Page 679 - 1-4_2
P. 679

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 4


                      Sadâret  kethüdâsı  Amasyalızâde  Hacı  İbrâhim  Efendi'nin  baş  a'yân  Hacı  Süleymân
               Bey'e  yazdığı  mektûb  ve  efendilerin  verdikleri  îzâhât  üzerine  Amasya  gençlerinden  ve
               yeniçerilerden hayli adamlar nizâm-ı cedîd efrâdı yazıldı.
                      Rebî'ulâhir ibtidâlarında "Çaloğlu" demekle meşhûr Çalık Mehmedoğlu Hüseyin Ağa
               Amasya serdârı, cemâziyelevvel ibtidâsında Şeyh Halîl Efendi Amasya kadısı olup geldi. Bu
               esnâda ocak ağalarından gizlice serdâr Hüseyin Ağa'ya ve ba'zı alemdârlara mektûblar gelip
               ocak gayretini gütmeleri ve muhâlefet etmeleri tenbîh ediliyordu.
                      Bu mektûblara çokları aldandı. Çünkü hissiyât-ı dîniyyeyi okşuyordu. Ulemâ, a'yân ve
               halk iki taraf oldu. Cemâziyelâhir ibtidâlarında [167] kör bir ta'assubla yeniçeriliğe sarılmış
               olan  halkdan  ve  yeniçerilerden  mürekkeb  câhil  bir  kitle  mahkemeyi  basıp  nizâm-ı  cedîd
               efrâdının künyeleri yazılan defteri yırtıp paraladılar. Ba'zı mahkeme me'mûrlarını hırpaladılar.
               Alaybeyi, yeniçeri serdârı âdetâ seyirci oldular. Mütesellim bey de bundan dolayı acz gösterdi.
                      Bundan sonra yapılan uzun tahkîkâtdan müşevvikler ve rezâlet yapanlar meydâna çıkdı.
               Müşevviklerden alaybeyi Mehmed Emîn Bey Diyârbekir'e, serdâr Hüseyin Ağa Karahisâr-ı
               Şarkî'ye, a'yândan nakîb kâ'im-makâmı Fazlıoğlu Hacı Alî ve mahkeme kâtibi Ahmed Efendiler
               Samsun'a, Soruklu Hoca Alî Efendi de Çankırı'ya sürülüp kale-bend edildiler. Yapanlar da
               cezâlarını gördüler.
                      Bunların  yerine  sâbık  kadı  ve  nâ'ib  Hacı  Rıfkî  Osmân  Efendi  mahkeme  kâtibi,
               Merzifonlu  Hazînedârzâde  Mustafâ  Bey  aleybeyi,  Müllabalıoğlu  Hacı  Hasan  Efendi  nakîb
               kâ'im-makâmı, Damgacıoğlu Süleymân Ağa da yeniçeri serdârı oldu.
                      Çaloğlu'nun  yardaklarından  ve  eski  serdârlardan  Kepçe  Ahmed,  Kasap  Bekiroğlu
               Ebûbekir, Güneylioğlu Mehmed Ağalar da gâ'iblere karışdılar. [168]
                      Şa'bânın üçüncü günü müftü Ürgüplü Hacı Ahmed Efendi de yeniçeri tarafdarlığıyla azl
               edilip  selefi  Dizdâroğlu  Hacı  Hüseyin  Efendi  yine  Amasya  müftüsü  oldu.  Deftere  yazılan
               nizâm-ı cedîd efrâdının künyeleri yeniden tashîh edilerek bütün levâzımıyla ve Hâfız Mehmed
               ve Mahmûd Efendiler'in ma'rifetiyle İstanbul'a gönderildi.
                      Lâkin  mütesellim  Avkatlıoğlu  Süleymân  Bey'in  muhâliflere  karşı  âciz  bir  mevki'de
               kalması  İstanbul'da  hoş  görülmediğinden  Amasya  sancağı  Hazînedâroğlu  Süleymân  Bey'e
               ilzâm edildi.

                      Süleymân Bey
                      Caniklidir. Hacı  Alî  Paşa'nın  büyük kardeşi  hazînedâr Süleymân Paşazâde Mehmed
               Bey'in  oğludur.  "Hazînedârzâde"  demekle  meşhûrdur.  1209  muharrem  ibtidâsında  Amasya
               muhassılı olup a'yândan Kayalıpaşazâde Hacı Süleymân Bey Amasya mütesellimi oldu.
                      Saferde Hacı Alî Efendi'nin azliyle Zeyneloğlu Hacı Ömer Efendi şehir kethüdâsı oldu
               ve Çapanzâde Süleymân Bey'e rağmen nizâm-ı cedîd aleyhdârı olanlar ikbâl ve i'tibâr gördü.
                      Rebî'ulevvel ibtidâsında müftü Hacı Hüseyin [169] Efendi'nin azliyle selefi Ürgüplü
               Hacı Ahmed Efendi Amasya müftüsü ve Emîr Hacıoğlu Hacı Hüseyin Efendi nakîb kâ'im-
               makâmı, Selâmzâde Mustafâ Ağa Amasya serdârı oldu.
                      Hazînedârzâde Süleymân Bey'in hâmîsi silahdâr-ı şehriyârî Lâdikli Abdullâh Ağa idi.
               Bu zâtın sâye-i ikbâlinde Canik ve Amasya gibi iki mühim sancağa mutasarrıf ve muhassılı
               olmuşdu. Lâkin bunun kadrini bilmedi. Efendisinin başını belâya uğratdı.
                      Bu Süleymân Bey, nizâm-ı cedîd tarafdârı görünmekle berâber mu'tarızların başında idi.
               Geçen  yıl  Amasya'dan  istenilen  efrâd-ı  nizâmiyyenin  bir  kısmı  gitdiği  hâlde  diğer  kısmın
               sevkinde türlü müşkilât gösteriyor, mu'tarızları istihdâm ediyordu.
                      Fakat Amasya mütesellimi Kayalıpaşazâde Hacı Süleymân Bey, nizâm-ı cedîd efrâdının
               bakiyyesini  sevk  ederek  bir  cesâret-i  medeniyye  gösterdi.  Mu'tarızlara  karşı  durdu.  Bunun
               mukâbilinde kapıcıbaşılık rütbesiyle taltîf edildi.




                                                           660

                                                           678
   674   675   676   677   678   679   680   681   682   683   684