Page 517 - 6-8
P. 517

Amasya Tarihi Cilt: 11
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               ve Hâce Seyyid Mehmed Efendi’nin halka-i tedrîsinde ikmâl-i tahsîl edib Evkâf Başkâtibi Hacı                                 Abdüssamed Efendi-Hâcezâde
               Kadirzâde Hacı Mehmed Nûri Efendi’nin şerîk-i dersi olmuşdu.                                                                 Amasyalıdır. Amasya müftüsü müfessir-i meşhûr Hızır Efendi tilmîzlerinden görüldü.
                     Bu şirket münâsebetiyle Sultân Bâyezîd imâm-ı evveli Hâfız Şerîf Mehmed Efendi’nin                               1087’de Kâsım Bey müderrisliğinden Mehmed Paşa Câmii kürsi şeyhi oldu. 1091’de Lâdik
               vefâtında 1314’de câmi-i mezkûra imâm-ı evvel oldu. Bülbülün yerine karga kondu. On yedi                               kadısı görülüp sonra vefât etdi. Ulemâdan ve kudâtdan idi.
               yıl imâmet edib 1331’de vefât etdi. Alîm, sâlih, mücevvid ise de nağme ve sadâsı beyâtî idi.
                                                                                                                                            Abdüssamed Bey-Avkatlızâde
                     Abdüssemî’ Çelebi-İbn Buhârî                                                                                           Mecitözü  voyvadası  ve  mâlikânesi  mutasarrıfı  olan  Mustafa  Paşazâde  Ali  Bey’in
                     Lâdiklidir. Sâdât-ı Rifâîyye’den sâhibü’l-hâl es-Seyyid eş-Şeyh Ahmed Kebîr el-Buhârî                            oğludur. 161  [519]
               er-Rifâî oğludur. Amasya’da ikmâl-i tahsîl edib Arabistân’ı seyahâtle gezdi. Sonra avdet edib
               teehhül eyledi. Pederi tekkesinde icrâ-yı meşîhat edib 782’de vefât etdi. Rifâî meşâyihinden                                 Abdülazîz Nizâmeddîn-Ebû’l-mekârim İbnü’l-Garmînî
               âlim, zâhid, âbid bir zât idi. Mahdûmu es-Seyyid Ebûbekir Çelebi seyahâtle [516] Halep’de                                    Amasya  kâdı’l-kudâtı  Mevlânâ  Gıyâseddîn  Mahmûd  bin  Abdülazîz  el-Garmînî  el-
               tavattun ve 800’de vefât etdi.                                                                                         Harezmî mahdûmudur. İkmâl-i tahsîl etdikden sonra müderris, kadı oldu. 727’de Amasya ve
                     Mahdûmu es-Seyyid Muhyî Mehmed er-Rûmî el-Lâdikî’dir. Diğer mahdûmu es-Seyyid                                    736’da  Ankara  kâdı’l-kudâtı  görüldü.  Sonra  vefât  etdi.  Garmîn,  Harezm  köylerinden  olup
               İmadeddîn  Ömer  el-Halebî’dir.  Es-Seyyid  Muhyî  Mehmed  Çelebizâde  es-Seyyid  Mehmed                               pederinin yurdudur.
               Çelebi’nin mahdûmu Şeyhülislâm es-Seyyid Alâeddîn Ali el-Arabî İstanbul’da 901’de ve es-
               Seyyid  Ömer  Çelebizâde  Mevlânâ  Siraceddîn  Mehmed  el-Halebî  de  Edirne’de  vefât  etdi.                                Abdülazîz Bey-Emîr Sarı Dânişmend
               Bunların evlâdı vardır.                                                                                                      Amasyalıdır. Kutlu Beyzâde Hayreddîn Halil Bey’in oğludur. Ulemâdan ikmâl-i tahsîl
                                                                                                                                      edib dânişmend oldu. Sonra Şâdgeldi Paşa’nın zamân-ı emâretinde emîr olup Taşanoğullarının
                     Abdüssemî’ Çelebi-es-Seyyid Abdî                                                                                 muhârebâtında  ibrâz-ı  sadâkat  ederek  Merzifon  emîri  oldu.  Orada  uzun  müddet  oturdu.
                     Amasyalıdır.  Ulemâdan  Lâdikli  es-Seyyid  Şemseddîn  Ahmed  Çelebi  mahdûmudur.                                Taşanoğullarının Yıldırım Sultân Bâyezîd’e arz-ı ubûdiyyet etdikleri esnâda tekâüd edilip 818
               Sâhibü’l-hâl Ahmed Rifâî evlâd-ı kirâmından olup Amasya’da ikmâl-i tahsîl ederek müderris,                             sâline doğru vefât etdi. Ulemâ ve ümerâdandır. Mahdûmu Abdürrahîm Merzifonî’dir.
               kadı oldu. Kasabâtı devr ederek 951 hudûdunda vefât etdi. Ulemâ-yı kudâtdandır.
                                                                                                                                            Abdülazîz Efendi-Ümm-i Veledzâde
                     Abdüşşekûr Efendi-Müftîzâde                                                                                            Amasyalıdır. Meşâhîr-i ulemâdan Amasya’da mukîm olan Zeynel Âbidin Ali bin Ümm-
                     Lâdik’de müderris ve müftü olan fuzalâdan Hacı Mehmed Efendi’nin oğludur. Pederinin                              i  Veled  Hüsameddîn  Hüseyin  [520]  Çelebi’nin  oğludur.  Pederi  Amasya  civârında  İltekin
               hayatında tahsîl-i ulûm edib ba’zı niyâbetlerde bulundu. Birkaç defa Lâdik kazâsı nâibi olup                           kasabasında müderris iken 880 senesi rebîülevvelinde doğdu. Amasya’da Mevlânâ Abdî, Bahşî
               1180  hudûdunda  vefât  etdi.  Ulemâdan  idi.  Pederinden  irsen  intikâl  eden  dersiyyelere  de                      gibi fuzalâdan ve İstanbul’da Müeyyedzâde Abdurrahman Efendi vesâir ulemâdan ahz-ı ulûm
               mutasarrıfdı. [517]                                                                                                    ederek tedrîse mülâzım ve Davud Paşa ve bir sene de Manastır medreselerine müderris oldu.
