Page 278 - 6-8
P. 278

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                     Edhem İbrâhim Bey-Çûçû Paşazâde
                     Amasyalıdır. Vüzerâdan Amasyalı Çûçû Mustafa Paşa bin Ahmed Ağa ahfâdından ve
               Eski Kethüdâ Mahallesi eşrâfından Halil Bey bin Hasan Bey bin İsmâil Bey bin Mustafa Bey
               bin Halil Bey bin Çûçû Mustafa Paşa’nın mahdûmudur. Çûçûoğlu demekle meşhûrdur.
                     1263’de  Eski  Kethüdâ  Mahallesi’nde  doğdu.  Sultân  Bâyezîd  Mektebi’nde  kıraat  ve
               kitâbet  öğrenip  1280’de  meclis-i  idâre  ve  ba’dehû  muhâsebe  ketebesinden  oldu.  1283’de
               İstanbul’a gidip Şirvânîzâde Mehmed Rüşdi Paşa’nın himmetiyle Beşiktaş Sarayı matbahına
               yerleşti. 1286’da matbah başkâtibi oldu. [44]
                     1301’de hizmetinde görülen gayret ve istikâmetine binâen Yıldız Sarayı vekil-harcı olup
               1314’de sânîye, 1321’de mütemâyiz, 1323 senesi şa’bânında evlâ rütbelerini aldı. Yirmi altı
               sene bu vazîfesini de müstakîmâne hüsn-i îfa ederek mevkiini muhâfaza etdi.
                     1327 senesi  rebîülâhirinde Sultân Abdülhamid-i  sânînin hal’i üzerine Beşiktaş Sarayı
               matbahına iâde ve birkaç ay sonra tekâüd edilerek Amasya‘ya geldi. 1331’de vefât etdi. Sâdık,
               müstakîm, dindâr, beşûş, halîm, kerem-kâr bir zât idi.
                     Küçük birâderi İsmâil Bey Beşiktaş Sarayı matbah kâtibi iken 1319’da ve büyük birâderi
               Mehmed Tâhir Bey de Varay Nâhiyesi müdürlüğünden ma’zûlen 1321’de vefât etdi. Pederleri
               Halil Bey 1302’de vefât etmişdi.

                     Edhem İbrâhim Efendi-Kemançecizâde
                     Amasyalıdır. Üçler Mahallesi’nde Emîr kızı oğlu el-Hâc Osmân Ağa bin Mehmed Ağa
               ahfâdından Kemançecioğlu Mehmed Ali Ağa bin Osmân Ağa’nın mahdûmudur. 1284’de Üçler
               Mahallesi’nde  [45]  doğdu.  Amasya  mekteb-i  rüşdiyesinde  tahsîl-i  maârif  edib  adliye
               ketebesinden iken Lâdik mahkemesi başkâtibi oldu.
                     1314’de  ma’zûlen  İstanbul’a  gidip  tercemesi  yazılan  vekil-i  harç  Edhem  Bey’in
               himmetiyle 1316’da Aşiret Mektebi mubassırı, 1319’da mekteb-i mezkûrda Kavânîn-i Adliye
               muallimi oldu. Ba’dehû rütbe-i sâniye alıp 1324’de mütemâyiz rütbesiyle Nâile Sultân binti
               Sultân Abdülmecid Hân kethüdâsı, 1325’de encümen-i teftîş ve muâyene a’zâsı oldu.
                     1327’de Maârif teşkilâtı yapılırken teftîş ve muâyene encümeni lağv edildiğinden Nâile
               Sultân kethüdâlığında kaldı. 1337’de Sultânın vefâtıyla yeni açılan Çamlıca Leylî Kız Lisesi
               başkâtibi oldu. Maârif-âşinâ, halûk, müstakîm bir zâttır. Birâderi adliye ketebesinden İsmâil
               Efendi’dir.

                     Edîb Mehmed Efendi-Nureddînzâde es-Seyyid
                     Lâdiklidir. Sâhibü’l-hâl es-Seyyid Ahmed-i Kebîr er-Rifâî ahfâdından orada Rifâî tekkesi
               şeyhi ve mütevellîsi es-Seyyid eş-Şeyh Ahmed Efendi bin es-Seyyid Nureddîn Hamza Çelebi
               bin es-Seyyid Ali mahdûmudur. [46] Amasya‘da fuzalâdan Pîrîzâde el-Hâc Hüseyin Efendi’den
               mukaddimât-ı ulûmu tahsîl ederek İstanbul’a gidip Bekrîzâde Şamî Mehmed Efendi’den ikmâl-
               i tahsîl etdi.
                     Ba’dehû İmâm-ı Sultânî Lâdikli Hâfız Efendi’den mülâzım ve 1091’de müderris ve ders-
               i  âm  olup  Hâfız  Mehmed  Efendi  1099  senesi  cemâdelûlâsında  Rumeli  Kazaskeri  oldukda
               tezkirecisi  ve  1101  senesi  cumâdelâhiresinde  müşârün-ileyhin  azlini  müteâkıb  Rumeli
               kaleminde Alakilise, 1103’de Livâdiye kadısı oldu.
                     1104’de ma’zûlen  İstanbul’a gelip sene-i  mezbûru zilka’desinde müşârün-ileyh Hâfız
               Mehmed  Efendi  sâniyen  Rûmeli  Kazaskeri  oldukda  ikinci  defa  tezkirecisi  ve  1106  senesi
               şa’bânında efendisi Şeyhülislâm oldukda mektubcusu olduysa da şevvâlinde müşârün-ileyhin
               azli üzerine Yanbolu, 1109 zilhiccesinde Kazanlık, 1112’de Karaferiye kadısı olup 1114’de
               yine ma’zûlen İstanbul’a geldi.
                     1115 senesi rebîülevvelinde İstanbul’da vakî olan kıyâm-ı askerî esnâsında ikinci defa
               Şeyhülislâm olan [47] Hâfız Mehmed Efendi’ye sâniyen mektubçu olarak teayyün etdi. Ancak




                                                           277
   273   274   275   276   277   278   279   280   281   282   283