Page 173 - 6-8
P. 173
Amasya Tarihi Cilt: 9
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
ve irşâd ile iştigâl ederek [564] 1068 senesi muharreminde dâr-ı naîme irtihâl etdi. Miskinlerde hisse” diye yazılı olup bâlâsında “ibtidâdan babaları tımârına mutasarrıflardır” diye yazılı
medfûndur. Âlim, sâlih, muhterem bir zât idi. görüldü.
Ba’dehû Lâdik Kazâsında Şıhlı karyesinde 2121 akçe tımâr daha uhdesine tevcîh edilib
Zekâî Ahmed Çelebi-Kâtib Tunus harbine gitdi. 997’de küffâra esir olduğundan bu tımârı uhdesinden çalındı. Ba’dehû
Amasyalıdır. Mehmed Çelebi mahdûmu ve şuarâdan Şermî Osmân Çelebi birâderidir. İki ibrâz-ı şecâatle esâretden kurtulub ordu-yı hümâyûna iltihâk eylediğinden Tunus beylerbeyi
birâder Hatîb Kasım Efendi’nin halka-ı tedrîsinde tahsîl-i maârif ve hattât-ı meşhûr Hamdullah Mehmed Paşa’nın arzıyla 999’da tımâr-ı mezkûr uhdesinde ibkâ edildi.
Efendi’den hutût-ı mütenavviayı ahz ü temeşşuk ederek ketebeden oldu. Ba’dehû Estergon harbinde bulunub yararlığı görülmekle 1003’de Amasya’nın Arguma
Amasya’da Şehzâde Âlemşâh’ın dâiresine intisâb edib 896’da müşârün-ileyh Saruhan Hakala nâhiyesinde Karaköy ve gayride on iki bin akçe tımâr dahi uhdesine tevcîh edilib
vâlîsi oldukda kâtib-i divânî olarak beraber gitdi. 908’de Şehzâde-i müşârün-ileyhin irtihâli avdetde Zile voyvadası ve 1005’de sâbık Habeş ve Basra vâlîsi ve Anadolu müfettişi olan
üzerine mahdûmu Osmân Bey’e divân kâtibi oldu. Amasyalı Hüseyin Paşa kethüdâsı oldu.
918’de Sultân Selîm Hân’ın cülûsunda Şehzâde Osmân Bey’in şehîden vefâtı üzerine 1007 senesi cumâdelâhiresinde müşârün-ileyh Hüseyin Paşa’dan edilen şikâyetler üzerine
Amasya’ya gelip kûşe-i inzivâya çekildi. 920’de Sultân Selîm Amasya’ya geldikde kendisine bilâ tahkîk azl ve Amasya kalesi zindanında beraber habs ve tevkîf edildi. Sene-i mezbûre [568]
tekâüd vazîfesi tahsîs eylediğinden ihtiyâçdan kurtuldu. 925 hudûdunda vefât etdi. [565] zilhiccesinde bir fırsat bulub her ikisi de zindandan firâr ederek Karayazıcı Abdulhalîm
Sûretde güzel, zihn ü zekâda bî-bedel, ilm ü inşâ ve edebi mükemmel idi. “Sûr-ı Mekâtib” ordusuna iltihâk etdi.
adlı münşeâtı ve divân-ı şiiri vardır. Latîfî Çelebi Tezkîre-i şuarâ’sında ve Münirî Efendi de Bugünden itibâren başına sekiz bin süvâri ve beş bin sekbân toplayıp ihtilâl bayrağını
Münşe’ât’ında medh ü senâ etmekdedirler. Lâtifî diyor ki bu matla onundur: kaldırdı. Devşirme ve gayr-ı Türk olan mühtedîlere karşı Türklüğü müdâfaaya azm etdi.
Abdulhalîm Bey’in riyâseti altında hukûk-ı millîyenin istihsâline çalışdı.
Neylerim ol bezmi k’ânun sâki-i meh-rûsı yok Çünkü Enderûn mektebine giren gayr-ı Türkler vezâret, Rûmeli ve Anadolu beylerbeyliği
Ya şu meclisden n’olur ki mutrib-i hoş-gûsı yok ve sadâret gibi en yüksek mevkileri kendilerine hasr ve tahsîs ederek Türkleri bu makâmât-ı
âlîyeden mahrûm etmişlerdi. İhtilâl erbâbı işte bu mahrûmiyetden kurtulub gayr-ı Türklerle
Sûr-i Mekâtîb’in dibâce-i manzûmesi de şudur: müsâvî hukûka nâil olmaya azm etmişlerdi.
Binâenaleyh: Karayazıcı demekle meşhûr Urfalı Abdulhalîm Beyle ma’iyyetinde bulunan
Selâmı çün nesîm-i sünbül ü gül milliyetperverlerin aksâ-yı emeli Anadolu’yu istîlâ ederek Âl-i Osmân padişahlarını ve erkân-ı
Peyâmı çün nevâ-yı sâz-ı bülbül devletini maksâdlarının kabûlüne icbâr etmekdi. Tefrîka değildi. [569]
Bu emelden inhirâf edib Abdulhalîm Şâh unvânıyla da’va-yı saltanata kıyâm eden reis-i
Kad-i hûbân gibi mevzûn duâlar cumhûr Abdulhalîm Beyî bir yıl zarfında parçalayıb birâderi Hasan Ağa’yı reis etmişlerdi.
