Page 137 - 1-4_2
P. 137
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 1
1311 harîkında türbe ve hâne ile beraber sicillât-ı kadîmenin bir kısm-ı mühimmi
yandığından Amasya ma'ârif komisyonu bi-gayr-i hak kocaman arsa-i kıymetdârı zabt ve
yerine akârât-ı mühimme inşâ ederek bir tânecik dükkânı bile türbe için bırakmamışdır. Fakat
şu komisyonun re'îs ve a'zâlarının uğradığı ahvâl, tedkîk olunursa gasb-ı mevkûfâtın bir
mükâfât-ı dîneviyyesi olduğu zâhir olur.
14- "İltekin Türbesi": İltekin Bâğları’nın üstünde dağın [186] eteğindedir. Dört tâne taş
direk üzerinde mahrûtî bir kubbe-i sengîndir. Derûnunda vüzerâ-yı Dânişmendiye'den
"Nâsıru'd-Devle İltekin el-Artukî" ve mahdûmu "Emîr Hüsâmü'd-Devle Hasan Gâzi" medfûn
olup kadîmen her sene Şa'bân evâ'ilinde cemm-i gafîr ile ziyâret olunur idi.
15- "İnekler Türbesi": "Mehmed Paşa İmâreti" önünde yol üzerinde ve "Dugrâkiye
Medresesi"nin ittisâlinde kâ'indir. Temeli ve yan tarafları gâyet metîn, garba doğru uzun bir
türbe-i sengîn olup üzeri balıksırtı şeklinde kârgîr bir kubbe ile kapalıdır. Derûnunda ümerâ-yı
Selçûkiyye'den Amasya vâlîsi "Nûreddîn Tugrak" ve mahdûmu "Şemseddîn İnâc" ve hafîdi
"İzzeddîn Balabân" ve diğer ahfâdı medfûndur. "İnâc Türbesi" demekle mukayyed ve ma'lûm
iken orada medfûn olan "İnâc Bey"in ve evlâdının kim oldukları unutulmuş ve "Selâmet
Hâtun"un civârında bulunmuş olduğu, hikâye-i acîbe-i ma'lûmenin tasnî' edilmesine bâ'is
olmakla "Selâmet Hâtun"un inekleri farz edilmiş ve "İnekler Türbesi" demekle meşhûr
olmuşdur.
Elsine-i âmmede deverân eden hikâye-i acîbe şudur: "Gûyâ Nûh Aleyhi's-selâmın
beddu'âsıyla tûfân olduğu esnâda nebiyy-i müşârün-ileyhe îmân edib tûfândan haberi olmayan
hâtunun inekleri yağmurun yağmadığı bir günde ayakları ve dizkapakları yaş oldukları hâlde
gelmelerine şaşıp esbâbını sormuş ve tûfânın vukû'unu haber [187] aldıkda ineklerin helâk
olmadıklarına ve kendisinin selâmetde kaldığına hamd ü senâ edib, kendine "Selâmet Hâtun"
denmiş ve kendi türbesi civârında mübârek inekleri için bir türbe yapılıp "İnekler Türbesi"
nâmıyla meşhûr olmuşdur."
Şu hikâye-i acîbenin yalan olduğu meydânda olup bir takım sâf-dilânın inandıklarına
şaşmamak kâbil değildir. Bu "İnâc Bey" yedinci ve "Selâmet Hâtun" dahi dokuzuncu karn-ı
hicrî ricâl ve nisâsından oldukları hâlde "İnâc" ve evlâdını inekler farz edib "Selâmet Hâtun"u
da Nûh aleyhi's-selâmın devri bekâyâsından olduğuna kanâ'at etmek kadar gülünç bir şey
yokdur. Bunların bâb-ı sânîde mestûr olan terâcim-i ahvâline mürâca'at buyurulursa bu
hikâyenin derecesi anlaşılır.
16- "Bektaş Baba Türbesi": Aşağı Pîrler’in garb-ı şimâlîsinde Tekke Medresesi
ittisâlinde olup kârgîr bir kubbeyi hâvî hücre-i mahsûsadır. Derûnunda Bektâşîler'den
"Kırşehirli Bektaş Baba" medfûn olup baş ucunda "el-Hâc Bektaş Baba-yı Velî" levhası vardır.
Pîr eşiğini ziyâret eylediği münâsebetle "Hacı" denmişdir. Amasya kurâsında meskûn fırka-i
Aleviyye tarafından 1284'de ibtidâ bir türbe inşâ edilip 1314'de yine kurâ Aleviyyesi tarafından
ta'mîr edilmişdir. Alevîler'in ziyâretgâhıdır.
17- "Pervâneler Türbesi": "Pervâne Bey Câmi-i şerîfi"nin şark tarafı [188]
müntehâsında olup üzeri tahta perde ve yanları parmaklık ile muhâfaza altında bulunmakdadır.
Orada vüzerâ-yı Selçûkiyye'den câmi-i şerîf bânîsi "Necmeddîn Ferruh" ve vâkıfı "İzzeddîn
Mehmed Pervâne Bey" ve oğulları "Nâsıreddîn Ahmed Pervâne Bey" ve Alâ'eddîn Ali Pervâne
Bey" medfûn olduğu muhakkak ve Mu'îneddîn Süleyman Pervâne Bey"in medfûn olduğu
meşkûkdur.
18- "Pîr İlyâs Türbesi": Beyler Sarâyı’nın taraf-ı garbîsinde kâ'in mezârlığın başında bir
tepecik üzerinde olup muhteşem, âlî bir türbedir. İbtidâ "Gümüşlüzâde Ahmed Paşa" tarafından
bir hücre olmak üzere binâ edilip 890'da Sultân Bâyezîd Hân-ı Sânî tarafından kârgîr ve
ortasında büyük bir ve yanlarında ufak iki kubbe olarak inşâ ve garb tarafı ricâle ve şark tarafı
nisâya mahsûs mescid-i şerîf ve ortası türbe ittihâz edilmiş ve Merzifon'da iki karye bu türbe-i
şerîfeye vakf ve tevliyeti müşârün-ileyhin ahfâdından "Pîr Hayreddîn Hızır el-Halvetî"
hazretlerinin evlâdına tahsîs buyurulmuşdur.
124
136