Page 529 - 6-8
P. 529

Amasya Tarihi Cilt: 11
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                                                                                                                                            Abdülkâdir Efendi-Hammaloğlu
                     Abdülkâdir Efendi-Fazlızâde el-Hâc                                                                                     Amasya halkından Mehmed bin Hüseyin oğludur. Gençliğinde sesi gâyet güzel, ahlâkı
                     Amasya eşrâfından olup 1176’da vefât eden Hacı Mustafa Efendi bin Hacı Ahmed Efendi                              temiz bir kimse olduğundan [556] Sultân Bâyezîd Câmii müezzinliğine alındı. 1297’de baş
               bin Mustafa Efendi’nin oğludur. Evâ’il-i hâlinde sipâhi olup Rus muhârebelerinde yararlığı                             müezzin  Abdal  Ağasızâde  Hâfız  İbrâhim  Efendi’nin  vefâtı  üzerine  baş  müezzin  oldu.
               görüldüğünden mesleğinde terakkî etdi. Sonra Canikli Hacı Ali Paşa’ya intisâb ederek hayli                             Meşrutiyet’in  i’lânında  Niyazî  ve  Enver  Beylere  o  zamanın  hükmünde  hürmetsizliği  da’va
               nüfûz ve servet edindi. [553]                                                                                          edildiğinden pek merâk edib 1327’de vefât etdi. Merhûm Amasya’nın bülbülü idi. Naat ve
                     1206’da  Mikdâd  Ahmed  Paşa  ile  yardaklarının  i’dâmı  vak’asında  basîretle  kurtulup                        gazeller okur, dinleyenleri gaşyederdi. Azmî, buna sânî olabilirdi.
               Tayyar Mahmûd Paşa zamanında bî-taraf olduğundan nüfûz ve mevkiini korudu. Hâciyân ve
               a’yân meclislerine a’zâ olarak 1233 senesi şevvâlinde vefât etdi. Meşâhîr-i a’yândan hânedân                                 Abdülkâhir Çelebi-Mevlânâ Ziyaeddîn
               bir zât idi. Oğlu Hacı Mustafa Efendi de meşhûrdur.                                                                          Tercemesi yukarıda yazılan Küpeli Şeyh Abdülkâdir Çelebi mahdûmudur. Amasya’da
                                                                                                                                      ikmâl-i  tahsîl edib  müderris-i be-nâm  oldu.  Hazret-i  Pir  İlyâs  Halvetî  ve Pir Abdurrahman
                     Abdülkâdir Efendi-Hacı Kadîrzâde es-Seyyid el-Hâc                                                                Çelebi akrânından ve ashâbından bir zât olup 818’de vefât etdiği zannolunur. Meşâhîr-i ulemâ
                     Amasya vücûhundan es-Seyyid el-Hâc Osmân Ağa bin Hâfız el-Hâc Mehmed Ağa bin                                     ve sulehâdan idi.
