Page 177 - 6-8
P. 177

Amasya Tarihi Cilt: 9
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Sonra  Şâh  İsmail  Safevî  havâssından  Mardinli  Hoca  Nureddîn  Şâhkulu  hulefâsından
               Uglanşurlu Ermeni muhtedîsi Celâl Baba’ya uyduğundan kızılbaş olup  merkûmdan hilâfet-                                       Zihni İsmail Efendi-Tamgacızâde es-Seyyid
               nâme alarak Zünnûn halife dendi. Şehzâde-i müşârün-ileyhe zâhiren ibrâz-ı sadâkat ve Şâh                                     Amasyalıdır. Hacegân-ı  Divân-ı  Hümâyûn’dan  olup  1237’de  İstanbul’da  vefât  eden
               İsmail’e de sırren biât etdi.                                                                                          Amasyalı  Tamgacızâde  es-Seyyid  Mehmed  Tahir  Efendi’nin  mahdûmu  olup  Bab-ı  âli’de
                     917’de  Şâhkulu  kumandasında  toplanan  Şia  [578]  ordusuna  iltihâk  ederek  eşkiyâdan                        tefeyyüz ederek mektubî kalemi hulefâsından iken ammizâdesi Alemdâr Süleyman Paşa’ya
               oldu. Târihimizin birinci bâbında tafsîl edildiği üzere bu eşkıya ile sadrâzam ve serdâr Atik Ali                      divân kâtibi oldu. [582] Müşârün-ileyhin vefâtında Bâb-ı âlîye devam edib ba’zı menâsıb-ı
               Paşa ordusu harben münhezim olduğu halde Amasya vâlîsi Şehzâde Sultân Ahmed tahta cülûs                                divâniye  zabt  ederek  hâcegân-ı  Divân-ı  Hümâyûn’dan  olduğu  halde  1253’de  vefât  etdi.
               etmek kaygısıyla İstanbul’a gidip Amasya’yı boş bırakmışdı.                                                            Pederinin Çeşmesi vakfına mütevellî idi.
                     Bu esnâda Amasya vâlî kâ’im-makâmı şehzâde Ahmed’in mahdûmu Sultân Murâd idi.
               Sadr-ı a’zam mecrûhan Amasya’da vefât etmişdi. Tam fırsat zamanı olduğunu anlayan sahib-i                                    Zihni Mehmed Efendi-İmâmzâde
               terceme ma’iyyetinde bulunan kızılbaşlarla 917 senesi zilhiccesinde Amasya’yı ansızın basıb                                  Amasyalıdır.  Çeribaşı  Mahallesi  imâmı  Mevlâna  Mustafa  Efendi’nin  mahdûmudur.
               istîlâ etdi.                                                                                                           Meşâhîr-i ulemâdan Mütevellîzâde el-Hâc Ahmed Efendi’den tahsîl-i ulûm edib ders-i âm ve
                     918 senesi muharreminden itibâren Amasya vilâyetine hâkim oldu. Nüfûz ve sultası iki                             1117’de pederinin kasr-ı yediyle Çeribaşı Câmi-i şerîfine imâm oldu.
               ay kadar sürdü. Bu müddet zarfında sünnî Türklere yapmadığı fenâlık, işkence kalmadı. Sene-                                  1121’de silk-i kudâta girib imâmetden ferâgat ederek Köprü, İskilib, Lâdik, Merzifon gibi
               i mezbûrenin saferinde taht-ı saltanata çıkan Sultân Selîm Hân tarafından Amasya’yı istihlâsa                          kazâlara sırasıyla kâdı ve nâib oldukdan sonra Çorum kâdısı oldu. 1148’de ma’zûlen vefât etdi.
               Dâvûd Paşazâde Mustafa Paşa’yı gönderdi.                                                                               Âlim, şâir, hattı güzel idi.
                     Amasya’nın  erkân  ve  efrâdı  buna  fevkalâde  yardım  eylediğinden  sene-i  mezbûrenin
               rebîülevvelinde  Amasya’dan  kaçıb  [579]  Varay  taraflarına  çekildi.  920’de  Sultân  Selîm                               Zihnî Mustafa Efendi-Uzun Müftüzâde es-Seyyid
               ordusuyla Sivas’a doğru hareket etdiği zaman İran hudûduna kaçıb gizlendi.                                                   Amasyalıdır. Mehmed Paşa müderrisi es-Seyyid el-Hâc Mehmed Efendi bin Uzun Müftü
                     924’de Amasya’dan İran’a firâr eden Şehzâde Sultân Murâd bin Sultân Ahmed Hân İran                               es-Seyyid  el-Hâc  Abdullah  Efendi’nin  mahdûmudur.  Payaslı  es-Seyyid  el-Hâc  Mehmed
               Şâhı’nın  ma’iyyetine  verdiği  kuvvetle  Sivas’a  doğru  hareket  etdiği  esnâda  ma’iyyet-i                          Efendi’nin  halka-ı  tedrîsinde  ikmâl-i  tahsîl  [583]  edib  pederinin  irtihâlinde  Mehmed  Paşa
               mevcûdesiyle Sultân Murâd’a gelip biât ederek Karahisâr-ı Şarkî etrafından tahazzüb etdi.                              müderrisi oldu.