                                                                                                                                            Ba’dehû meslek-i kazâyı ihtiyâr ederek Amasya ve Kayseriyye, Manisa vilâyetlerine kadı
                     Abdüssamed Ziyâeddîn-Ebü’l Mehâmid                                                                               oldu. Sonra bu mesleği terk ederek Trabzon kazâsından isti’fâ ederek Trabzon’da Hâtuniyye ve
                     Amasya  ulemâsından  Mevlânâ  Şemseddîn  Ahmed  bin  el-Beykendî  mahdûmudur.                                    Edirne’de Dârülhadîs müderrisi ve buradan Halep kadısı oldu.
               “Veled-i Beykendî” demekle meşhûr olup tahsîl-i ulûm etdikden sonra müderris, mahkeme                                        939  senesi  rebîülâhirinde  Halep  kazâsından  naklen  Amasya  müftüsü  ve  Sultâniyye
               kâtibi, kasabâta kadı, 690’da Amasya nâibi görüldü. Ba’dehû vefât etdi. Ulemâdan idi. Yazısı                           müderrisi olup geldi. Ne yazık ki 940 senesi evâhirinde Amasya’da çıkan büyük bir ihtilâlde
               güzeldi.                                                                                                               mevkii sarsıldı. Amasya kadısı Müeyyedzâde Abdülhayy Efendi ile medhûl olduğundan 941
                                                                                                                                      senesi rebîülevvelinde her ikisi de azl edilerek İstanbul’a gönderildi.
                     Abdüssamed Çelebi-Buhârîzâde                                                                                           Bunun üzerine tekâüde ayrılıp yetmiş akçe verildi. Bu hâl üzere sekiz yıldan ziyâde kalıp
                     Amasya’da  tavattun  eden  Buhârâ  ulemâsından  Mevlânâ  Hüsâmeddîn  Hasan  bin                                  950’de [521] vefât etdi. Meşâhîr-i fuzalâdan edîb, kerîm, vakûr, edebiyât-ı Arabîyye ve fünûn-
               Ubeydullah  el-Buhârî  oğludur.  Sadrü’ş-Şerîa  Ubeydullah  el-Buhârî  evlâdından  olduğu  da                          ı akliyyede mâhir, fıkıh ve usûlde fazîleti bâhir, elsine-i selâsede şâir bir zât idi.
               mervîdir. Merzifon kadısı Mahbûb bin Ubeydullah el-Buhârî de bunlardandı.                                                    “Şakâyık Tercümesi”nde yazılan tercemesinin hülâsası budur. Mahal ve târih-i tevellüdü,
                     Amasya’da ikmâl-i tahsîl edib Samsun’un Çelebi Sultân Mehmed Hân tarafından zabt ve                              pederinin kayıt ve zabtından anlaşıldı. Fatih civârında küçük Karaman’da hânesi karşısında âlî
               işgâlinde oraya nâib sonra kadı gönderildi. Samsun’da yerleşip kadı ve müftü olduğu halde 861                          bir medrese ve Edirnekapısı haricinde Amasyalı Mahmûd Çelebi zâviyesi kurbinde bir mekteb
               hudûdunda vefât etdi. Ulemâdan idi. Mahdûmu sudûr-ı ulemâdan Hasan Samsûnî meşhûrdur.                                  yaptırdı. Mektebi sahasında medfûndur. Vakfı ve Sadrü’ş-Şerîa’ya “Haşîye”si vardır. Manisa
                                                                                                                                      kadısı iken şu imzâyı yazmışdır:
                     Abdüssamed Efendi-Sivaslızâde
                     Amasya  ulemâsından Sivaslı  Hasan Çelebi mahdûmudur.  [518]  Amasya’da müftü  ve                                                         اسيسأت قوثولاب تسسأ                          اهينابم ةجح هذه
               müderris-i  Sultâniyye  olan  Horasânîzâde  Koca  Emîr  İbrâhim  Efendi’nin  halka-i tedrîsinde                                                اسيبلت روطسلا يف يرت نل                 اهيوحم عيمج يدنع حص
               ikmâl-i  tahsîl  edib  tedrîse  mülâzım,  ba’dehû  Amasya  medreselerine  müderris  oldu.  938’de                                             162   اسينغم رايد يف ايضاق                 اهبتاك زيزعلا دبع راص
               Halfet Gâzi müderrisi görülüp sonra vefât etdi. Ulemâdan idi.
                                                                                                                                      161  Müellif “Abdüssamed Bey-Avkatlızâde” tercemesini eksik bırakmıştır. (Ed.)
                                                                                                                                      162  “Bu hüccetin yapısı sapasağlam kurulmuştur, Muhtevâsının tamamı benim nezdimde doğru olup satırlarında
                                                                                                                                      herhangi bir yalan-yanlış, aldatma göremezsin, Onun katibi Abdülaziz Manisa diyarında Kadı olmuştur.”(Haz.)

                                                           512                                                                                                                    513
                                                           516
   512   513   514   515   516   517   518   519   520   521   522