Page 282 - 6-8
P. 282
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Konya hükümdârı Sultân İzzeddîn Keykâvus-ı Selçukî, büyük bir kuvvetle imdâda gelip
Ebûbekir Bey’in kuvvetiyle birleşti. Müttehiden hareket ederek Rum çetelerini ve Trabzon
Komnenoslarını perişân edib Samsun ve Sinop havâlîsini kâmilen fetheyledi. Buraların emr-i
idâresini de Simre-i Amasya vâlisi emîr-i müşârün-ileyhe verdi.
610’da vakî olan bu muvaffakiyet üzerine Rum çeteleri dağılıp birer tarafa savuşdukları
esnâda sâhib-i terceme İsak da kaçıp Urfa tarafında Kefersûd nâhiyesine ilticâ etdi. Orada
kendisini Müslüman gösterip adını İshak yaptı. Bu sûretle yakasını ölümün pençesinden
kurtardı. Kendisine İshak Kefersûdî dendi.
Buradan Şiraz’a gidip Şiâ ulemâsından Muhyiddîn [56] Muhammed bin Ali et-
Temîmî’den Arapça’yı ve usûl-i Şiâyı ve ba’zı ğaşşâşlardan sihir ve nirencâtı öğrendi. Seyâhat
tarîkiyle İran’ı gezip Bâtınîlerden de Fırka-i Bâtınîyye usûlünü aldı. Dönüp Sivas’a geldi.
Üstâdını orada kadı buldu.
Buradan da Amasya köylerine gelip on yıl kadar halka meccânen çobanlık ederek
riyâkârâne harekât ve ibâdâtıyla halka fevkalâde hulûl etdi. Kendisini evliyâ gibi tanıttı. İshak
Baba demekle iştihâr edib şöhret-i şâyiası Amasya havâlîsini tutdu.
İshak Kefersûdî, Hıristiyanlıkla muvaffak olamadığı maksadına, Amasya‘da bir Rum
krallığı teşkiline kisve ve efkâr-ı İslâmiyye ile muvaffak olmaya çalışıyor. Bu uğurda her türlü
kizb ve riyâyı, sahtekârlığı ihtiyâr ediyor, bunlarla muvaffak olacağını umuyordu.
Bu esnâda Amasya‘da Baba İlyâs Horasânî demekle meşhûr ve Cüneydî tarîkat bir şeyh
var idi. Amasya ulemâsının i’timâdını ve halkın i’tikâdını kazanmışdı. İshak Baba, gâyet zekî
ve dessâs bir adamdı. Halkın ve ümerâ ile [57] ulemânın Baba İlyâs’a hürmetlerini gördükte
bundan istifâde etmek için Amasya’ya geldi. Baba İlyâs’a intisâb ederek mürîd-i hâssı oldu.
Şirâz’da öğrendiği sihir ve nirencâtı sâyesinde gösterdiği ba’zı ahvâl ve ef’âl-i fevkalâdesi
kerâmetine hamledilerek Baba İlyâs’ı bile teshîr etdi. Bir takım sun’î zühd ve riyâsı halkı, avâm-
ı nâsı aldatdı. Nüfûz ve şöhreti pek ziyâde arttı. Ümerâ ve ulemâyı telâşa düşürdü.
Bu esnâda Amasya vâlisi Emîr Hüsâmeddîn Berke Hân; kâdı’l-kudâtı Bedreddîn Ebu’l-
Mekârim İbrâhim el-Kımârî, nâibü’l-kadı Reşideddîn Ebu’l-Fezâ’il Mehmed bin Ahmed bin
Ebi’r-Reşid el-Hemedanî, makâm-ı iftâda Fahreddîn Mehmed bin Mahmûd er-Râzî 102
Hüsâmeddîn Yûsuf bin Abdurrahman et-Tebrizî, Takıyüddîn Osmân bin Ali el-Amasî idi.
İshak Baba, bunlardan pek ziyâde ürküyor, bunları kendi maksâdına mânî’ görüyordu.
Çünkü Emîr Hüsâmeddîn Berke Hân Amasya ve havâlîsinde meskûn olan Kayıhânlu
kabîlesinin ve Harezmîlerin reisi [58] idi. Bunlar hem çok hem de yavuz adamlardı.
634 senesi şevvâlinde Sultân Alâeddîn Keykubâd-ı Selçukî vefât edib şehzâdesi
Gıyâseddîn Keyhüsrev Konya Sultânı ve lalası olan Emîr Sâdeddîn Köpek de vezîr-i a’zamı
olmuşdu. Bunu fırsat bilen İshak Baba, kendinin meclûbu olan halkı vâlî Berke Hân ile Kayılu
(Kazığlu) Türklerinden ağır şikâyetlere teşvîk etdi.
Gıyâseddîn Keyhüsrev, halkın acı şikâyetleri üzerine Emîr Berke Hân’ı azl ve bütün
Kayıhanlu ve Harizmli Türkleri Amasya vilâyetinden ihrâc emrini verdi. 636’da Amasya
vâlililiğine Zâhireddîn Hurşid Bey ta’yîn ve bir kuvve-i kâfiye ile gönderildi.
İshak Baba, tam hareket edecek zamanı bulmuşdu. Bir taraftan Trabzon Kralı Yani
Komnenos ile muhâbere ederek ondan kuvve-i imdâdiye alacağını temin etmiş, diğer taraftan
Rumlar güya ihtidâ ederek kendisine tebeiyyet eylemiş, ehl-i İslâm’ın avâmı ise kendisini
evliyâ zannıyla adeta ma’bûd tanımışdı. [59]
637 senesi evâilinde Kayı Türkleriyle Amasya vâlisi Hurşid Bey’in kuvvetleri arasında
çıkan muhârebe hengâmesinde İshak Baba kendisine beyât eden Babaîlerin, Rumların başına
geçip tarihimizin ikinci cildinde tafsîl edildiği üzere isyân ve kıyâm ederek Sadreddîn İshak
lâkabını aldı.
102 Bu zât mu’ahharan Amasya kâdı’l-kudât’ı ve 641’de Konya’ya celb edilip sâhib-i a’zam olan Fahreddîn
Mehmed er-Razî’dir. İkinci cildimizde sehven Fahreddîn Ali bin Mehmed diye tertîb edilmiştir.
281