               Mustafa Ağa bin el-Hâc Abdülkâdir Ağa’nın oğludur. Cebbârzâde Süleyman Bey’in tarafdârı
               olduğu münâsebetle pederinden kalan nüfûz ve servetini muhâfaza ederek sâlimâne yaşadı.                                      Abdülkerîm Çelebi-Kerîmî
                     1220’de mütesellim Mikdâd Paşazâde Hasan Bey’in  i’dâmıyla Cebbârzâde Süleyman                                         Amasya  Mevlevîhânesi  şeyhi  “Yavuz  Dede”  demekle  meşhûr  Yûsuf  Çelebi
               Bey’in Amasya mutasarrıflığı zamanında teayyün ederek hâciyân ve a’yân meclislerine a’zâ ve                            mahdûmudur.  745’de  meşâyih-i  Mevleviyye’den  görüldü.  Sonra  vefât  etdi.  Ulemâ-yı
               birkaç defa hacı-başı oldu. 1240 sâline doğru vefât etdi. Bu da meşâhîr-i a’yândan idi. Dâmâdı                         meşâyihden  şâir  idi.  Meşâhîr-i  kudâtdan  Ziyârelizâde  Abdülkerîm  Çelebi  bin  kâdı’l-kudât
               ve ammizâdesi es-Seyyid el-Hâc Mehmed Ağa yerini tutdu.                                                                Osmân Çelebi bin Ya’kûb Çelebi de 781 sâlinden sonra vefât etdi. [557]

                     Abdülkâdir Efendi-Caniklizâde                                                                                          Abdülkerîm Kâdirî Çelebi-Küpelizâde
                     Sultân  Bâyezîd  müderrisi  iken  vefât  eden  Canikli  es-Seyyid  [554]  Hasan  Efendi’nin                            Amasyalıdır. Yukarıda tercemesi yazılan eş-Şeyh Abdülkâdir Çelebizâde Abdülcebbâr
               oğludur. Payaslı Hacı Mehmed ve Sarı Ahmedzâde Hâfız Mehmed Efendilerden ikmâl-i tahsîl                                Çelebi mahdûmudur. Amasya’da Çelebi Sultân Mehmed Hân’ın Şeyhülislâmı olan Mevlânâ
               edib ders-i âm ve cevâmi’-i şerîfe’de vâiz-i be-nâm olarak Saraçhâne Câmii avlusunda kâin                              Celâleddîn Abdurrahman Çelebi halka-i tedrîsinde ikmâl-i tahsîl ederek ders-i âm ve müderris-
               Hacı  Mustafa  Ağa  medresesi  müderrisi  olduğu  halde  1247  cumâdelûlâsında  vefât  etdi.                           i be-nâm oldu.
               Ulemâdan idi. Medrese diğer Caniklizâde Hâfız Mehmed Hilmi Efendi’ye tevcîh edildi.                                          Amasya’da  Şâdgeldi  Paşa’nın  Dârülilmine  müderris  olup  Çelebi  Sultân  Mehmed’e
                                                                                                                                      hizmet-i  ta’lîmde  bulunarak  ibrâz-ı  fazl-ı  ehliyet  etdi.  816’da  müşârün-ileyhin  müstakillen
                     Abdülkâdir Paşa-Cebecizâde                                                                                       pâdişâh olduğu esnâda Filibe ve Çirmen kadısı olduğu Umur Bey vakfiyesinden anlaşıldı.
                     Vüzerâdan olup Akkirman muhâfızı iken 1211’de tekâüd edilen Amasyalı Cebecizâde                                        İlm  ü  fazîleti,  iffet  ve  istikâmeti  sâyesinde  Rumeli  eyâletinde  büyük  bir  şöhret
               Osmân Paşazâde Mehmed Bey’in oğludur. Meşâhîr-i züamâdan olup Amasya Alaybeyi oldu.                                    kazandığından  819’da  Edirne’yi  zabt  ve  istîlâ  eden  Şehzâde  Sultân  Mustafa’nın  nüfûz  ve
               1241  zilhiccesinde  Yeniçeri  büyüklerinin  ahz  ve  i’dâmında  hıdmeti  geçdiğinden  1242’de                         kuvvetine karşı tarîk-i mudârâyı ihtiyâr ve 821’de Çelebi Sultân Mehmed’in galebesine hizmet
               nizâmiye bölükbaşısı ve süvârî kumândânı oldu.                                                                         edib Edirne kadısı olduğu vakfiyelerdeki imzâsından anlaşıldı.
