasya  Mevlevî-hânesinde  yıllarca  mesnevî-hân  olup  ma’ârif-i  sûfiyyenin  neşr  ü
               ta’lîmine  hizmetler  etdi.  Mu’ahharan  şeyhi  olan  Hüsâmzâde  Celâleddîn  Mehmed  Dede’nin
               irtihâli üzerine Amasya Mevlevî-hânesi şeyhi oldu.
                     Çelebi Sultân Mehmed Han devrinde hadîs ve tefsîr ve mesnevî tedrîsinde fevka’l-âde
               iştihâr edib Sultân-ı müşârün-ileyh aralık aralık dersini dinler, kendisine hürmetler ve iltifâtlar
               ederdi.  Amasya’nın  garbında  kâ’in  Kelkis  karyesiyle  bütün  bâğları  kendisine  taraf-ı
               pâdişâhîden temlîk edildi.
                     Mezkûr karyede bir câmi-i şerîf, yanında bir zâviye-i mevleviyye ve imâret ve kendisine
               bir de türbe binâ edib emlâkini bu hayrât-ı şerîfesinin mesâlihine 817’de vakf ve zâviyesine
               dâmâdı olan eş-Şeyh Ahmed Yoğurtçu Dede’yi şeyh nasb edib 819 senesi zilhiccesinde dâr-ı
               kudse intikâl etdi.
                     Meşâhîr-i fuzalâ-yı meşâyihden müttakî, müteşerri’, edîb, şâir, sâlih bir zât-ı sütûde-simât
               idi. Riyâzât-ı şedîdesinden dolayı Cû’î mahlasını kabûl ve bu mahlasla  [208] iştihâr etmiş,
               kâmil,  ulûmda mütebahhir bir müderris idi. “Telvîh”i  otuz defa okuyub okutmuş, Kur’ân-ı
               Kerîm’e güzel bir tefsîr yazmışdı.
                     Haleb  müverrihi  Hanbelîzâde  Mehmed  Efendi  “Dürrü’l-Habeb  fî  Târîh-i  Haleb”adlı
               eserinde diyor ki: “İbrâhim bin Alî eş-Şeyh Burhâneddîn el-Karsevî sümme’l-Halebî tilmizi
               Şemseddîn bin Bilâl demiştir ki: Mûmâileyhin şuyûhundan ve esâtizesinden biri sâhib-i tefsîr



                                                           536
                                                           541
   537   538   539   540   541   542   543   544   545   546   547