Page 215 - 6-8
P. 215

Amasya Tarihi Cilt: 6
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                     Ahmed Efendi-Müftüzâde el-Hâc
                     Gümüşlüdür.   Pederi  Gümüş  müftüsü  iken  azledilip  İstanbul’a  geldikte  Gelibolu
                                 85
               müftülüğüne  tayin  edilen  Gümüşlü  el-Hâc  Mehmed  Efendi  bin  Hasan’ın  mahdûmudur.
               Pederinden  ve  İstanbul’da  Amasyalı  Büyük  Hâfız  Mehmed,  Amedî  Abdülkerîm,  Ankaravî
               İsmâil Efendilerden tahsîl-i ulûm ederek 1151 şa’bânında müderris oldu.
                     Fatih  Câmii  şerîfinde  ders-i  âm  olup  hayli  talebeye  icâzet  verdi.  Ba’dehû  kibâr-ı
               müderrisînden olarak vilâyet ve livâ niyâbetlerinde bulundu. Bu esnâda ikmâl-i devre-i medâris
               ederek  [686]  1181  senesi  zilka’desinde  Galata  mollası,  ba’dehû  Bursa  nâibi,  1187  senesi
               muharreminde  ordu-yu  hümâyûn  kadısı  oldu.  1188  senesi  şevvâlinin  on  beşinde  Mekke-i
               mükerreme pâyesi ile taltîf edildi.
                     1192’de Rusya müsâlahasında mükâlemeye me’mûr olup 1196 senesi şa’bânında İstanbul
               kadısı,  1197  şa’bânında  Anadolu  kazaskerliği  pâyesiyle  mükerrem  olarak  zilka’desinde
               azledildi. 1199 şa’bânında Rumeli kazaskerliği pâyesi ile tebcil edilip ramâzânında Anadolu
               kazaskeri ve 1200 senesi rebîülahirinin on beşinci günü şeyhülislâm oldu.
                     İki yıl kadar makâm-ı fetvâda kalıp 1202 senesi saferinin on üçüncü günü Nemçe ve Rus
               muhârebesinin te’âkubuna ve kendinin de hastalandığına binâ’en azledilip Beylerbeyi sahîl-
               hânesinde ikâmete me’zûn oldu.
                     Fakat Hamîdîzâde Mustafa Efendi Şeyhülislâm oldukta 1204 senesi saferinde Ankara’ya
               gönderdiyse  de  ramazânında  avdetine  müsâ’ade  buyuruldu.  1206  senesi  rebîülevvelinin  on
               üçüncü pazar günü sahîlhânesinde dâru’n-na’îme irtihâl  etdi. Beylerbeyinde Havuz dibinde
               medfûndur. [687]
                     Gâyet fâzıl, müttakî, natûk, mütasallib, halîm, umûr-ı şer’iyyede zamanın müctehidi idi.
               Rus harbini açmağa hayli mu’âveneti oldu. “Tefsîr-i Beyzâvî”nin mevâkî-i müşkîlesine dâir
               resâ’ili vardır. Zaman-ı meşîhatinde Fas hükümdarı Mevlây Mehmed tarafından Türk ulemâsını
               imtihân için irsâl edilen dört mes’ele-i mu’dileye bilâ-tekellüf cevaplar verdi. Risâleler yazdı.
                     Mahdûmları  Mehmed  Sâlim,  İbrâhim  Selîm  Efendilerdir.  Mehmed  Sâlim  Efendi
               müderrisînden iken 1205’de vefât etdi. İbrâhim Selîm Efendi sudûr-ı ilmiyyeden olup 1228’de
               vefât etdi. Birâderleri mevâliden Abdullah, Abdurrahim Efendiler ve kethüdâsı da Gümüşlü
               Mustafa Nuri Efendi’dir.

                     Ahmed Efendi-Dib Karpuzu es-Seyyid el-Hâc
                     Sadr-ı esbak Boynueğri es-Seyyid Abdullah Paşa’nın kethüdâsı olan Amasyalı el-Hâc
               Abdullah  Ağa  bin  Ahmed  Ağa’nın  mahdûmu  ve  Adil  Bey  bin  Cüneyt  Bey’in  ahfâdından
               Şerîfzâde es-Seyyid el-Hâc Mustafa Ağa’nın kerîmezâdesidir.
                     Tahsil-i me’ârif edib ba’zı vüzerâya ve hâssaten Mikdat Ahmed Paşa’ya divân kâtibi,
               1191’de Adil Bey vakfına [688] mütevellî oldu. 1193 senesi şevvâlinde efendisi Rusya’ya firâr
               eylediğinden  Adil  Bey’in  evlâd-ı  zükûrundan  olan  Şerîfzâde  es-Seyyid  Süleyman  Ağa
               mahkemeye mürâca’âtla tevliyet uhdesinden 1194’de ref edildi.
                     1196 şa’bânında Mikdat Ahmed Paşa Amasya mutasarrıfı olarak geldikde i’âde-i ikbâl
               edib yine divân kâtibi olup 1198’de hâcegân-ı divân-ı hümâyûn zümresine iltihâk etdi. Vakf-ı
               mezkûra sânîyen mütevellî oldu.
                     Fakat  Mikdat  Paşa’nın  zâlimâne  harekâtından  dolayı  Amasya  sancağı  uhdesinden
               1202’de  refedildikte  bu  da  Amasya’da  ikâmete  me’mûr  olup  tevliyet-i  mezkûre  yine
               uhdesinden refedildi. 1205’de meclis-i a’yân a’zâsı olup 1206’da ma’zûl ve 1207’de merhûm
               oldu.
                     Umûr-ı dünyaya ârif, iş-güzâr, oldukça hattât idi. Boyu kısa, vücûdu tıknâz olduğundan


               85  Amasyalı Akifzâde es-Seyyid Abdürrahim Efendi “el-Mecmu”  adlı eserinde Gümüşlü olduğunu yazıyor. Cihât
                 ü Müftüyân defterlerinde pederinin Gümüş ve Gelibolu müftüsü olduğu yazılıdır.

                                                           210
                                                           214
   210   211   212   213   214   215   216   217   218   219   220