Page 513 - 6-8
P. 513
Amasya Tarihi Cilt: 11
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
muhârebelerine iştirâk etdi. 1171’de vefât edib muhallefâtı yazıldı. Bir kısmı zabt ve müsâdere Âlim, fâzıl, usûlî, gâyet mütekellim, sûfîyeye muârız, her fende mâhir, edîb, tevârih ve
edilip diğer kısmı mahdûmu Mehmed Beyle kerîmesine verildi. [503] muhâzarâta âşinâ, gâyet fakîh bir zât-ı sütûde-simât idi. Te’lifâtından “Kitabü’l-Mecmû Mine’l-
Meşhûd ve’l-Mesmû” pek meşhûrdur. Bu kitâbı yedi yıl aradım. 1323’de Bağdatlı İsmail
Abdürrahîm Efendi-Emîr Müderriszâde Paşa’nın kütübhânesinde mü’ellifin el yazısı ile buldum. [507]
Amasya müftülerinden Çorumlu Hâfız es-Seyyid Mehmed Efendizâde Emîr Müderris es-
Seyyid Ahmed Efendi’nin oğludur. Pederinden ikmâl-i tahsîl edib tedrîse mülâzım olarak Abdürrahîm Efendi-Şeyhzâde es-Seyyid
pederinin intikâlinde mahlûlundan Mehmed Paşa Medresesi müderrisi oldu. Yirmi beş yıl kadar Amasyalıdır. Fâzıl-ı meşhûr es-Seyyid Abdullah Vecîh Efendi’nin birâderzâdesi eş-Şeyh
neşr-i ulûma hizmet edib 1197’de vefât etdi. Ulemâdan ve sulehâdan bir seyyid-i zî-şân oldu. es-Seyyid Abdurrahman Efendi bin es-Seyyid Şerîf Mehmed Efendi bin eş-Şeyh Hasan Sinanî
Mahdûmu es-Seyyid Mustafa Efendi müderris oldu. Efendi’nin oğludur. Amasya’da Niksarlı İsmail Efendi’den ikmâl-i tahsîl edib İstanbul’a gitdi.
Tarîk imtihânında isbât-ı ehliyet ederek kasabâta nâib ve kadı oldu. Ba’dehû sancakları
Abdürrahîm Efendi-Müftîzâde niyâbetle devredip 1267 hudûdunda vefât etdi. Erbâb-ı lîyâkatdan bir zât idi.
Gümüşlüdür. Gümüş ve ba’dehû Gelibolu Müftüsü olan Gümüş’lü Mehmed Efendi’nin
oğludur. İstanbul’da ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm iken bi’l-imtihân müderris oldu. Mücîz Abdurrezzâk Çelebi-İmâm Çelebi
oldukdan sonra sancaklara kadı olup silsile-i ulemâda Sahn’a kadar geldi. Buradan 1202’de Amasyalıdır. Mehmed Çelebi oğludur. Küçük yaşında hıfz-ı Kur’ân edib vücûh-ı
İzmir mollası olup 1203 senesi rebîülâhirinde orada vefât etdi. Kibâr-ı ulemâdan idi. Mahdûmu Kur’âniyye’yi öğrendi. Ulemâdan tahsîl-i ilim edib Şâdgeldi Paşazâde Devâtdâr Ahmed
Osmân Kâmil Efendi ve birâderi Şeyhülislâm Ahmed Efendi’dir. Paşa’ya intisâb etdi. Hüsn-i sadâsıyla iştihâr edib müşârün-ileyhe imâm oldu. Bunun irtihâlinde
şehzâdeliğinde Çelebi Sultân Mehmed Hân’a intisâb edib 805’de müşârün-ileyhin imâmı
Abdürrahîm Efendi-Zürefâzâde es-Seyyid olduğu halde 808’de vefat etdi. Âlim, şeyhü’l-kurrâ bir zât idi. Mahdûmu Yahya Çelebi’ye
Amasyalıdır. “Şeyhü’z-zürefâ” demekle meşhûr Mehmed Zarîf [504] Efendi’nin oğludur. İmâmzâde dendi. [508]
Amasya müftüsü fâzıl-ı meşhûr Abdullah Vecîh Efendi’nin halka-i tedrîsinde ikmâl-i tahsîl
edib tedrîse mülâzemet ve neşr-i maârife himmet ederek Mehmed Paşa Câmii hatîbi ve ba’dehû Abdurrezzâk Efendi-Şirvânî
kürsî şeyhi olduğu halde 1220’de vefât etdi. Takrîri açık, alîm, hatîb, vâiz bir zât idi. Üstâdının İran ulemâsından ikmâl-i tahsîl edib Yavuz Sultân Selim’in Amasya’da olduğu esnâda
müftülüğünde müsevvid ve kâtib-i fetvâ olmuştu. geldi. Oldukça riâyet görüp ders-i âm ve Amasya’da müderris olarak iştihâr etdi. Ancak 933
vak’asında medhaldâr olduğu zannedilerek azledildi. Sonra berâet-i zimmeti anlaşılıp 936’da
Abdürrahîm Efendi-Âkifzâde es-Seyyid Ayas Ağa müderrisi görüldü. 940’da vefâtı zannolunur. Âlim, ulûm-ı aklîyede kâmil idi.
