Page 141 - 1-4_2
P. 141

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 1


                      33- "Hoca Sultân Türbesi":  Dârü's-Selâm Mahallesi’nin üstünde ve Taksim önünde
               şarka giden yolun ilerisinde bir mevki'-i mahsûsdur. Orada zâviye-i meşhûre ve imâreti binâ
               eden "Hoca Sultân" demekle meşhûr tüccârdan "Şemseddîn Ahmed Çelebi" medfûn olduğu
               kemâl-i müşkilât ile bir Ermeni hânesinde bulunan seng-i mezârından anlaşılmakdadır.
                      34- "Dersi Tamâm Türbesi": "Kuş Köprü" başında derenin garb tarafında bir hücre-i
               mahsûsadır.  Mukaddemen  üstü  açık  ve  dört  duvârdan  ibâret  iken  1314'de  Amasya  tahrîrât
               müdürü  olan  "İstanbulî  Mehmed  Mazhar  Bey"  üstü  kapalı  muntazam  bir  hücre-i mahsûsa
               olarak  ta'mîr  etdirmişdir.  Derûnunda  medfûn  olan  zâtın  kitâbesi  olmadığı  cihetle  "Dersi
               Tamâm" demekle meşhûr "Müftüzâde el-Hâc Ömer Efendi" olduğu yedi sene kadar taharriyât
               netîcesinde anlaşılabilmişdir.
                      35-  "Receb  Çelebi  Türbesi":  "Hacı  İlyâs  Mahallesi"nde  şose  yolu  [199]  üzerinde
               "Şehzâdegân Türbesi"nin sırasında garb tarafında murabba' bir bahçedir. Bahçenin ortasında
               dört tarafı taşdan ve ortası toprak bir kabir olup cenûb tarafında iki kabir daha vardır. Taş kabrin
               sâhibi  meşâyih-i  kirâmdan  "İbrâhim  bin  Alî  el-Eşca'"  olduğu  mahkûk  olup  bunun  yanında
               mahalle  sâhibi  "Sadreddîn  Receb  Çelebi"  ve  hafîdi  meşâhîr-i  ulemâdan "el-Hâc  Bayrâm
               Efendi" medfûn olduğu tetebbu'âtdan anlaşılmışdır.
                      36- "Selâmet Hâtun Türbesi": Dersi Tamâm Türbesi’nin kıble tarafında ya'nî cenûb-ı
               garbîsinde  ve  tahmînen  yirmi  metre  kadar  ilerisinde  bir hücre-i  mahsûsadır.  Derûnunda
               Amasya  kadısı  "Molla  Beylik"  demekle  meşhûr  "Nizâmeddîn  Abdurrahmân  Çelebi"nin
               kerîmesi fâzılât-ı nisâdan "Selâmet Hâtun" medfûndur. "İnekler Türbesi" zeylinde arz edildiği
               üzere tûfân-ı Nûh zamânından kalma bir hâtun değildir. 857'de binâ etdirdiği zâviyesi "Şefîk
               Paşa"  tarafından  bi-gayr-i  hak  temellük  ve  bahçeye  tahvîl  edildiğinden  zâyi'  olup  türbesi
               muhâfaza edilmişdir.
                      37-  "Sultân  Mes'ûd  Türbesi":  Yukarı  Pazar’ın  cânib-i  garbîsinde  Receb  ve  Üçler
               mahallelerinin  önünü  teşkîl  eden  ve  "Narlı  Bahçe"  nâmıyla  meşhûr  olan  mezârlığın  cenûb
               tarafında cesîm ve her tarafı taşdan masnû', gâyet muhkem, garba nâzır olan cebhesi acîb bir
               sûretde musanna' ve şeklen murabba'a yakın müstatîl, bir türbe-i bedî'adır. [200] Şimâlinden
               cenûba doğru uzun ve dâhilen ortasında bir kemer olup iki kubbeyi hâvî ve hâricen kubbelerin
               üzeri düzdür.
                      Türbenin  derûnunda  sandûkaya  veyâhud  şebekeye  dâ'ir  hiçbir  şey  olmayıp,
               müntehâsında  "Yörgüç  Paşa"nın  iki  kerîmesi  medfûndur.  Altı  tamâmiyle  mahzen  olduğu
               nazar-ı dikkate alınırsa sultân-ı müşârün-ileyh ile beraber birkaç şehzâdegân-ı Selçûk'un burada
               medfûn olduğu anlaşılır. Türbenin vaz'ı, bir metre kadar yere gömüldüğünü göstermekdedir.
               Cebhesinde iki yan sütûnları üzerinde pek çok zevâtın çiçek zann etdikleri kitâbe mevcûd olup
               hatt-ı kûfî-i girift ile muharrerdir. Yazıların aşağısından onda ikisi mikdârı yere gömülmüş olup
               kırâ'atı  pek  müşkildir.  Bu  türbe  derûnunda  "Sultân  Mes'ûd-ı  Selçûkî”nin  medfûn  olduğu
               muhakkak ise de diğer şehzâdegânın burada medfûn olduklarına dâ'ir bir alâmet yokdur. Bu
               türbe  mükerreren  yangına  ma'rûz  olduğu  cebhesinin  siyâhlığından  istidlâl  edilmekde  olup
               derûnunda sandûkanın yâhud şebekenin bu gibi avârız-ı kevniyyede zâyi' olduğu şübhesizdir.
               Mülûk-ı Selçûkiyye'den Amasya Simresi'nde medfûn olan "Birinci Sultân Mes'ûd" ile Havza
               Simresi'nde medfûn olan "İkinci Sultân Mes'ûd"un kabirlerinden kırâ'at-ı eczâya meşrût ve
               mevkûf olan Amasya'da Aydoğdu, Efte, Kocaoğlan ve Tatar ve Havza'da [201] Şeyh Savcı,
               Kapaklar, Konac köyleri olduğu mukayyed ve "Birinci Sultân Mes'ûd"un nâmı sütûn üzerinde
               mahkûkdur.
                      38- "Sinan Efendi Türbesi": "Üçler Türbesi"nin civârında bir hâne derûnundadır. Orada
               fuhûl-i  ulemâdan  şeyhu'l-harem  ve "Tebyînü'l-Mehârim"  tefsîrinin  mü'ellifi  "eş-Şeyh
               Sinâneddîn Yûsuf el-Halvetî" medfûndur.
                      39-  "Şâdgeldi  Paşa  Türbesi":  "Halifet  Gâzi  Mezârlığı"nın  içinde  eski  bir  kubbe-i
               muhkemedir. Türbenin garba nâzır olan cebhesi tamâmiyle açık olup üstü balık sırtı şeklinde
               taşdan  yapılmışdır.  Şekline,  tarz-ı  inşâsına  bakılırsa  mülûk-ı  Dânişmendiye  devrindeki

                                                           128
                                                           140
   136   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146