                     Bu  esnâda  Sivas  Beylerbeyi  Şadi  Paşa  ile  Amasya  ve  Karahisâr-ı  Şarkî  beylerinin                             Ba’dehû İstanbul’a gidip tarîk imtihânına girib kazandığından kâdı ve nâib olarak otuz
               tazyîkâtına  mukâvemet  edemeyib  Harput  dağlarına  kaçdı.  928’de  Alman  harbinden  dolayı                          yıl kadar kazâ ve niyâbetlerde bulundu. Hayli bilâd-ı muhimmeye nâib ve kâdı olup 1247’de
               Anadolu askeri harbe gitmesinden bil-istifâde Tokat ve Zile taraflarına gelip hasârâta başladı.                        vefât etdi. Meşâhîr-i nüvvâbdan idi. Birâderi es-Seyyid el-Hâc Ali Efendi’dir.
                     929’da Anadolu Beylerbeyi Ferhat Paşa’nın pek şedîdâne takîbâtına uğradığından yine
               uzaklara kaçıb yakasını ve ma’iyyetini kurtardı. Ancak 931’de bütün Anadolu eşkiyâsı yer yer
               harekete geçtiği esnâda Sivas, Tokat, Amasya ve havâlisine sâikâ-i belâ [580] gibi indi. Her
               tarafı şiddetle sardı.                                                                                                       Dokuzuncu Cild burada hitâm buldu.
                     Peçevî İbrâhim Efendi Târihi’nde diyor ki: “Bunların başında Şehzâde Sultân Ahmed                                      Çırçırda Hacı Hasan Mahallesi
               oğlu  Sultân  Murâd  vardı.”  Fatih  Kütübhânesinde  1189  numarada  mukayyed  “Mesâbîh”                                     19 Zilhicce 1350
               kitâbının sonunda gördüğüm ve 924 senesi vekâyiinde aynen nakl ve tahlîl etdiğim kitâbede                                    Leyle-i Erbiâ
               bunu müeyyid görüldü.
                     932  ma’rekesinde  Konya,  Sivas  valileri  ve  birçok  sancâk  beyleri  şehîden  vefât  etdi.
               Ordularını bozub hayli hasârât-ı azîme îkâ ederek Sultân Murâd’ın varlığını gösterdi. Ancak                                  Dokuzuncu Cildin Fihristidir:
               933  senesi  recebinde  her  taraftan  muhâsara  edilerek  kendisi  tutulub  i’dâm  ve  ma’iyyet-i
               mevcûdesi târ u mâr edildi.
                     Maiyetinden  ba’zı  esdikâsı  cenazesini  alıb  defn  ederek  üzerine  bir  türbe  yaptılar.                           Hüseyin Gâzi Bey-Emîr Sehmü’d-devle ....2
               Mecidözü civârında Zünnûn-ı  Mısrî nâmına mevcûd olan türbenin  bu Zünnûn Baba’ya âid                                        Hüseyin Çelebi Hüsâmeddîn-Ebû Sa’d el-Kâtib ....4
               olduğu ve sonradan Zünnûn-ı Mısrî dendiği zann olunur. Bu türbe bütün kızılbaşların muhterem                                 Hüseyin Çelebi Saadeddîn-Ebû Sâid el-Kâtib ....4
               ziyâretgâhı görüldü. [581]                                                                                                   Hüseyin Çelebi-Ahî Hüsâmeddîn .... 5
                                                                                                                                            Hüseyin Çelebi-Ahî Niğdevî .... 6
                     Zihnî Ahmed Çelebi-Emîr Alizâde                                                                                        Hüseyin Bey-Osman Paşazâde ....6
                     Amasyalıdır. Ya’kûb Çelebi bin Ahmed Çelebi mahdûmu ve meşâhîr-i ulemâdan Hatîb                                        Hüseyin Çelebi-Niğdelioğlu ….6
               Kâsım Efendi’nin birâderidir. Kardaşından tahsîl-i ilm ve edeb ve Şeyh Hamdullah Efendi’den                                  Hüseyin Bey-Koç ….7
               ahz-ı hâtt ederek Şehzâde Âlemşâh bin Sultân Bâyezîd-i Sâni’ye intisâb etdi.                                                 Hüseyin Çelebi-Sofuzâde ...8
                     896’da Şehzâde-i  müşârün-ileyh Saruhan vâlîsi olup  giderken defterdârı olup  beraber                                 Hüseyin Hüsâmeddîn Çelebi-Mevlâna Çelebi ….8
               gitdi. 911’de Şehzâde orada vefât etdikde mahdûmu Osmân Bey’e lala olmuşdu. 918’de Sultân                                    Hüseyin Bey-Ahî Sâbıkzâde ….9
               Selîm-i Evvel’in cülûsunda Osmân Bey dâr-ı ukbâya gitdiğinden Amasya’ya avdet ve bir kaç                                     Hüseyin Bey-Bâlîzâde ….9
               yıl sonra vefât etdi. Kâtib, edîb, âlim idi.                                                                                 Hüseyin Paşa-Koçzâde ….10



                                                           166                                                                                                                    167
                                                           176
   172   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182