Page 535 - 6-8
P. 535

Amasya Tarihi Cilt: 8
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Cüneyd Çelebi-Şeyh Hamîdoğlu
                     Amasya’da câmi sâhibi Hâce el-Hâc Pîr Mehmed Çelebi evlâdından Hâmid Çelebi bin
               el-Hâc  Ahmed  Çelebi  bin  el-Hâc  Pîr  Mehmed  Çelebi  mahdûmudur.  Meşâhîr-i  hâcegân  u
               ağniyâdan olup 995’de a’yân-ı memleketten görüldü. Ba’dehû vefât etdi.

                     Cüneydî Ahmed Çelebi -Mevlânâ Şemseddîn
                     Abdülazîz  bin  Cüneyd’in  mahdûmudur.  “Cüneydoğlu”  demekle  meşhûr  olduğu
               münâsebetle “Cüneydî” mahlasını kabûl etdi. Amasya hükümdârı Hacı Şâdgeldi Paşa devrinde
               fezâ’il-i ilmiyyesiyle iştihâr etdiğinden paşaya takarrüb eyledi. [190]
                     Hüsn-i  ahlâkı  fesâhat-i  beyânı  sâyesinde  paşaya  kendisini  sevdirmiş  olduğundan
               muvakki’-i dîvânî, kâtib-i hâssı olarak beyne’l-ulemâ temâyüz etdi. Paşanın irtihâline kadar âbâ
               ve ecdâdına ve zamân-ı vekâyi’ine dâ’ir bir târîh yazdı. 789 senesi evâ’ilinde vefât eyledi.
                     Âlim, fâzıl, şâir, kâtib, münşî, edebiyât-ı arabiyye ve fârisiyyede mâhir halûk, fasîhü’l-
               lisân, belîğü’l-beyân bir zât idi. “Târîh-i Cüneydî” demekle ma’rûf olan “Hacı Şâdgeldi Pâşa
               Târihi” olduğunu Vâsi’ Çelebizâde Hâfız Ebûbekir Efendi söylerdi.
                     Çünkü Hâfız Ebûbekir Efendi’nin cedd-i a’lâsı olan ve Yârî-i Şirâzî diye şöhret bulan
               Divriğilizâde Yârî Alî Çelebi bu Cüneydî Çelebi’nin tilmizi olup yazdığı târîhin bir nüshası
               kendisinde olduğunu, kendi kalemiyle yazmış ve üstâdının tercemesini kayd etmişdi. Hayfâ ki
               bu târîhi bulamadım.

                     Civânî Hasan Çelebi-Gencoğlu
                     Amasyalıdır.  Yeniçerilerden  Genc  Ahmed’in  oğludur.  Biraz  tahsîl-i  ma’ârifden  sonra
               yazıcı olarak yeniçeriler  [191]  arasında şi’r u inşâsıyla iştihâr etdi. “Yazıcı Civânî Çelebi”
               demekle ma’rûf oldu. Müderris Abdî Efendi’nin zamân-ı şu’arâsından olup 1099 vak’asında
               vefât etdi. Şâ’ir, kâtib idi.

                     Cûdî İbrâhim Bey-Mu’allim
                     Merzifonludur. Hüseyin Efendi bin Ahmed bin Mustafa bin Abdullah’ın mahdûmudur.
               Merzifon’un  Hacı  Bâlî  Mahallesi’nde  1267  senesi  muharreminde  doğdu.  İki  yaşında  iken
               pederinin vefâtıyla vâlidesi yanında büyüdü.
                     Sıbyân mektebinde hıfz-ı Kur’ân ederek fünûn-ı ibtidâ’iyyeyi Amasya Rüşdiyyesinde
               görüp medrese tahsîline başladı. Amasya’da Şirvânî Mustafa Efendi’den tahsîl-i ulûm edib
               1291’de İstanbul’a gitdi. Bir yıl kadar tahsîlini ikmâle çalışdı.
                     1292’de  açılan  müsâbaka  imtihânında  isbât-ı  ehliyet  etdiğinden  Beşiktaş’ta  Askerî
               Rüşdiyye mektebinde Türkçe mu’allimi oldu. Üç yıl bu vazîfesini îfâ etdikten sonra 1296’da
               Selânik’te ilk te’sîs ve küşâd edilen Terakkî mekteb-i husûsîsine mu’allim oldu. [192]
                     Bu mektebte fünûn-ı muhtelifeden yedi yıl tedrîsât ile iştigâl etdikten sonra 1304’de yine
               orada İdâdî-i mülkî mektebine mu’allim oldu. Yıllarca bu mektebte kalıp vezâ’if-i tedrîsini
               hüsn-i  îfâ  ederek  mu’ahharan  Selânik  Rüşdiyye-i  askeriyyesine  Türkçe  ve  ba’dehû  Arabça
               mu’allimi oldu.
                     1326  senesi  cumâdelâhiresinde  meşrûtiyet  i’lân  edildiğinden  açılan  meb’ûsân
               intihâbâtında taraf-ı âcizânemden verilen îzahât üzerine Amasya meb’ûsu olup İstanbul’a geldi.
               Meclis-i Meb’ûsan’ın ilk feshine kadar vazîfesine devâm etdi.
                     1330’da Gelenbevî Mekteb-i idâdîsine edebiyât ve Mercân mekteb-i idâdîsine Türkçe
               mu’allimi  oldu. 1331’de mezkûr mektebler sultânîye kalb  edildiğinden Gelenbevî  mekteb-i
               sultânîsine  edebiyât  ve  felsefe  mu’allimi  olarak  ibkâ  edildi.  1333’de  terfî’an  Bezm-i âlem
               Vâlide sultânîsine edebiyât mu’allimi oldu.
                     1335’de  açılan  intihâbâtda  Isparta  meb’ûsu  olup  mu’allimlik  uhdesinde  ibkâ  edildi.
               Meclisin feshine kadar her iki [193] vazîfeyi de gördü. Sonra mu’allimlik vazîfesine devâm




                                                           529
                                                           534
   530   531   532   533   534   535   536   537   538   539   540