Page 114 - 6-8
P. 114

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               ziyâret-gâh-ı enâmdır. Âlim, âbid, sâhib-i kerâmet, ehl-i velâyet bir zât idi.” diyor.
                      Süreyyâ Bey’in rivâyetine göre Ahmed-i Kebîr Sâhibü’l-hâl, 686’da doğmuş demektir.
               Bunun yirmi yaşı buluğa ve tahsîl-i ilme çıkarılırsa 706’da seyahate çıkmış, kırk yıl da seyahate
               verilirse 746’da evlenmiş demek olur. Şu hâlde saydığı onbeş evlâd-ı zukûr, ancak iki yılın
               mahsûlü olması lâzım gelir ki mümkün değildir.
                      Ali Bey’in rivâyetine göre kırk yıl seyâhat, kırk yıl da ikâmet ve riyâzet doğruysa seksen
               yıl eder. Sinn-i bulûğu da buna zamm edilirse Sâhibü’l-hâlin 95 yaşında vefât etmesi lâzım
               gelir. Süreyya Bey’in de kırk yıl seyâhati, kırk yıl da riyâzeti bunu icâb eder. Altmış [350] iki
               yaşında vefât eden bir zât için bunlar nasıl tasavvur olunur?
                      Bununla beraber yüz yirmi kadar yalnız evlâd-ı zukûru olan bir zâtın elbetde bunun
               nısfı, hatta sülüsü mikdârı da evlâd-ı inâsı icâb eder ki mecmu’ evlâdının mikdârı yüz altmıştan
               fazlaya bâliğ olur. Bu kadar evlâdın kaç yılda doğabilmesi lâzım gelir?
                      Binâenaleyh:  Şu  iki  müverrihin  verdiği  ma’lûmâttan  biraz  tenzîlât  icrâsı  elzem
               görülmektedir. Sâhibü’l-hâl’in evlâd-ı kirâmı tarafından verilen ve silsilenâmelerinde yazılan
               ma’lûmata  göre  Sâhibü’l-hâl  es-Seyyid  Ahmed-i  Kebîr,  yetmiş  iki  yaşında  759  senesi
               rebiülevvelinde vefât etmişdir. Bu zabta göre 687 târîhinde doğmuş olur.
                      Seyyâh-ı  meşhûr  İbn-i  Batuta  kendisini  731’de  Lâdik  kasabasında  ziyâret  etdiğini
               seyâhat-nâmesinde kaydediyor. Kezalik 727 senesi saferinin evâ’ilinde tanzîm edilen Atabek
               Gâzi  vakfiyesi  zeylinde  şâhid  görülmektedir.  727’den  kırk  yıl  seyâhat  için  çıkarılırsa  687
               senesinde, ya’nî doğduğu günden i’tibâren seyâhate çıkması lâzım gelir. [351]
                      Sâhibü’l-hâl’in  evlâd-ı  kirâmı  içinde  es-Seyyid  eş-Şeyh  Alâeddîn  Ali,  Muhyiddîn
               Mehmed,  Sadreddîn  Kâsım,  İzzeddîn  Hasan,  Necmeddîn  Yahya,  Hayreddîn  Hızır,  Sâlih
               Abdullah, Abdurrahîm, Abdussemi’, Ebûbekir, Ömer, Osmân pek meşhûr idiler. Vefâtından
               sonra yerine mahdûmu ve halîfesi es-Seyyid eş-Şeyh Alâeddîn Ali Revâkî Çelebi geçdi.
                      Evlâd-ı  kirâmından  es-Seyyid  eş-Şeyh  Necmeddîn  Yahyâ  er-Rifâ’î  Âbâdoğullarının
               da’veti üzerine Hakala kasabasına gelip kendisine yapılan zâviyesinde yerleşti. 773’de vefât
               edib  zâviyesi  hücresine  defnedildi.  Elyevm  sandukası  mevcûd  olup  üzerinde  târîh-i  vefâtı
               mahkûkdur.
                      Eş-Şeyh Sâlih Çelebizâde Şerefeddîn Osmân Paşa, Amasya Hükümdârı el-Hâc Şâdgeldi
               Paşa’nın eniştesi ve vezîri idi. Bunun evlâdı Amasya’da kaldı. Sâhibü’l-hâlin zâviyesi vakfı
               meşhûr olup tevliyeti asrımıza kadar evlâd-ı kirâmı uhdelerine müvecceh idi. Bunlardan es-
               Seyyid eş-Şeyh Ahmed Efendi 1081’de mütevellî oldu.
                      Bunun vefâtında bölükbaşı es-Seyyid Mehmed Çelebi mütevellî olup  [352] 1119’da
               vefâtıyla ammizâdesi es-Seyyid eş-Şeyh Nureddîn Mehmed Efendi mütevellî ve zâviye şeyhi
               oldu. 1154 senesi muharreminin onunda vefâtıyla es-Seyyid Abdul’alîm Efendi ve 1185’de
               kasr-ı yediyle mahdûmu es-Seyyid Abdulvehhâb Efendi mütevellî oldu.
                      1204’de mûmâ ileyhin vefâtıyla silahdâr-ı şehriyârî es-Seyyid Abdullah Ağa bin es-
               Seyyid Abdulkerîm Efendi bin es-Seyyid eş-Şeyh Nureddîn Mehmed Efendi mütevellî oldu.
               1210  recebinde  bunun  da  vefâtıyla  Bölükbaşıoğlu  es-Seyyid  Hasan  Çelebi  bin  es-Seyyid
               Mehmed Ağa bin es-Seyyid Ali Ağa bin es-Seyyid Mehmed Çelebi mütevellî oldu.
                      1221’de bunun ref’iyle birâderi es-Seyyid el-Hâc Ali Ağa ve 1222’de kasr-ı yediyle
               sânîyen es-Seyyid Hasan Çelebi bin es-Seyyid Mehmed Ağa ve 1233’de kasr-ı yediyle oğulları
               es-Seyyid Hüseyin, Hâfız Ahmed Efendiler ve 1251’de silahdâr es-Seyyid Abdullah Ağazâde
               es-Seyyid  Mehmed  Hakkı  Bey’in  oğulları  es-Seyyid  Ahmed  İzzet,  Abdulkerîm  Beyler
               mütevellî olup 1272’de es-Seyyid Abdulkerîm Paşa’nın vefâtıyla mahdûmu es-Seyyid Mehmed
               Hakkı Bey mütevellî oldu.
                      Bunlardan sonra es-Seyyid eş-Şeyh Ahmed Efendi bin es-Seyyid Mehmed Efendi bin
               es-Seyyid Hâfız Ahmed Efendi mütevellî ve zâviye şeyhi olmuşdu. [353]
                      1314’de Lâdik’e gidip tekkeye misâfir olduğum zaman bu zâtı pîr-i fânî olarak gördüm.
               Mahdûmu es-Seyyid Mehmed Ârif Efendi müsta’id, zekî bir kimse idi.



                                                           109
                                                           113
   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119