Page 514 - 6-8
P. 514
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Âlim, fâzıl, usûlî, gâyet mütekellim, sûfîyeye muârız, her fende mâhir, edîb, tevârih ve
muhâzarâta âşinâ, gâyet fakîh bir zât-ı sütûde-simât idi. Te’lifâtından “Kitabü’l-Mecmû Mine’l-
Meşhûd ve’l-Mesmû” pek meşhûrdur. Bu kitâbı yedi yıl aradım. 1323’de Bağdatlı İsmail
Paşa’nın kütübhânesinde mü’ellifin el yazısı ile buldum. [507]
Abdürrahîm Efendi-Şeyhzâde es-Seyyid
Amasyalıdır. Fâzıl-ı meşhûr es-Seyyid Abdullah Vecîh Efendi’nin birâderzâdesi eş-Şeyh
es-Seyyid Abdurrahman Efendi bin es-Seyyid Şerîf Mehmed Efendi bin eş-Şeyh Hasan Sinanî
Efendi’nin oğludur. Amasya’da Niksarlı İsmail Efendi’den ikmâl-i tahsîl edib İstanbul’a gitdi.
Tarîk imtihânında isbât-ı ehliyet ederek kasabâta nâib ve kadı oldu. Ba’dehû sancakları
niyâbetle devredip 1267 hudûdunda vefât etdi. Erbâb-ı lîyâkatdan bir zât idi.
Abdurrezzâk Çelebi-İmâm Çelebi
Amasyalıdır. Mehmed Çelebi oğludur. Küçük yaşında hıfz-ı Kur’ân edib vücûh-ı
Kur’âniyye’yi öğrendi. Ulemâdan tahsîl-i ilim edib Şâdgeldi Paşazâde Devâtdâr Ahmed
Paşa’ya intisâb etdi. Hüsn-i sadâsıyla iştihâr edib müşârün-ileyhe imâm oldu. Bunun irtihâlinde
şehzâdeliğinde Çelebi Sultân Mehmed Hân’a intisâb edib 805’de müşârün-ileyhin imâmı
olduğu halde 808’de vefat etdi. Âlim, şeyhü’l-kurrâ bir zât idi. Mahdûmu Yahya Çelebi’ye
İmâmzâde dendi. [508]
Abdurrezzâk Efendi-Şirvânî
İran ulemâsından ikmâl-i tahsîl edib Yavuz Sultân Selim’in Amasya’da olduğu esnâda
geldi. Oldukça riâyet görüp ders-i âm ve Amasya’da müderris olarak iştihâr etdi. Ancak 933
vak’asında medhaldâr olduğu zannedilerek azledildi. Sonra berâet-i zimmeti anlaşılıp 936’da
Ayas Ağa müderrisi görüldü. 940’da vefâtı zannolunur. Âlim, ulûm-ı aklîyede kâmil idi.
Abdurrezzâk Efendi-Geldiklânî
Amasya nevâhisinden Geldiklân nahiyesinde İbrâhim oğludur. Fâzıl Cum’a Efendi’den
ikmâl-i tahsîl ederek tedrîse mülâzım ve ba’zı medârise müderris oldu. 981’de Hızır Paşa,
983’de Hüseyin Ağa, 991’de Yörgüç Paşa medreselerine müderris ve Rıdvan Ağa vakfına şâhid
görüldü. 998 sâlinden sonra vefât etdi. Kibâr-ı müderrisînden idi.
Abdurrezzâk Efendi-Bahşîzâde
Amasyalıdır. Fâzıl-ı meşhûr Bahşîzâde Yahya Efendi’nin mahdûmudur. Pederinden
vesâir ulemâdan ikmâl-i tahsîl edib [509] İstanbul’a gitdi. Sultân Murad’ın musâhibi Amasyalı
Ayşe Hubbî kadın vasıtasıyla Dârüssaâde Ağası Habeşî Mehmed ve ba’dehû Bâbüssaâde Ağası
Gazanfer Ağalara çattı.
Bunların himmetiyle imâm-ı Sultânî Abdülkerîm Efendi’den mülâzım ve müderris oldu.
Kırk akçe medreseden ma’zûl iken 1004 senesi cumâdelâhiresinde Kapı Ağası arzıyla Amasyalı
Ömer Efendi yerine Ca’fer Ağa müderrisi oldu ve imâm-ı Sultânî Cellâdzâde Hüsâm Efendi’nin
vefâtıyla yerine akrabâsından Amasyalı Abdülkâdir Efendi’nin imâm-ı Sultânî olmasına
himmet etdi.
1011’de Gazanfer Ağa’nın vefâtında bir müddet yerinde saydı. Ömer Efendi şehzâdegân
muallimi olduğu esnâda 1021 cumâdelâhiresinde Şâh-ı Hubân müderrisi olup 1024
rebîülevvelinde Sahn’a geldiği esnâda Tire kadısı olup gitdi.
1026 senesi hilâlinde ma’zûl ve 1027 zilhiccesinde Gelibolu kadısı olup 1028 recebinde
ma’zûl olduğu halde 1030 senesi evâhirinde vefât etdi. “Altıparmak” demekle meşhûr idi.
Atâyî Efendi “Zeyl-i Şakâyık”da der ki:
509
513