Page 530 - 6-8
P. 530

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Abdülkâdir Efendi-Hammaloğlu
                     Amasya halkından Mehmed bin Hüseyin oğludur. Gençliğinde sesi gâyet güzel, ahlâkı
               temiz bir kimse olduğundan [556] Sultân Bâyezîd Câmii müezzinliğine alındı. 1297’de baş
               müezzin  Abdal  Ağasızâde  Hâfız  İbrâhim  Efendi’nin  vefâtı  üzerine  baş  müezzin  oldu.
               Meşrutiyet’in  i’lânında  Niyazî  ve  Enver  Beylere  o  zamanın  hükmünde  hürmetsizliği  da’va
               edildiğinden pek merâk edib 1327’de vefât etdi. Merhûm Amasya’nın bülbülü idi. Naat ve
               gazeller okur, dinleyenleri gaşyederdi. Azmî, buna sânî olabilirdi.

                     Abdülkâhir Çelebi-Mevlânâ Ziyaeddîn
                     Tercemesi yukarıda yazılan Küpeli Şeyh Abdülkâdir Çelebi mahdûmudur. Amasya’da
               ikmâl-i  tahsîl edib  müderris-i be-nâm  oldu.  Hazret-i  Pir  İlyâs  Halvetî  ve Pir Abdurrahman
               Çelebi akrânından ve ashâbından bir zât olup 818’de vefât etdiği zannolunur. Meşâhîr-i ulemâ
               ve sulehâdan idi.

                     Abdülkerîm Çelebi-Kerîmî
                     Amasya  Mevlevîhânesi  şeyhi  “Yavuz  Dede”  demekle  meşhûr  Yûsuf  Çelebi
               mahdûmudur.  745’de  meşâyih-i  Mevleviyye’den  görüldü.  Sonra  vefât  etdi.  Ulemâ-yı
               meşâyihden  şâir  idi.  Meşâhîr-i  kudâtdan  Ziyârelizâde  Abdülkerîm  Çelebi  bin  kâdı’l-kudât
               Osmân Çelebi bin Ya’kûb Çelebi de 781 sâlinden sonra vefât etdi. [557]

                     Abdülkerîm Kâdirî Çelebi-Küpelizâde
                     Amasyalıdır. Yukarıda tercemesi yazılan eş-Şeyh Abdülkâdir Çelebizâde Abdülcebbâr
               Çelebi mahdûmudur. Amasya’da Çelebi Sultân Mehmed Hân’ın Şeyhülislâmı olan Mevlânâ
               Celâleddîn Abdurrahman Çelebi halka-i tedrîsinde ikmâl-i tahsîl ederek ders-i âm ve müderris-
               i be-nâm oldu.
                     Amasya’da  Şâdgeldi  Paşa’nın  Dârülilmine  müderris  olup  Çelebi  Sultân  Mehmed’e
               hizmet-i  ta’lîmde  bulunarak  ibrâz-ı  fazl-ı  ehliyet  etdi.  816’da  müşârün-ileyhin  müstakillen
               pâdişâh olduğu esnâda Filibe ve Çirmen kadısı olduğu Umur Bey vakfiyesinden anlaşıldı.
                     İlm  ü  fazîleti,  iffet  ve  istikâmeti  sâyesinde  Rumeli  eyâletinde  büyük  bir  şöhret
               kazandığından  819’da  Edirne’yi  zabt  ve  istîlâ  eden  Şehzâde  Sultân  Mustafa’nın  nüfûz  ve
               kuvvetine karşı tarîk-i mudârâyı ihtiyâr ve 821’de Çelebi Sultân Mehmed’in galebesine hizmet
               edib Edirne kadısı olduğu vakfiyelerdeki imzâsından anlaşıldı.
                     824’de  İkinci  Sultân  Murad  Hân’ın  Amasya’dan  gelip  taht-ı  Osmanî’ye  cülûsunda
               mevkiini muhafaza etdi. 829 vak’asında kazasker olup İvaz Paşa vak’asında [558] mütekâid
               edildi. 834’de tekâüd edilen Şemseddîn Mehmed Fenârî yerine Şeyhülislam ve Müfti’l-enâm
               oldu. Fetvâlarında “Abdülkerîm bin Abdülcebbâr el-Kâdirî” imzâsını kordu.  168
                     İkinci Sultân Murad Hân’ın saltanatı zamanında büyük bir nüfûz ve ikbâle erdi. 847’de
               Sultân Murad’ın ikinci cülûsunda âmil olup 851 hudûdunda pek müsin olduğu halde vefât etdi.
               Gâyet fakîh, fâzıl, müttakî, müdebbir bir zât idi.
                     Mahdûmu Mecdeddîn Abdülmecid Çelebi de fuzalâdan idi. Bunun mahdûmu Muhyiddîn
               Mehmed  Çelebi  olup  bunlara  “Küpelioğulları”  denirdi.  Mecdeddîn  Abdülmecid  Çelebi’nin
               dâmâdları Amasyalı Kemal Paşazâde Süleyman Bey’le Hızır Beyzâde Hâce Sinan Paşa’dır.

                     Abdülkerîm Çelebi-Şeyhzâde
                     Amasyalıdır.  Abdülganî  Çelebi  bin  Şeyh  Mehmed  Çelebi  mahdûmudur.  Kibâr-ı
               fuzalâdan Cemâleddîn Yûsuf Tokâdî’den ikmâl-i tahsîl ederek ders-i âm ve müderris-i be-nâm
               oldu. Atabeg Gâzi ba’dehû Yörgüç Paşa müderrisi olup fevkalâde iştihâr etdi.

               168  Şâyân-ı hayretdir ki Osmanlı müverrihleri şeyhü’l-islâmları yazarken bu zâtın imzâsına dikkat etmeden 887’de
                 müftü görülen Abdülkerim bin Abdullah ile bu zâtı birleşdirmişlerdir. 887 târihli Hâce Sinan Paşa vakfiyesinde
                 “Abdülkerim el-müftî” imzâsı görülmekdedir (Hüsameddin).

                                                           525
                                                           529
   525   526   527   528   529   530   531   532   533   534   535