Page 222 - 6-8
P. 222

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               göstermeye başlamış bir daha hücresinde oturmamıştır.
                     Geceleri de sabahlara kadar mekâbir-i evliyâ ve sulehâyı ziyâret ederek dolaşır, uyumaz,
               gündüzler de oruç tutar. Tenhalarda da’ima ağlardı. Herkese gâyet beşûş, latîfeci, güler yüzlü
               görünürdü. Kendisinde haşyetullah gâlibti.
                     Kendisi gassâl değildi. Fakat a’yân ve ulemâdan kendisini gasl etmesini vasiyyet ve pek
               ricâ ederlerse ba’zılarına gasl ederdi. Onu da mülâtefe ederek yıkar, kabrine de indirirdi. Birini
               [711] gaslederken bileğini sıkar “Ne güzel ve yüce yerin var!” der, ölü gözünü açıp kendisine
               bakar, tebessüm ederek yine kapar!” Bunu pek çok kimseler görmüşdür.
                     Merhûm fakirâne yaşar, kimseden ne bir ücret ne de bir habbe sadaka ve fitre almazdı.
               Ahvâl-ı kulûb ve kubûra aşinâ idi. Bununla beraber mütecâhil görünürdü. Rumûz ve işarâtı
               çoktu. İmâ ve işaret etdiği şeyler çıkardı. Kaddesallâhü sırrehü’l-aziz.
                     Şeyh-i müşârün-ileyhi bilenlerden yalnız bir kimseye tesadüf etdim. Çarşambalı  Hacı
               Abdülkadir Efendi merhûm derdi ki; “Şeyh Ahmed Efendi uzunca boylu, esmer benizli, seyrek
               sakallı, bünyesi nahîf, güleç yüzlü bir zât-ı şerîf idi. Kabri Narlıbahçe mezârlığının şimâlinde
               Şehzâde türbesinin yan tarafında olup yüksek ve ziyâret-gâh idi”.

                     Ahmed Efendi-Fazlızâde es-Seyyid
                     Amasya a’yânından es-Seyyid Fazlullah Efendi bin es-Seyyid el-Hâc Mustafa Efendi bin
               el-Hâc Ahmed Efendi bin Mustafa Efendi’nin mahdûmudur. Sultânîye müderrisi Oluslu es-
               Seyyid el-Hâc Osmân Efendi’den ve Şeyhzâde [712] el-Hâc Abdullah Vecîh Efendi’den ikmâl-
               i tahsîl edib mücâz ve ders-i âm ve üstâdı es-Seyyid Osmân Efendi’ye dâmâd oldu.
                     Sekiz yıl kadar tedrîs-i ulûm ederek fazilet-i ilmiyyesi ile iştihâr etdiğinden 1220 senesi
               muharreminde üstâdı olan kayınpederinin kasr-ı yedi ile Sultân Bâyezîd Medresesi müderrisi
               olduğu halde tam iki yıl sonra 1222 senesi muharreminde dâr-ı bekâya irtihâl etdi. Fâzıl, gâyet
               zekî, Arabiyyede pek mâhir, akrânına fâ’ik bir zât idi. Henüz otuz yaşını ikmâl etmemişdi.
               Mahdûmu es-Seyyid Ahmed Necib Efendi’dir.

                     Ahmed Ağa-Basmacızâde es-Seyyid el-Hâc
                     Amasya’da basmacılar kethüdâsı el-Hâc İsmâil Ağa bin el-Hâc Mustafa Ağa’nın oğludur.
               1201’de pederinin vefâtı ile basmacılar kethüdâsı, mükerreren hâciyân ve a’yân a’zâsı olup
               1222’de  vefât  etdi.  Hânedân  idi.    Mahdûmu  es-Seyyid  el-Hâc  Mehmed  Ağa  basmacılar
               kethüdâsı oldu.

                     Ahmed Efendi-İmâmzâde Hâfız
                     Amasya’da  Gümüşlüzâde  Câmii  imâmı  şeyhü’l-kurra  el-Hâc  Hasan  Efendi’nin
               mahdûmudur. Pederinden vücûh-ı kırâ’atı ve Fâzıl [713]  Abdullah Vecîh Efendi’den ulûm-ı
               Arabiyye ve şer’iyyeyi ahz-ı ikmâl ederek mücâz olup pederinin vefâtında Gümüşlüzâde Câmii
               imâmı ve ittisâlinde Medrese-i Fâtimîye müderrisi oldu. 1223 recebinde vefât etdi. Âlim, kârî
               mücevvid bir imâm idi. Birâderi eş-Şeyh Mehmed Efendi imâm oldu.

                     Ahmed Efendi-Çelebizâde
                     Fuzalâdan el-Hâc Hüseyin Efendi’nin mahdûmudur. Pederinden ve Allâme Ürgüblü el-
               Hâc  Ahmed  Efendi’den  ahz-ı  ulûm  ederek  ders-i  âm  olup  1207’de  Sarâc-hâne  ittisâlinde
               Amasya  mütesellimi  el-Hâc  Mustafa  Ağa’nın  binâ  etdiği  medresenin  müderrisi  Süleyman
               Efendi’nin vefâtına binâ’en medrese-i mezkûre müderrisi ve ba’zı müftülerin müsevvidi olduğu
               halde 1224 senesi hilâlinde vefât etdi. Âlim, fakîh ve vâ’iz bir zât idi.

                     Ahmed Efendi-Tatar İmâm es-Seyyid
                     Kırımlıdır.  Es-Seyyid  Hasan  bin  Ali  oğludur.  Kırım’da  tahsîl-i  ulûm  edib  1188’de
               Amasya’ya hicret ve bir müddet neşr-i ma’ârife himmet etdi. Sonra Mîrâhûr köyüne imâm olup



                                                           217
                                                           221
   217   218   219   220   221   222   223   224   225   226   227