Page 116 - 6-8
P. 116

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               İlyâs Horasânî mahdûmu ve Sivas vâlisi Hacı İbrâhim Bey’in kardeşidir.
                      Birâderinin  Sivas  emâretinde  müdebbir-i  umûru  ve  ser’askeri  olup  onun  vefâtında
               Mısır’a firâr etdi. 783’de bilâd-ı [357] Rûm’a avdetle Amasya’ya geldi. Hacı Şâdgeldi-paşazâde
               Devâtdâr Ahmed Paşa’nın Amasya emâretini takviyyeye hizmet ederek benâm olup 788’de
               himâye-i Osmâniyyeyi istihsâle çalıştı. 791’de Kosova harbinde vefât etdi.
                      Mahdûmları Ulu, Oğuz Beylerdir. Amasya dâhilinde Efte Çiftliği Ulu Bey’e, Moramul
               Çiftliği  de  Oğuz  Bey’e  intikâl  etdiğine  dâ’ir  892  târîhli  bir  hüccet-i  şer’iyye  görüldü.  Ulu
               Beyzâde  Sultân,  Bâyezîd  Beyler  ümerâdandır.  Sultân  Beyzâde  Bâyezîd  Ata  meşâyih-i
               kirâmdan  olup  Efte’de  binâ  etdiği  zâviyesi  kurbunda  medfûndur.  Oğuz  Beyzâde  Bâyezîd
               Bey’in de Moramul’da câmî’ ve mektebi var idi.

                      Ahmed Çelebi-Mevlânâ Şemseddîn
                      Amasya ulemâsından Mevlânâ Bedreddîn Doğan bin Abdullah’ın mahdûmudur. “Hâfız
               Doğan” oğlu demekle meşhûr olup pederi Amasya Emîr-i kebiri Şâdî Bey’in utekâsından idi.
               Amasya  ulemâsından  ve  hâssaten  Mevlânâ  Fahreddîn  İlyâs  bin  Aksarâyî’den  tahsîl-i  ulûm
               ederek  mücâz  ve  müderris  olup  793’de  vefât  etdiği  zann  olunur.  Kibâr-ı  ulemâdan  olup
               mahdûmu [358] el-Hâc Mehmed Çelebi ve birâderi de ulemâdan Mevlânâ Emîneddîn Mehmed
               Çelebi’dir.

                      Ahmed Paşa Çelebi-Emîr-i Kebîr Fahreddîn Devâtdâr
                      Amasyalıdır.  Esbak  Amasya  hükümdârı  ve  beylerbeyi  el-Hâc  Seyfeddîn  Şâdgeldi
               Pâdişâh bin el-Hâc Musliheddîn Kutluşâh bin Emîr Bahâ’eddîn Kürt Bey’in mahdûmu ve Emîr
               Seyyidüddîn  Mehmed  ve  Musliheddîn  Mustafa  Beylerin  birâderidir.  Pederinin  devr-i
               hükûmetinde devâtdârî, ya’nî mektupçusu ve baş-kâtibi olup Eretna Hân oğlu Emîr Nâsıreddîn
               Mehmed Bey’e, bâdehû Bâbuk Şahzâde Emîr Alaeddîn Ali Paşa’ya, daha sonra Kastamonu
               hükûmdârı Candâroğlu Bâyezîd Bey’e dâmâd olarak nüfûz ve kuvvet buldu.
                      783  senesi  rebiülevvelinde  Sivas  hükümdârı  Kadı  Burhâneddîn  Ahmed  Kayseri
               harbinde  pederi  esir  ve  maktûl  olduğundan  iki  sonrakilerin  nüfûz  ve  kuvveti,  Amasya
               ümerâsının  ittihâdı  ve  müzâhereti  sâyesinde  Amasya  Emîr-i  Kebîri,  ya’nî  müstakîllen
               hükümdârı oldu.
                      Hatta meşâhîr-i fuzalâdan Mevlânâ Hüsâmeddîn el-Kâtî Miftâhî [359] emîr-i müşârün-
               ileyhin nâmına şerh etdiği kitâbın birinci varakası zahrına yazdığı şu ibâresiyle i’lân etmişdir:
               “Bi-resmî  hizâneti’l-emîri’l-âlim  el-‘âdil,  el-mü’eyyed  el-muzaffer  el-mücâhid  el-mürâbıt
               nusreti’l-guzâti’l-mücâhidîn melîk-i mülûk-i ümerâi’t-Türk ve’l-Ermen fahrü’d-devle ve’d-dîn
               zahîrü’l-mülûk ve’n-nevâvîn Ahmed Çelebi e’azze’llâhu ensârehû ve dâ’afe iktidârahû”
                      Ancak bir tarafdan Kadı Burhân, diğer tarafdan Kastamonu Emîri olan kayın pederi
               Bâyezîd  Bey’in,  Amasya  emâretini  istilâya  kıyâm  etmeleri  üzerine  muhâfaza-yı  mevki’  ve
               emâret için bunlardan daha kavî olan Osmanlı hükümdârı Sultân Murâd-ı Hünkârın himâyesini
               788’da kabûl etdi.
                      789’da  müşârün-ileyh  Hünkâr  tarafından  Amasya  beylerbeyi  olup  790’da  Kosova
               muharebesine  Amasya’dan  asker  ve  erzâk  göndermekle  iştirâk  edib  ma’iyyetinde  kalan
               kuvvetle Kadı Burhân’ın tasallutlarına karşı durdu. Bunun için Yıldırım Sultân Bâyezîd Hân’ın
               cülûsunda pâye-i vezâretle taltîf edildi.
                      795 senesi evâsıtında Yıldırım Sultân’ın Rumeli gazâsıyla [360] meşgûl olduğu esnâda
               Kadı Burhân, Amasya vilâyeti mülhakâtından Tokat’ı istilâya kıyâm etdikde ma’iyyetine aldığı
               kuvvetle Tokat’a gidip Tokat emîri Şeyh Necîb ile birleşti. Bununla beraber Artukâbâd’a gitdi.
                      Fakat Artukâbâd’a vusûlünde hastalanıp sene-i mezbûre zilhiccesinde orada vefât etdi.
               Cesedi gâlibâ oraya defnedildi. Amasya’da kabrini çok aradım. Şüphe etdiğim birkaç yeri hafr
               etdirdim. Bir türlü bulamadım. Benim tahmînime göre Narlı Bahçe Mezârlığının şimâlinde dört
               sütûn üzerine mebnî bir kubbe içinde medfûn bulunan zât olacakdır. Bu kubbe Amasya vâlisi



                                                           111
                                                           115
   111   112   113   114   115   116   117   118   119   120   121