                     Rus  muhârebesinde  yararlığı  görülüp  kâim  makâm  ve  1247’de  Miralay  ve  1251’de                                 824’de  İkinci  Sultân  Murad  Hân’ın  Amasya’dan  gelip  taht-ı  Osmanî’ye  cülûsunda
               Amasya’da  zâbıta  kumândânı  ve  Nizip  muhârebesinde  mîrlivâ  oldu.  1258’de  tekâüd  edilip                        mevkiini muhafaza etdi. 829 vak’asında kazasker olup İvaz Paşa vak’asında [558] mütekâid
               1261’de vefât etdi. Gâyet cesûr, yiğit, muhârib bir zât olduğu yakın vakitlere kadar söylenirdi.                       edildi. 834’de tekâüd edilen Şemseddîn Mehmed Fenârî yerine Şeyhülislam ve Müfti’l-enâm
               [555]                                                                                                                  oldu. Fetvâlarında “Abdülkerîm bin Abdülcebbâr el-Kâdirî” imzâsını kordu.  168
                                                                                                                                            İkinci Sultân Murad Hân’ın saltanatı zamanında büyük bir nüfûz ve ikbâle erdi. 847’de
                     Abdülkâdir Efendi-Hacı Vâiz                                                                                      Sultân Murad’ın ikinci cülûsunda âmil olup 851 hudûdunda pek müsin olduğu halde vefât etdi.
                     Çarbambalıdır.  Mehmed  bin  Ahmed  oğludur.  Kendinin  nakline  göre  1197’de  doğdu.                           Gâyet fakîh, fâzıl, müttakî, müdebbir bir zât idi.
               1217’de  Amasya’ya  gelip  tahsîl-i  ulûma  başladı.  Canikli  Hacı  Mehmed  ve  Kayseriyyeli                                Mahdûmu Mecdeddîn Abdülmecid Çelebi de fuzalâdan idi. Bunun mahdûmu Muhyiddîn
               Mehmed Âkil ve sipâhi Hâfız Ömer Efendi’lerin halka-i tedrîslerinde tahsîlini bitirdi. Âkil                            Mehmed  Çelebi  olup  bunlara  “Küpelioğulları”  denirdi.  Mecdeddîn  Abdülmecid  Çelebi’nin
               Efendi’den icâzetnâme alıp ders-i âm oldu.                                                                             dâmâdları Amasyalı Kemal Paşazâde Süleyman Bey’le Hızır Beyzâde Hâce Sinan Paşa’dır.
                     Sultân Bâyezîd Câmii’nde yıllarca tedrîs-i ulûm edib mucîz oldu. Ömrünün sonuna kadar
               câmi-i mezkûrda her Cuma günlerinde vaaz ve nasîhat ederek yaşadı. 1312 senesi şevvâlinde                                    Abdülkerîm Çelebi-Şeyhzâde
               vefât etdiği haber verildi. Âlim, vâiz-i meşhûr, 115 yaşında muhterem bir zât idi. “Amasya                                   Amasyalıdır.  Abdülganî  Çelebi  bin  Şeyh  Mehmed  Çelebi  mahdûmudur.  Kibâr-ı
               Târihi”  râvîlerindendir.  Merhûm,  uzun  boylu,  latîfeyi  sever,  güleç  yüzlü,  yetmiş  yaşından                    fuzalâdan Cemâleddîn Yûsuf Tokâdî’den ikmâl-i tahsîl ederek ders-i âm ve müderris-i be-nâm
               yukarı  çıkmazdı.  Kendisinin  Amasya  vak’aları  hakkında  aldığım  ma’lûmât-ı  târihiyyeden                          oldu. Atabeg Gâzi ba’dehû Yörgüç Paşa müderrisi olup fevkalâde iştihâr etdi.
               1197’de doğduğu anlaşıldı. Oğlu Mehmed Tâhir Efendi kendisinden önce gitdi.
                                                                                                                                      168  Şâyân-ı hayretdir ki Osmanlı müverrihleri şeyhü’l-islâmları yazarken bu zâtın imzâsına dikkat etmeden 887’de
                                                                                                                                        müftü görülen Abdülkerim bin Abdullah ile bu zâtı birleşdirmişlerdir. 887 târihli Hâce Sinan Paşa vakfiyesinde
                                                                                                                                        “Abdülkerim el-müftî” imzâsı görülmekdedir (Hüsameddin).

                                                           524                                                                                                                    525
                                                           528
   524   525   526   527   528   529   530   531   532   533   534