Page 590 - 6-8
P. 590
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
bilâda kadı olmuş ve Amasya’da ma’zûlen 1025’de Mehmed Paşa müderrisliği ile teka’üd
edilerek ba’dehû vefât etmişdir. Meşâhîr-i ulemâdan ve kudâttan idi.
Abdülvehhâb Efendi-Hatîb
Mehmed Çelebi oğludur. Asr-ı ulemâsından ikmâl-i tahsîl ederek müderris ve Sultân
Bâyezîd Câmii hatîbi oldu. 981 recebi evâ’ilinde Hacı İlyâs Mahallesi’nde kâ’in menzil ve
bahçesini neslen ba’de nesl evlâdına ve bade’l-ınkırâz Sultân Bâyezîd Câmii kurbinde Hacı
İlyâs Mescidi imâmına menzilini ve Sultân Câmii imâmına da bahçesini vakf ettikten sonra
vefât etdi. Vakfiyesi sicilinden çıkarılmış olduğundan buraya dercedilmedi.
Abdülvehhâb Efendi-Dokuzzâde
Amasyalıdır. Mevâlîden ve Amasyalı mâbeynci Hasan Efendi’nin dâmâdı olan Dokuz
Mehmed Efendi bin Hüseyin Efendi bin Alî Çelebi bin Muhyiddîn Mehmed Çelebi bin Mevlânâ
Abdî-i Amâsî mahdûmu ve Şeyhî Mehmed Efendi’nin birâderidir. Bunlara “Abdîzâdeler” denirdi.
[110]
Vâlidesinin pederi Hasan Efendi Sokullu Mehmed Paşa’nın da’vetiyle İstanbul’a gidip
evlâdına mu’allim olduktan sonra pederiyle beraber İstanbul’a gitdi. Ceddi Amasyalı olan
Ahîzâde Abdülhalîm Efendi’nin dârü’l-ifâdesinde tahsîl-i ma’ârif ederek 991’de üstâdı
Hâkâniye-i Vefâ müderrisliğinde mu’îd ve mülâzimi oldu.
Ba’dehû devr-i medâris ederek kırkdan ma’zûl iken 1013 ramazânında Zekeriyyâ Efendi,
1019’da Unkapanı, 1020 ramazânında Soğukkuyu, 1023 ramazânında Hâkâniyye-i Vefâ, 1024
cumâdelûlâsında Sahn Medreseleri’ne sırasıyla müderris oldu.
1024 ramazânında Sofya mollası oldu. 1025 şa’bânında Bosna kazâsına tahvîl
edildiğinden isti’fâ eyledi. 1027 ramazânında İzmir mollası olup 1028 recebinde Manisa’ya
tahvîl edildiyse de kabûl etmediğinden yerinde ibkâ ve zilka’desinde azledildi.
1033 şa’bânında Kudüs mollası olduğu hâlde bir ay sonra ikinci def’a İzmir mollası olup
1034 recebinde azledildi. 1037 zilhiccesinde Yenişehir [112] mollası olup 1038 şevvâlinde
azledildi. 1040 recebinde dâr-ı bekâya rihlet etdi. Sâhib-i ilm ü irfân, sâfî-dil, akîdesi nezîh, esîr-i
sohbet-i yarân, halûk, güşâî idi. Kendine mahsûs letâ’if-i nikâtı var idi.
Abdülvehhâb Efendi-Kâtib
Amasyalı Mustafa Ağa’nın oğlu ve müderris Abdî Efendi birâderidir. Amasya’da tahsîl-
i maârif ederek Köprülü Mehmed Paşa’nın sadâretinde İstanbul’a gidip enderûna girdi. Orada
iyi terbiye görüp dârü’s-sa’âde ağası yazıcısı ve 1088’de şehr emîni görüldü.
Abdülvehhâb Efendi-Arabzâde
Amasyalıdır. Yukarıda tercemesi geçen Abdurrahmân Efendi bin Ömer bin Hüseyin el-
Mevsılî mahdûmudur. Amasya’da “Arab Hüseyinzâde”, İstanbul’da “Arabzâde” demekle
meşhûrdur. Amasya’da mukaddimât-ı ulûmu gördükten sonra pederinden mukaddem,
İstanbul’a gidip kendisinin yazdığı üzere Sadreddînzâde Mehmed Emîn Şirvânî tilmîzi Silifkeli
Süleyman Efendi’den ikmâl-i tahsîl etdi.
Tarîk-i va’z ü meşîhate sülûk ederek ibtidâ Mîrahûr Câmiinde cum’a vâ’izi oldu. Köprülü
Mehmed Paşa’nın sadâretinde ri’âyet görüp 1074 şevvâlinde Sultân Selîm, 1075
cumâdelâhiresinde Fâtîh Sultân Mehmed, 1080 şa’bânında Sultân Bâyezîd, 1082 zilka’desinde
Sultân Süleyman Câmileri’nde cum’a vâ’izi olarak fazl ü kemâlini gösterdi.
1099 muharreminde taht-ı Osmânî’ye cülûs eden İkinci [112] Sultân Süleyman şehzâde
iken fezâ’il-i ilmiyye-i ahlâkîyesini takdîr ettiği sâhib-i tercemeyi kendisine mu’allim nasb
ederek mu’allim-i Sultânî teşrifâtıyla tekrîm edilmiş idi.
Ancak mesned-i sadârete gelen Köprülüzâde Fâzıl Mustafa Paşa’nın etrâfını alan ba’zı
erbâb-ı hased müşârun ileyhi iğzâb edecek ba’zı ahvâl-i nâ-becâ isnâd eylediklerine binâ’en
587
589