Page 161 - 1-4_2
P. 161
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 1
Halîfe, Molla Şeyh İlyâs, Şeyh Sinan, Bahşîzâde Yahyâ, Mü'eyyedzâde Pîrî, Kadızâde Küçük
Mehmed" Efendiler âlem-i tedrîsde pek meşhûr olmuşlardır. Bunları derece-i kemâle îsâl eden
esbâbın birincisi, Amasya'da bulunan medâris-i ilmiyyenin erbâbına tevcîhi ve her vechile
ulemânın terfîhi husûsâtında aramak îcâb eder.
Çünkü 1004 târîhinde esâsı vaz' olunan usûl-i verâset, tedrîcî bir sûretde icrâ-yı te'sîr
ederek pederinin hîn-i vefâtında mücâz olan evlâda cihât-ı ilmiyye tevcîh edildiğinden ulemâ
zâdegânı tahsîl-i ulûma teşvîk edilmiş ise de efrâd üzerinde hafîf bir te'sîr uyandırmakdan da
hâlî kalmamış ve medâris-i mevcûde hâli üzere kalıp tezâyüd edememişdir. Bu karnın
yetişdirdiği ulemâ, "Yağmurköylü İsmâ'îl, Hocazâde Abdullah, Ca'ferzâde el-Hâc Hızır, Uzun
Müderris Mehmed, Çorumlu el-Hâc Ömer, diğer el-Hâc İsmâ'îl" Efendiler gibi fuzalâdır.
1098 vak'a-i hâ'ilesi Amasya'da umûm cihât-ı ilmiyyeyi zîr ü zeber [260] ederek usûl-i
verâset, tahsîl-i ilm üzerinde bulunan evlâda şâmil olduğundan tedrîs, meşîhat, hitâbet ve
imâmet gibi cihât-ı mühimmede niyâbet usûlünü ihdâs ve 1241 târîhine kadar şu usûl-i niyâbet,
medârisin ba'zılarını harâb, diğerlerini i'mâr etmişdir. Ma'a-hâzâ o asır içinde "Çorumlu
Müftizâde Abdullah, Mütevellîzâde el-Hâc Ahmed, Çorumlu Hâfız Mehmed, Tokatlı eş-Şeyh
Mustafa, İnallı el-Hâc Mehmed, Akdağlı eş-Şeyh Mustafa, Iydîzâde el-Hâc Mustafa Âkif,
Uluslu Mehmed, Següköylüzâde el-Hâc Mehmed Kâşif" Efendiler gibi meşâhîr-i fuzalâ zuhûr
ederek Amasya'yı ihyâ etmişlerdir.
Bunları müte'âkib "Ürgüblü el-Hâc Ahmed, Şeyhzâde Abdullah Vecîh, Türkmenzâde
Nâbî, Soruklu el-Hâc Ali, Payaslı el-Hâc Mehmed" Efendiler gibi fuzalâ Amasya'da neşr-i
ulûm hizmetinde nasb-ı nefs ederek benâm ve üstâd-ı enâm olmuşlardır. Bunların tilmîzleri
olan "Canikli el-Hâc Mehmed, Sipâhî Hâfız Ömer, Taşköprülü el-Hâc Hâfız Abdullah"
Efendiler dahi üstâdü'l-küll olarak tanınmışlardır.
1241 târîhinden i'tibâren usûl-i verâseti ihdâs eden usûl-i niyâbet, ancak ba'zı ulemâyı
bir derece terfîh etmiş olduğu cihetle sırf bir hamiyyet-i dîniyye olmak üzere bekâyâ-yı eslâfdan
Amasya medreselerinde tahsîl-i ulûm ederek benâm olanların gayreti sâyesinde Amasya, eski
şöhretini gâ'ib etmemişdir. Şu gayretverân içinde "Caniklizâde el-Hâc Mehmed, [261]
Payaslızâde el-Hâc Abdülhalîm, İnepazarlı el-Hâc İsmâ'îl, Malatyalı Sûfî Mehmed, İbekli el-
Hâc Hasan, Şirvânî el-Hâc Mustafa ve Îsâ" Efendiler fevkalâde benâm olarak şimdi bunların
tilmîzleri neşr-i ulûm etmekdedirler.
"Tanzîmât-ı Hayriyye" zamânında şerâ'it-i vakfiye hilâfında olan şu usûl-i verâset,
ma'kûl ve meşrû' bir hâle ifrâğ olunmak lâzım gelirken dînen ve zamânen pek ehemmiyetli olan
medrese müderrisliğini ve mekteb mu'allimliğini çocuklara tevcîhi hakkında gûyâ muhallefât-ı
mevtâyı, emvâl-i mevrûseyi taksîm eder gibi vaz'-ı kavânîn edilmesi ukûl-ı selîme erbâbını
ağlatacak ahvâlden olmakla eslâf-ı kirâmın milyonlar sarfıyla meydâna getirdikleri
mü'essesât-ı âliyeden istifâdeyi fevkalâde tenkîs etmiş olduğu Amasya'da kâ'in medâris,
mekâtib ve sâ'ir mebânî-i ilmiyyenin yegân yegân şerh-i ahvâlinden müstebân olur.
Amasya'da eslâf-ı kirâmın vücûda getirdikleri medreseler, mektebler, kütübhâneler,
dârü'l-kurrâlar tedkîk olunursa Amasya'yı ne kadar büyük himmetlerle dârü'l-fünûn, merkez-i
ulûm hâline koydukları anlaşılır. Böyle büyük himmetlerdir ki Amasya'yı târîhen meşhûr bir
belde-i mu'azzama etmişdir.
Amasya'da 870'de medresesi ittisâlinde "Hızır Paşa" ve 890'da câmii derûnunda "Sultân
Bâyezîd Hân-ı Sânî" ve 1017'de "Hâtuniye Câmii" [262] ittisâlinde "Mü'eyyedzâde Pîrî Çelebi"
ve 1147'de "Burma Minâre Câmii" derûnunda "Hıfzîzâde el-Hâc Osmân Fâ'ik Efendi" ve
1159'da "Sultân Bâyezîd Mektebi" karşısında "Emîr-i İmâm Abdüllatîf Efendi" ve 1248'de
türbesi üzerinde "Saçlı el-Hâc Mahmûd Efendi" ve 1258'de muvakkithânesi derûnunda
"Kapancızâde el-Hâc Hüseyin Zekî Efendi" ve 1329'da "Sultân Bâyezîd" avlusunda "Yumuk
Osmânzâde Mehmed Hamdî Efendi" taraflarından sekiz kütübhâne binâ ve evkâfı tanzîm
edilmiş ise de "Abdullatîf, Hüseyin, Hamdî" Efendiler"in kütübhâneleri mevcûd, diğerleri
perîşân ve mefkûddur.
148
160