Page 112 - 6-8
P. 112
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
“Ensâb ulemâsından hiçbiri Hüseyin bin Ahmed el-Ekber’in Mehmed adlı bir oğlu
olduğunu zikr ve kaydetmemişdir. Eş-Şeyhü’n-Nakîb Tâceddîn el-‘Alevî, bana derdi ki: “Seydî
Ahmed bin er-Rifâ’î, kendisinin evlâd-ı Ali’den olduğunu iddi’â etmezdi. Bu iddi’â müşârün-
ileyhin evlâd-ı evlâd-ı evlâdından çıkdı.”
‘Umdetü’t-Tâlib mü’ellifi Ahmed bin ‘Utbe’nin Hüseyin er-Rızâ bin Ahmed el-Ekber
dediği zât, ilk yazdığım silsilenâmesinde [342] “Hüseyin bin Ahmed bin Mûsâ bin İbrâhim el-
Murteza bin Mûsâ el-Kâzım el-‘Alevî’dir. Ahmed Es’ad Efendi’nin yazdığı silsilenâmede
“Hüseyin bin Abdurrahman bin Ahmed bin Mûsâ bin İbrâhim bin Mûsâ el-Kâzım” diye
görülmektedir.
Cemâleddîn Ahmed ibn-i ‘Utbe “Umde”sinde diyor ki: “Ahmedü’l-Ekber bin Mûsâ bin
İbrâhim el-Murteza”nın oğulları Hüseyin, İbrâhim, Ali ale’l-usûl sâbit olup Abdurrahman adlı
oğlu yokdur.
Kadı’l-kudât Şemseddîn Ebu’l-Abbâs Ahmed ibn-i Hallikân Vefeyâtü’l-‘A’yân adlı
kitab-ı matbû’unda Şeyh-i ecel Seydî Ahmed ibn-i er-Rifâ’î sülâlesini şöyle yazıyor:
“Ebu’l- Abbâs Ahmed bin Ebil Hasan Ali bin Ebil Abbâs el-ma’rûf bibni’r-Rifâ’î” deyip
578 senesi cumâdelûlâsının yirmi ikinci günü Ümm-i ‘Ubeyde karyesinde vefât eylediğini
kaydediyor ve diyor ki:
“Rifâ’î, râ’nın kesri, fâ’nın fethi ve ‘ayn-ı mühmele ile ‘Arab’dan Rifâ’a adlı bir
kimseye mensûbdur. Bunu ben, şeyhin kendi akraba ü ta’allükâtının hattından böylece nakl
[343] eyledim.” (Cild 1, sahîfe 55)
Kezalik nakl ü zabtına fevkalâde i’timâd edilen meşâhîr-i meşâyîh-i fuzalâ’dan
Abdulvahhâb eş-Şa’rânî de et-Tabakâtü’l-Kübrâ’sında Seydî Ahmed ibnü’r-Rifâ’î tercemesi
zeylinde diyor ki: “Rifâ’î, şeyhin ecdâdından ve Mekke etrâfında sâkin evlâd-ı Arab’dan Hasan
bin Rifâ’a adlı bir kimsenin pederine mensûbdur.”
Şu üç zâtın kayd u zabtı gösteriyor ki Seydî Ahmed ibnü’r-Rifâ’î evlâd-ı Ali’den değil,
belki evlâd-ı Arab’dan Rifâ’a’nın hafîdidir. Bu dakîkayı nazar-ı dikkate alan ba’zı ukalâ-yı
nessâba Sâhibü’l-hâl Ahmed-i Kebîr’in ceddi olduğu muhakkak olan Osmânı, doğrudan
“Celâleddîn Mehmed bin Yahyâ bin Hâzım”ın oğlu göstermiş, Hasan bin Rifâ’a evlâdından
olmadığını anlatmıştır.
Lâkin bu silsile-nâmede Ahmed ibn-i ‘Utbe’nin yazdığı gibi Osmân’ın Celâleddîn
Mehmed bin Yahyâ bin Hâzım oğlu olduğu gayri sâbit ve Mehdî bin Mehmed’in de Hüseyin
bin Ahmed bin Mûsâ bin İbrâhim bin Mûsâ el-Kâzım neslinden olmadığı [344] mazbûttur.
Bununla beraber Sâhibü’l-hâlin on kadar silsilenâmesi görülüp hepsinde butûnen
tahâlüf, tenâkus, tezâyüd, hatta tebâyün müşâhede edildi. Silsile yazarken yazanlar tarafından
sehv u hatâ mümkündür.
Hülâsa Sâhibü’l-hâlin nesebi Abdurrahîm bin Osmân’a kadar sağlam olup ilerisi
hakkında Allahu â‘lem deyip geçmelidir. Benim tetebbu’âtıma göre şeyh-i müşârün-ileyh, her
hâlde ana tarafdan sâdât-ı Hüseyniyyeden olmalıdır.
Bunun için Mehmed Süreyyâ Bey’in Sicill-i Osmânî’sinde hazret-i şeyhin nesebi şöyle
yazıyor:
“Ahmed Kebîr-i Rifâ’î-Sâhibü’l-hâl bin Tâceddîn bin Kutbeddîn Ahmed bin Şemseddîn
Mehmed Rifâ’îdir. Vâlidesi tarafından Seyyid Bilâl Kâzımî ahfâdındandır.” (Cild 1, s. 19.)
Ahmed Es’ad Efendi de el-Müselselât’ında diyor ki: “Sâhibü’l-hâl Ahmed Kebîr’in
ceddi eş-Şeyh Muhezebeddîn Abdurrahîm bin Osmân, tarîkat-ı Rifâiyye sâhibi Seydî Ahmed
ibn-i Rifâ’î’nin kerîmesi Zeyneb’i tezvic edib ondan [345] mahdûmu eş-Şeyh Şemseddîn
Medmed er-Rifâ’î doğdu. Sâhibü’l-hâl Ahmed-i Kebîr, ana tarafından Seydî Ahmed ibnü’r-
Rifâ’î’nin evlâd-ı kirâmındandır.
“Sâhib-i müşarün ileyh, Batâyıh’da Ümmü ‘Ubeyde karyesinde doğdu. Pederinin
işâretiyle Bağdâd’a gidip halîfesi bulunan eş-Şeyh Ebu’l-Hasan Ali bin Mehmed el-Vâsıtî’ye
hizmet ederek ondan tahsîl-i ulûm ve ahz-ı hilâfet etdi.”
107
111