Page 136 - 1-4_2
P. 136

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


               ile türbenin o hâl ve vaz'ı ve orada medfûn olan insânın kemikleri te'emmül olunursa bu türbe,
               Baba'nın etbâ'ı tarafından kasden yer altında binâ ve Baba'nın kemiklerini ziyâret için buraya
               defn ve halkdan ihfâ etdikleri fikri hâsıl olmamak kâbil değildir.
                      Mukaddemen  yer  üzerinde  yapıldığı  hâlde  mu'ahharan  Amasya'nın  sathı  dolup  yer
               altına gömülmüş olduğu iddi'â edilemez. Çünkü o civârda bulunup 622'de binâ edilen "Halifet
               Gâzi Türbesi" ve 677'de binâ edilen "Torumtay Türbesi" gâyet yüksek olarak duruyor. Bunların
               üst tarafında 540 hudûdunda binâ edildiği zann edilen "Hânkâh-ı Mes'ûdî" harâb olduğu hâlde
               temel duvârı hâlâ yer üzerinde arz-ı endâm etmekdedir.
                      Şimdiye  kadar  havâs  ve  avâmın  o  türbeyi  ziyâret  etmesi  [183]  ve  üzerinde  kubbe
               bulunması, derûnunda medfûn olan kimsenin velî, sâlih olduğuna delâlet eylediği ve meşhûr
               yalancı peygamber olmadığı da iddi'â edilemez. Çünkü türbenin yer altında gâyet mahfî bir
               sûretde yapılmasında bir mecbûriyet olmadığı gibi her kubbe sâhibi de velî olamaz. Servet ve
               sâmânı düzgün olan kimseler, nâmını dünyâda ibkâ için muhteşem türbeler binâ etmişlerdir.
               Ba'dehû içinde medfûn olanların terceme-i hâli unutulmuş olduğundan şerî'at-ı İslâmiyyenin
               emr eylediği üzere hüsn-i zan edilerek türbeleri havâs ve avâm tarafından ziyâret edilmekdedir.
               "Rubbe kabrin yüzâr ve sâhibuhû fi'n-nâr".
                      8- "Üçler Türbesi": Üçler Mahallesi’nde Sa'dî Çelebi Câmi-i şerîfi’nin garb tarafında
               kâ'in  Îsâ  Efendi  Zâviyesi  karşısındadır.  Bir  hâne  derûnundadır.  Orada  "Niğdelizâde  Sofî
               Bâyezîd Çelebi" ve amcası "Feyzullâh Çelebi" ve "Ya'kûb Çelebi" ve "Îrân Hâtun binti Ali
               Bey" medfûnlardır. Bunların terceme-i hâli ve kitâbesi bâb-ı sânîde zikr edilecekdir.
                      9-  "Oruç  Bey  Türbesi":  Hızır  Paşa  Câmii  hazîresindedir.  Paşa-yı  müşârün-ileyhin
               dâmâdı olan Kâsım Bey’in mahdûmu olup kendisinden mukaddem vefât etdiğinden müte'essir
               olarak 870'de türbe yapdırmış ve eczâ vakf etmişdir.
                      10- "Ehlî Hâtun Türbesi": Meydân Köprüsü başında kâ'in medresenin arka tarafında
               zâviye  önündedir.  Hâtun-ı  mûmâ-ileyhâ  [184]  Amasya  emîri  "Şâdgeldi Paşazâde  Devâtdâr
               Ahmed Paşa"nın kerîme-i sâlihasıdır. 871'de türbeyi ve tetimmesini binâ ve evkâfını tanzîm
               etmişdir. Türbeyi hâvî olan hücre hedm edilmiş olduğundan kabri açıkda kalmışdır. Kitâbesi
               yok ise de vakfiyesinde türbesi mezkûrdur. Kadınların ziyâretgâh-ı meşhûrudur.
                      11-  "İbek  Baba  Türbesi":  Şeyh  Kırık  Mahallesi’nde  Hânkâh-ı  Mes'ûdî  harâbesi
               civârında  kâ'in  bir  hânenin  bahçesi  içindedir.  Orada  Tatar  hükümdârları  Abaka  ve  Argun
               hânların zamânında nüfûz ve ikbâle mâlik olarak Pervâne Bey’in i'dâmına bâ'is ve Tarîkat-ı
               Babâ'iyye’yi  neşre  hâdim  olan  "Sadreddîn  İbek  et-Türkmânî"  ve  halîfesi  "Ahmed  Baba"
               medfûn bulunmakdadır.
                      12-  "Eğerli  Evliyâ  Türbesi":  "Yörgüç  Paşa  İmâreti"  şarkında  kâ'in  ufak  mezârlığın
               derûnunda şark tarafının ortasında büyükçe iki doğum ağacının arasındadır. Orada murabba'
               olarak husûsî eyer şeklinde yapdırılmış bir taş müşâhede olunmakdadır. Bu taşın altında kimin
               medfûn olduğu anlaşılamadı. Ancak "El-Aylemü'z-Zâhir"de görülen bir hikâyeyi ihtâr etmek
               üzere oraya bir taş konduğu zann olunur. "El-Aylem"de "Mustafa Cinânî (Cenâbî) Efendi"
               diyor ki: "Haleb hükümdârı "Seyfü'd-Devle"nin ammizâdesi "Ebû Firâs el-Hâris" hükümdâr-ı
               müşârün-ileyhin nezdinde mükerreren "Amasya Kalesi"ne hücûm ve savlet ederek iştihâr edib
               bir hücûmunda [185] "Kal’a-i Bâlâ"nın yüksek yerinde Rûmlar tarafından muhâsara ve tazyîk
               edilmiş ve esîr olmasına ramak kalmış iken râkib olduğu hâlde atıyla beraber kendini ırmağa
               doğru atmış, atı ırmağın kenârına düşüp ölmüş ve kendisi bi-avnillâhi ta'âlâ halâs olmuşdur."
               El-ilmü indallâh.
                      13-  "İğnecizâde  Türbesi":  Kocacık  Mahallesi  önünde  çarşı  içinde  bir  türbe-i
               mahsûsadır. Orada "Şeyh Zekeriyyâ-yı Halvetî" hulefâsından "İğnecizâde eş-Şeyh Safiyyeddîn
               Mahmûd  Halvetî"  hazretleri  medfûndur.  Türbenin  olduğu  dâ'ire  kadîmen  mahkeme  olup
               Amasya kadılarının süknâsına mevkûf ve senevî icârât-ı mevkûfesi bu türbeye muhassas idi.
               Çünkü, bu hâneyi şeyh-i müşârün-ileyhin hafîdesi "Ayşe Hâtun" türbeye vakf ve hükkâm ve
               mahkemeye tahsîs etmişdir.

                                                           123
                                                           135
   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141