Page 525 - 6-8
P. 525
Amasya Tarihi Cilt: 11
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Abdülkâdir Bey-Abdullah Paşazâde
Amasya’da Abdullah Paşa Câmii ve medresesi ve vakfının mütevellîsi olan İskender Bey Abdülkâdir Efendi-Bahşîzâde
bin Abdullah Paşa’nın oğludur. Züamâdan iken ümerâdan olup sancaklara mutasarrıf ve sonra Amasyalıdır. Amasya fuzalâsından Molla Bahşîzâde Kemâleddîn Mehmed Efendi’nin
ceddînin vakfı tevliyetiyle mütekâid olduğu halde 955 sâlinden sonra vefât etdi. [541] mahdûmudur. Hıfz-ı Kur’ân etdikden sonra meşâyih-i kurrâdan Manisalı Sadık Efendi’nin
tilmîz-i kâmili Amasyalı Hâfız ve şeyhü’l-kurrâ Muhyiddîn Mehmed Efendi’den tecvîd ve
Abdülkâdir Çelebi-Nakîbzâde es-Seyyid vücûh-i Kur’âniyye ilmini ahz edib İstanbul’a gitdi.
Amasya Nakîbü’l-eşrâf kâim makâmı es-Seyyid Mehmed Çelebi oğludur. Amasya’da Burada tahsîl-i ilim ve irfân ederek güzel sesi ve edâsıyla kendisini tanıtıp tedrîse
ikmâl-i tahsîl etdikden sonra ders-i âm ve müderris-i be-nâm oldu. 961’de Amasya’ya gelen mülâzım olduğu esnâda Eyüp Câmii imâmı ve ibtîda şeyhü’l-kurrâ vazîfesi vakf edildikde ilk
Kânûnî Sultân Süleyman Hân’ın ordusuna katılıp İstanbul’a gitdi. reisü’l-kurrâ ve ba’dehû yine Eyüp Câmii hatîbi oldu.
Orada Rumeli Kazaskeri Amasyalı Abdurrahman Efendi’ye mülâzemetle müderris ve Sadâsının hüsn ve letâfeti, cevdet-i kıraati, ilim ve salâhıyla iştihâr eylediğinden Sultân
kırkdan munfasıl iken müşârün-ileyhin azlinden sonra meslek-i kazâyı kabûl ederek kasabât ve Mahmûd Hân-ı Sâlis’in imâmı Cellâdzâde Hüsâmeddîn Efendi’nin işretinden ve irtikâb etdiği
bilâda kadı oldu. Müşârün-ileyhin ikinci defa sadâretinde vilâyet merkezlerine kadı olduğu cinâyetinden dolayı azl ve tard edildikde yeğeni Abdürrezzak Efendi’nin sevk ve ta’rifiyle 1010
halde 983 senesi hilâlinde vefât etdi. Kibâr-ı kudâtdan âlim, kâmil bir seyyid-i zîşân idi. “Kadı [545] cumâdelûlâsında kazasker pâyesiyle imâm-ı sultânî oldu.
Çelebi” demekle meşhûrdur. 1012 senesi recebinin on sekizinci günü Osmanlı tahtına cülûs eden Birinci Sultân
Ahmed’in de imâmı olarak ikbâli devam etdi. Üç yıl da pâdişâh-ı müşârün-ileyhe imâm olduğu
Abdülkâdir Şeyhî Efendi-Müeyyedzâde halde 1015 senesi zilhiccesinde dâr-ı bekâya rihlet etdi. Âlim, mücevvid, kârî bir şeyhü’l-kurrâ
Amasyalıdır. Meşâyih-i kirâmın fuzalâsından tercemesi yukarıda yazılan Hacı idi.
Abdürrahîm Efendi’nin sulb-i kerîminden 920 senesi evâilinde Amasya’da doğdu. 921 senesi Kendisi de şeyhü’l-kurrâlık vazîfesi tahsîs ederek emlâkını vakf edib tevliyetini evlâdına
recebinde pederiyle beraber İstanbul’a getirildi. Mukaddimât-ı ulûmu gördükden sonra dayısı şart eyledi. “Muhâsebe Defteri”nde ve vakfiyesinde “Vakf-ı Bahşîzâde İmâm Abdülkâdir
Şeyhülislâm Ebüssuûd Efendi’nin halka-i tedrîsinde ikmâl-i tahsîl ederek ondan mülâzım oldu. Efendi bin Mehmed Efendi” yazılıdır. Mahdûmları Mehmed, Ömer Efendilerdir. Mehmed
[542] Efendizâde Talib Ömer Efendi’dir.