Had-i cânân-sıfat rengîn senâlar Hasan Ağa, ma’iyyetinde ağalardan ileri gelenleri birer sancâğın işgâline me’mûr etdiği esnâda
sahib-i tercemeyi de Amasya’yı işgâle me’mûr etdi.
Dahî mihrî gibi envâ’-ı eşvâk 1011 senesi recebinde birinci bâbda tafsil edildiği üzere Amasya sancâğını harben istilâ
Dil ü candan nitekim aşk-ı uşşâk edib Amasya emîr-i kebîri oldu. Livâyı müstakillen idâreye başladı. Fakat ulemâ ve erkân-ı
livânın nasihatlerini ve Sultân Ahmed-i Evvel’in vaadini hüsn-i isgâ ederek arz-ı inkıyâd
Zeki Ali Efendi-Hocazâde eylediğinden 1012 senesi rebîülevvelinde uhdesine beylerbeyilikle Karahisâr-ı Şarkî sancâğı
Amasya ulemâsından Hoca el-Hâc Bâyezîd Efendi bin Selîm’in mahdûmudur. Tahsîl-i tevcîh edildi.
ilm ü kitâbet edib Bayburdluzâde Kara İbrâhim Paşa’ya ağalığında intisâb ederek vezâretinde Bu esnâda reis-i cumhûr olan Hasan Ağa’yı ve ma’iyyetindeki erbâb-ı ihtilâl rüesâsını
[566] divân kâtibi ve sadâretinde Divân-ı Hümâyûn kâtibi oldu. Ba’dehû hâcegân-ı Divân-ı nâtıkasıyle tenvîr ve iknâ ederek her birine birer mansıb verildiği esnâda kendisine de terfian
Hümâyûn’dan olarak mukâtaacı ve 1103’de tezkîre-i sânî olup 1105’de ma’zûl ve ba’dehû Mar’aş beylerbeyiliği verildi.
merhûm oldu. 1016’da Haleb eyâletine mütevellî olan Canboladoğlu’nun [570] muhârebesinde
rüstemâne şecâat ibrâz ederek Canboladoğlu Ali Paşa’yı firâra mecbûr ve ordusunu perişân
Zülfikâr Bey-Rüstemoğlu eylediğinden sene-i mezbûrenin recebi evâilinde Konya beylerbeyi oldu.
Amasyalıdır. Mîr-lîvâ Rüstem Beyzâde Mustafa Bey’in oğludur. Züamâdan iken 985’de Ba’dehû Sadr-ı a’zam Kuyucu Murâd Paşa’nın ma’iyyetinde Anadolu eşkıyâsıyla harb
Amasya Alay Beyi ve Timurkapı harbinde yararlıkları görüldüğünden 992’de mîr-livâ oldu. edib avdetde İçil sancâğı beyi ve Teke ve Silifke sancâklarına mütevellî olan Âsi Muslî Çavuşu
1002’de Canik Sancağı Beyi olup Rûmeli harbine gitdi. 1003’de Estergon harbinde vefât etdi. i’dâm ederek ser-i maktûını Serdâr Murâd Paşa’ya irsâl eylediğinden 1018 senesi
Oğlu Ali Bey’dir. rebiülevvelinde vaad-i âlî mûcebince vezâretle Anadolu vâlîsi oldu.
1019 senesi evâilinde Erzurum’a vâlî olup İran seferine me’mûr oldu. 1020 senesi
Zülfikâr Paşa-Deli cumâdelâhiresinde Diyârbekir vâlîsi Nasuh Paşa sadrâzam oldukda onun yerine Diyârbekir
Amasyalıdır. Ziyâre Mahallesi ahâlisinden Baloğlu Sipâhi Mehmed Ağa bin Behlûl Bey vâlîsi oldu. 1021 senesi şevvâlinde azl edilib 1022 senesi evâilinde sânîyen Erzurum vâlîsi oldu.
bin Mirza Mehmed Bey bin Mûsa Bey’in mahdûmudur. Ceddi Mirza Bey Hakala beylerinden 1023 senesi ramazânında sadrâzam olan Öküz Mehmed Paşa’nın sadâretini müteâkib azl
olup Abâdlı Behlul Bey Ziyâre’de tavattun etmişdi. edilib Amasya’da ikâmete me’mûr olduğu halde 1024 senesi rebîülevvelinde [571] vefât etdi.
Pederinin vefâtında birâderi Behlül Ağa ile pederlerinden mahlûl olan tımâra mutasarrıf Şecî’, müdebbîr, âkil bir vezîr idi. Ziyâre’de tamir etdirdiği Keçioğlu Câmii civârında
oldu. Zeâmet defterinde “Zülfikâr ve [567] Behlül veledân-ı Mehmed Amâsîye 7000/1000 medfûndur. Oğulları Mehmed, Ali Beyler ve kethüdâsı Ahmed Ağa ve hazinedârı Yahya
162 163
172