Page 74 - 6-8
P. 74

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                      İbrâhim Baba-Âsitâne Şeyhi es-Seyyid
                      Merzifonludur. Orada medfûn ve Pîrî Baba demekle meşhûr eş-Şeyh Pîr Şemseddîn
               Ahmed bin Bahadır el-Buharî’nin ahfâdından olduğu iddi’â edilen Ali Baba bin Durmuş Baba
               bin Hacı Ali Dede’nin oğludur. Cedd be cedd Bektâşidir.
                      Pîrî Baba Tekkesi şeyhi Süleyman Baba’nın terbiyesini görüp halîfesi olarak 1223’de
               vefâtı üzerine Pîrî Baba Tekkesi şeyhi oldu. Yeniçeri elde ederek oldukça mühim bir nüfûz ve
               şöhret kazandı. 1230’da Amasya’da açdığı bir ocak sâyesinde nüfûzunu Amasya vilâyetinde
               tanıtdı.
                      1243’de  bâ-fermân-ı  âlî  Pîrî  Baba  Tekkesi  zâviyye-i  Nakşibendiyye  olduğundan
                                          14
               Merzifon’dan  ihrâc  edildi.   Bir  müddet  Kayseriye’de  ikâmet  edib  sonra  Hacı  Bektâş
               nâhiyesine  gitdi.  1250  senesinde  Hacı  Bektâş-ı  Velî  âsitânesi  şeyhi,  bütün  Bektâşilerin
               muktedâsı olup 1253 senesi zilka’desinde dâr-ı ukbâya göçdü. Âlim, Umûr-ı dünyaya vâkıf,
               edîp, gâyet müşekkel, mehîb, vakûr idi. Bektâşî erenlerinin yegânesi sayılırdı. [211]

                      İbrâhim Âsım Bey-Yeğenzâde es-Seyyid el-Hâc
                      Amasya  a’yânından  es-Seyyid  el-Hâc  Ahmed  İzzet  Bey  bin  Ömer  Paşa  bin  el-Hâc
               İbrâhim  Bey  bin  Yeğen  el-Hâc  Ali  Bey  bin  el-Hâc  Ahmed  Bey  bin  Küçük  Ali  Bey’in
               mahdûmudur. Amasya’da tevellüd ve neş’et, ulemâdan tahsîl-i ilm ü ma’rifet etdi.
                      Ba’dehû Amasyalızâde Hacı İbrâhim Efendi’ye intisâb edib mektubî-i sadâret kalemine
               girmişdi. 1222’de efendisinin şehâdeti üzerine ihtifâ ve kalemi terk ederek Amasya’ya geldi.
               1234’de pederinin vefâtıyla Hâtuniyye evkâfına mütevellî oldu.
                       Benderlizâde es-Seyyid el-Hâc İbrâhim Paşa’ya dâmâd olduğundan 1236’da dergâh-ı
               âlî kapıcıbaşılığı ile baş-a’yân olup Amasya sancağını kabza-i idâresine aldı. 1239’da Yeniçeri-
               Talebe vak’asında Sivas’a kaldırıldı. Birkaç ay sonra afvıyla Hicâz’a gitdi.
                      1241  zilka’desinde  yeniçerilerin  Amasya’dan  def’  ü  ref’i  vak’asında  sâdıkâne
               hizmetiyle  mîrâhûr-ı  evvel  pâyesiyle  taltîf  edilip  1242’de  baş  a’yân  ve  1244’de  Amasya
               mütesellimi oldu. İki yıl devam eden mütesellimliğinde [212] halkın şikâyetlerini da’vet eden
               ahvâline binâen 1246 senesi rebiülevvelinde azledildi.
                      Fakat  tazminâtı  i’ânesinde  livânın  yüzünü  ağartacak  mebâliğ  ve  ikdâmâtı
               görüldüğünden  1248  şevvâlinde  sânîyen  Amasya  mütesellimi  olduysa  da  halkın  şikâyâtı
               üzerine sene-i mezbûre zilka’desi evâhirinde azliyle Bozca Ada’ya gönderildi.
                      1248 senesi ramazânında sadr-ı a’zam olan Mehmed Ra’uf Paşa kendisinin vaktiyle
               kalem arkadaşı olduğuna binâen 1249 senesi muharreminde afv ve ıtlak edilip İstanbul’a gelip
               bir müddet kaldı. Ba’dehû Amasya’ya gelip 1253’de mütesellim vekili oldu. 1254’de Birinci
               Doktor Vak’asında Samsun’a gönderildi.
                      Bu esnâda İstanbul’da Şûrâ-yı Bâb-ı âlî unvanıyla bir şûrâ-yı devlet meclisi teşkîl ve
               eyâlâtdan bu meclise a’zâ sıfatıyla ba’zı a’yânın celb eylemesi tekarrür eylediğinden 1255’de
               afv ve ıtlâk edilerek bu meclise a’zâ olmak üzere İstanbul’a da’vet edildi. [213]
                         Bu da’vet üzerine İstanbul’a gidip 1255 senesi ramazânında iftârı müte’âkip füc’eten
               vefât etdi. Mîr-i müşârün-ileyhi görüp tercemesini Tezkire-i Şu’arâ’sında yazan Fatin Efendi
               târîh-i vefâtını bu sûretle kayd ve Cihât Defterleri de bu kaydı te’yîd ediyor. Biz de bu kaydı
               tercîh ederek yazdık.
                      Amasya  eşrâfından  Saraczâde  Yaşar  Mehmed  Efendi  derdi  ki:  “Yeğenzâde  Hacı
               İbrâhim Bey, Amasya’da meclis-i idâre a’zâsı iken 1269 senesinde vefât etdi. Ben cenâzesini
               gördüm. 1255 ramazânında İstanbul’da vefâtı sehv olmalıdır.”
                      Ancak benim tahkîkâtıma göre Yaşar Mehmed Efendi’nin yalanı yok, yanlışı vardır.
               1269 senesinde vefât eden meclis-i idâre-i livâ a’zâsından Yeğenzâde es-Seyyid Halîl Bey’dir.


               14   Zâviye-i mezbure meşihatı 1244 senesi recebinin yirmi dördünde uhdesinden ref’ ile ulemâ ve meşâyih-i
               Nakşibendiyeden Osmân Efendi’ye tevcîh edildiği Cihât Defterinde mezkûrdur.

                                                           69
                                                           73
   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78   79