İbtidâ otuz akça ile Gelibolu’da Sarıca Paşa Medresesi müderrisi olduğu esnâda üstâdına Muhâsebe Defterlerinde evlâdı şöyle yazılıdır:
dâmâd olup sonra Bursa’da Yıldırım Bâyezîd Hân, 958 şevvâlinde Çorlu’da Ahmed Paşa, 962
saferinde Haseki Hürrem Sultân medreselerine müderris olarak 964 şevvâlinde Fatih Sultân’ın
sekiz medreselerinden biri (Sahn) müderrisi oldu. İmâm Abdülkâdir
Bu müderrislikde üç yıldan artık ifâde-i ulûm edib 967 zilka’desinde Ayasofya ve 970 Efendi
senesi rebîülevvelinde Süleymaniye medreselerinden birine müderris olarak ikmâl-i devre-i
tedrîs etdi.
974 senesi cumâdelûlâsında Şam mollası, zilhiccesinde Hükûmet-i Mısrü’l-Kâhire ile Mehmed Efendi Ömer Efendi Esmâ Hân
bekâm, 976 recebinde Bursa mollası, 977 recebinde İstanbul kadısı, 978 cumâdelâhiresinde
Anadolu kazaskeri ve 979 muharreminde Rumeli kazaskeri oldu.
981 senesi muharreminde vazîfe-i emsâl ile tekâüd edildiği halde 991 senesi zilhiccesinde
zamîme-i revâtib olarak Dârülhadîs-i Süleymaniye müderrisi olup ulûm-ı âliye tedrîsâtiyle Selîme Hâtun Tâlib Ömer Efendi Mehmed Efendi
meşgûl iken 995 senesi cumâdelûlâsında Çivizâde Mehmed Efendi’nin irtihâline binâen [543]
Şeyhülislâm ve müftî’l-enâm oldu.
Tam iki yıl makam-ı fetvâda ibrâz-ı mekânet etdiği halde 997 senesi cumâdelûlâsında Afîfe Osman Efendi
Seke ve Beylerbeyi Mehmed Paşa vak’asında istifa ederek iki yüz elli akçe tekâüd vazîfesiyle
kûşe-güzîn-i inzivâ olup beş yıl münzevîyâne yaşadı. 1002 senesi şevvâlinin evâhirinde dâr-ı
naîme irtihâl edib Hazret-i Ebû Eyyüb-i Ensârî türbesi civârında peder ve amcaları yanında
defnedildi. Mehmed Efendi b.
Nev’îzâde Atâyî Efendi “Zeyl-i Şakâyık”da müşârün-ileyhin tercemesini yazdıkdan sonra Enes Efendi
diyor ki:
“Ol molla-yı vâlâ kadr-i âlî-şân, deryâ-yı fesîhü’l-ercâ-yı ilm ü irfân, rükn-i râsih-i ders
ü fetvâ, cebel-i şâmih-i zühd ü takvâ, aylem-i zâhir, ilm-efrâz-ı mefâhir, melek-nezâhet, felek- Abdülkâdir Bey-Abdullah Paşazâde
nebâhet, şeyhü’l-fenn-i fazl ü edeb, cümletü’l-melik haseb ü neseb, dûdmân-ı bülend-i eyvân-ı Amasya a’yânından Mustafa Bey bin Veli Bey’in mahdûmu olup züamâdan oldu.
Müeyyediyye’nin imâdı, ilm ü şerefin hânevâde-i pâk-nejâdı, bakıyyetü’s-selef, cür’a-i sülâf-ı Pederinin vefâtında Abdullah Paşa Vakfı mütevellîsi olup Hacı Paşazâde Hüseyin Bey’e
şeref, mahdûm-ı celîl, arîk ü asîl idi.” tevliyetde iştirâk etdi. Mumâ-ileyhin vefâtında müstakillen mütevellî olduğu halde 1071’de
Eyüp’de bir mescid-i şerîf yaptırıp emlâkını buraya vakfederek tevliyetini Eyüp vefât etdi. Hânedân idi. Mahdûmu Mehmed Bey’dir.
kadılarına şart eyledi. [544] Mahdûmu Abdürrahîm Niyazî Efendi Süleymaniye müderrisi iken
1002 ramazanında otuz iki yaşında vefât etdi. Fâzıl, şâir, edîb, kerîm idi.
520 521
524