Page 610 - 6-8
P. 610

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               ulemâ ve kudâttan bir zât idi. Oğlu olmadığından emlâkini vakfedip tevliyetini kerîmesi Hanîfe
               Hâtun’a ve evlâdına verdi.

                     Osmân Efendi-Ahmed Babazâde es-Seyyid el-Hâc
                     Köprülüdür. Köprü’de  Ahmed Baba  Tekkesi  şeyhi  el-Hâc Ahmed Efendi  bin  Osmân
               Efendi bin Hüseyin Efendi bin eş-Şeyh Ahmed Baba Efendi’nin oğludur. Tahsîl-i ilm ü irfân
               [178]  edib  1143’de  pederinin  vefâtı  üzerine  birâderi  es-Seyyid  el-Hâc  Hüseyin  ve  amcası
               Süleyman  Efendilerle  müştereken  Benî  Alanı  Mâlikânesi’ne  mutasarrıf  ve  Ahmed  Baba
               Tekkesi’ne müstakillen şeyh oldu.
                     Ba’dehû Köprü’de teşekkül eden hâciyân ve a’yân meclislerine a’zâ ve birkaç def’a şehir
               kethüdâsı ve 1162’de baş-a’yân olduğu hâlde 1166’da vefât etdi. Kibâr-ı a’yândan hânedân ve
               mumtezic bir şeyh ve zâviyedâr idi. Oğulları es-Seyyid el-Hâc Süleyman, Hasan Ağalar da
               Köprü eşrâfından idiler.

                     Osmân Efendi-Hacı Vehhâbzâde es-Seyyid el-Hâc
                     Amasya’da  Abdullah  Paşa  müderrisi  Ortaköylü  es-Seyyid  el-Hâc  Abdülvehhâb
               Efendi’nin oğludur. Biraz tahsîl-i ilm edib 1145’de pederinin vefâtı üzerine Abdullah Paşa
               müderrisi  olduysa  da  ilmi  tedrîse  müsâ’id  olmadığından  1147’de  tedrîsden  ferâgat  ederek
               a’yândan oldu. Mükerreren hâciyân ve a’yân meclislerine a’zâ olup 1171 hudûdunda vefât etdi.
               Evlâdı vardır. Hânedân olup es-Seyyid el-Hâc Osmân Ağa denirdi.

                     Osmân Bey-Ebûbekir Beyzâde
                     Amasyalıdır. Esbak Anadolu vâlîsi iken 1112’de [179] vefât eden Vezîr Ömer Paşa bin
               Ebûbekir  Bey’in  mahdûmudur.  Hacı  Şâdgeldi  Paşa’nın  ahfâd-ı  kirâmından  olup  pederinin
               irtihâlinde emlâk ve emvâl-i  azîmesine  vâris  olduğundan  meclis-i  a’yâna  a’zâ  ve  evkâf-ı
               Sultâniyye mütevellîsi oldu.
                      1121 târîhinden i’tibâren mükerreren baş-a’yân olup Amasya sancağını kabza-i idâresine
               aldı. Büyük bir varlık gösterdi. Dâ’iresi Beylerbeyi dâ’iresinden büyük ve pek muhteşemdi. Etbâ’ı
               çok olduğundan halkı iz’âc etmekte idiler. Bu yüzden halk etbâ’ından şikâyet etdi.
                     1134’de  Iydîzâde  Âkif  Mustafa  Efendi  mütevellî  nasbedilerek  halkın  şikâyetlerini
               dinledi. Bu esnâda Amasya a’yânı arasında büyük ihtilâflar çıktığından bî-zâr olarak 1135’de
               Mısır’a gitdi. Orada Fikâriyye Fırkası’na intisâb ederek 1141’de Fikâriyye Fırkası re’îsi ve
               Mısır mîrlivâsı oldu.
                     Mükerreren Kâsımiyye fırkasiyle çarpıştı. Bu fırkaya galebe ederek Mısır’da emînü’l-
               ümerâ  olup  defâ’atle  Mısır  defterdârı,  emîr-i  hacc-ı  Mısrî,  vâlî  kâ’im-makâmı  oldu.  Bu
               riyâsetinde büyük bir varlık gösterdi. [180] Mısır’ın ümerâ, a’yân ve halkını adâlet ve hüsn-i
               idâresiyle hayrân edib vezâretle Mısır vâliliğine ta’yîni Bâb-ı âlîce mutasavverdi.
                     Hayfâ ki rukabâ-yı ikbâli olan Kâsımiyye Fırkası bunu çekemedi. Aleyhine kıyâm ederek
               siyâsî cidâl içinde bir kaç yıl uğraştı. Nihâyet Kâsımiyye Fırkası galebe eylediğinden 1158’de
               evlâd-ı iyâliyle Mısır’dan kalkıp İstanbul’a geldi. Sultân Mahmûd Hân’ın huzûrunda ahvâl-i
               Mısır’ı arz u tafsîl ederek nâ’il-i iltifât oldu. Mahdûmları Mehmed, Ebûbekir Beyler’e mîr-i
               mîrânlık ve kendisine İlbasan sancağı arpalık verildi.
                     Bir yıl kadar Bursa’da ikâmet edib 1159’da Amasya’da ikâmetine müsâ’ade buyuruldu.
               Amasya’da  Alçak  Köprü  başında  Alaca  Hamam  ittisâlinde  kâ’in  pek  muhteşem  konağının
               karşısında âlî bir dârü’l-hadîs ve kütüphâne yaptırdı. Köprübaşı’ndaki Hasan Ağa’nın harâb
               mescidini ihyâ ve Ferhad arasındaki cadde üzerine bir çeşme ve Amasya’da iki kapılı Taş Hân
               binâ etdi.
                     1165  ramazânında  dârü’l-hadîsi  ikmâl  eylediğinden  gâyet  mükellef  ve  muhteşem  bir
               ziyâfet ve resm-i küşâd yaptı. [181] On beş yıl Amasya’da ikâmet ettiği müddette a’yân ve




                                                           607
                                                           609
   605   606   607   608   609   610   611   612   613   614   615