Amasyalıdır. Meşâhîr-i fuzalâdan tercemesi yukarıda geçen Hacı Âkif Mustafa
Efendizâde İsmail Kâmil Efendi’nin mahdûmudur. İçerişehir’de Hâtunîye mektebi muallimi Abdurrezzâk Efendi-Geldiklânî
Kavaklı İbrâhim, Fenârcızâde Evliyâ Halil Keşfî, Ürgübî Hacı Ahmed, Şeyhzâde Abdullah Amasya nevâhisinden Geldiklân nahiyesinde İbrâhim oğludur. Fâzıl Cum’a Efendi’den
Vecîh Efendilerden ikmâl-i tahsîl edib İstanbul’a gitdi. ikmâl-i tahsîl ederek tedrîse mülâzım ve ba’zı medârise müderris oldu. 981’de Hızır Paşa,
1200 muharreminde açılan rüûs imtihânında ibrâz-ı ilim ve fazîlet eylediğinden İstanbul 983’de Hüseyin Ağa, 991’de Yörgüç Paşa medreselerine müderris ve Rıdvan Ağa vakfına şâhid
müderrisi oldu. Ba’dehû Amasya’ya avdet edib tedrîse mülâzemet ve neşr-i maârife himmet görüldü. 998 sâlinden sonra vefât etdi. Kibâr-ı müderrisînden idi.
ederek Saraçhâne Câmii kurbunda Mustafa Ağa medresesi müderrisi oldu. [505]
1214 senesi cumâdelûlâsının yirmisinde Mustafa Vâzıh Efendi’nin azlinde Amasya Abdurrezzâk Efendi-Bahşîzâde
müftüsü olduysa da Amasya muhassılı Caniklizâde Tayyar Mahmûd Paşa’nın şerrine alet Amasyalıdır. Fâzıl-ı meşhûr Bahşîzâde Yahya Efendi’nin mahdûmudur. Pederinden
olmadığından şa’bânın gurresinde azil ve beş on gün sonra meşâhîr-i ulemâ ile beraber vesâir ulemâdan ikmâl-i tahsîl edib [509] İstanbul’a gitdi. Sultân Murad’ın musâhibi Amasyalı
Samsun’a nefy edildi. 1214 senesi zilhiccesi gurresinde bâ-irâde-i pâdişâhî ulemâ ile birlikde Ayşe Hubbî kadın vasıtasıyla Dârüssaâde Ağası Habeşî Mehmed ve ba’dehû Bâbüssaâde Ağası
Amasya’ya avdet edib 1215 muharremi gurresinde azledilen Mustafa Vâzıh Efendi yerine Gazanfer Ağalara çattı.
ulemânın ittifâkıyla sânîyen Amasya müftüsü olarak iâde-i ikbâl etdi. Bunların himmetiyle imâm-ı Sultânî Abdülkerîm Efendi’den mülâzım ve müderris oldu.
1216 senesi şevvâlinde Tayyar Mahmûd Paşa’nın ba’zı mezâlimine i’tirâz eylediğinden Kırk akçe medreseden ma’zûl iken 1004 senesi cumâdelâhiresinde Kapı Ağası arzıyla Amasyalı
isti’fâya mecbûr olup tedrîsîne devam etdi. 1222 senesi rebîülevvelinde Müftü Fetvâcı Hacı Ömer Efendi yerine Ca’fer Ağa müderrisi oldu ve imâm-ı Sultânî Cellâdzâde Hüsâm Efendi’nin
Mehmed Efendi’nin irtihaline binâen ulemâ ve a’yânın ricâsıyla üçüncü defa Amasya müftüsü vefâtıyla yerine akrabâsından Amasyalı Abdülkâdir Efendi’nin imâm-ı Sultânî olmasına
ve Fâzlızâde es-Seyyid Ahmed Efendi’nin vefâtıyla Sultân Bâyezîd Medresesi müderrisi oldu. himmet etdi.
1223 senesi şa’bânının evâilinde iftâ ve tedrîsden isti’fâ ederek İstanbul’a gidip Sultânîye 1011’de Gazanfer Ağa’nın vefâtında bir müddet yerinde saydı. Ömer Efendi şehzâdegân
müderrisliğini mahdûmu es-Seyyid Mehmed Iydî Efendi’ye tevcîh etdirdi. [506] Bu senenin muallimi olduğu esnâda 1021 cumâdelâhiresinde Şâh-ı Hubân müderrisi olup 1024
zilhiccesinde dâmâdı Gürcüzâde Hâfız Ali Paşa Kapdân-ı Deryâ olduğundan 1224 senesi rebîülevvelinde Sahn’a geldiği esnâda Tire kadısı olup gitdi.
Şâbân’ında Yenişehir-i Fenâr mollası oldu. 1026 senesi hilâlinde ma’zûl ve 1027 zilhiccesinde Gelibolu kadısı olup 1028 recebinde
1226’da Haremeyn müfetdişi, 1228’de Edirne mollası olup 1231 senesi rebîülevvelinin ma’zûl olduğu halde 1030 senesi evâhirinde vefât etdi. “Altıparmak” demekle meşhûr idi.
yirmi beşinde Haremeyn pâyesiyle taltîf edildi. Ancak mâh-ı mezkûrun sonunda vefât etdi. Atâyî Efendi “Zeyl-i Şakâyık”da der ki:
Şehzâde Câmii avlusunda medfûndur.
508 509
512